Cemal Ersen

Cemal Ersen

cersen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Trabzonspor adına prestij mücadelesiydi. Hedefi ve kaybedeceği şey kalmamıştı. Fenerbahçe cephesinde ise “ya tamam, ya devam” anlamına gelen bir doksan dakika olacaktı. Kazanması şarttı. Aksi taktirde yarışa havlu atacak ve Galatasaray’ın şampiyonluğunu kabullenmek zorunda kalacaktı.
Fenerbahçe’nin motivasyonu ve kazanma isteği ilk dakikalardan itibaren sahaya yansıdı. Hiç zorlanmadı. Çünkü karşısında ne yaptığını bilmeyen bir rakip ve teknik direktör buldu. Jorge Jesus yatsın kalksın meslektaşı Bjelica’ya dua etsin. Üç puanı altın tepside sundu çünkü. 
Ev sahibinin güçlü bir hücum hattı var. Valencia’ya Batshuayi’nin dönüşü eklenince ve bunlara önde oynamaya bayılan Arda, Ferdi, Rossi, Peres gibi isimler eşlik edince, sarı-lacivertli takımın üçüncü bölgedeki hakimiyeti perçinlendi. Önce Arda yokladı rakip kaleyi, hemen ardından genç yıldızın harika pasında topla buluşan Batshuayi bitirici vuruşu yaptı.
Trabzonspor’un yarım saat baskıdan kurtulamadı. Bjelica’nın savunma kurgusu ise herkesi şaşırttı. Tamam rakibe önlem almayı anlarım da, bunu 5 kişi ile ve garip tercihlerle yapması ilginçti. Ne denedi, ne hedefledi kimse çözemedi. Bu süreçte iyice geriye yaslandı ve orta sahayı geçemedi bordo-mavili ekip. Çıkarken çok pas hatası yaptı. İlk tehlikesini ise 31. dakikada Hamsik ile yarattı. Beş dakika sonra bu kez Larsen arka direkte bomboş pozisyonda topu dışarı attı. Abdülkadir Ömür, Visca, Doğucan beklenenin çok gerisinde kaldı. Siopis tek başına direnmeye çalıştı. Fenerbahçe’nin hızı kesilse de pozisyonları bitmedi. Valencia, Rossi ve Batshuayi ile farklı girebilirdi soyunma odasına.
Trabzonspor aynı planla başladı ikinci yarıya. Oysa geriye düşmüşken daha cesur olmalıydı. Fenerbahçe savunmasının zaaflarını değerlendirmek yerine sanki skoru korumaya çalıştı Bjelica.
Nitekim sinen rakibi karşısında vites yükselten Fenerbahçe aradığı golü bulmakta gecikmedi. 55 ve 58. dakikalar arasında üç kez yokladı kaleyi, ancak Uğurcan’a takıldı. O da bir yere kadar. Ardından bir hızlı hücum ve bu kez affetmeyen Peres oldu.
Gol geliyorum diye bağırırken olup biteni seyreden Bjelica, fark ikiye çıkınca dört oyuncu birden değiştirdi. İnanılır gibi değil, bu takım deneme tahtası, bu maç antrenman maçı mı?  
Anlaşılan Hırvat hoca nereye geldiğinin ve hangi takımı çalıştırdığının farkında değil henüz. Trabzonspor’u sıradan bir takım sanmak ve böyle bir deplasmanda üzerinden playstation oynamak kimsenin haddi olamaz. Bu kadar maç oynandı, antrenman yapıldı Bjelica hala sahaya süreceği on biri kestiremiyor mu? Oysa birkaç kaset izlese takımı bu denli çaresiz hale düşmezdi.
Başkan Ertuğrul Doğan’a naçizane bir önerim var; bu takıma yürekten bağlı futbolcuları bir kenara koyun. Gitmek isteyen kim varsa yol verin. Başta da büyük umutlarla getirdiğiniz Bjelica’ya! Kalırsa sadece takımın değil, şehrin de kimyasını bozacak çünkü.