Bu kez Benfica gibi yetenekli oyunculardan kurulu, son vuruşları etkili bir rakip yoktu Trabzonspor’un karşısında. Geçen yılki balansı bozulmuş, uyum süreci yakalamakta zorlanan bordo-mavililerin rövanş için avantaj sayılabilecek bir skor yakalaması, eski günlerini arayan Bilbao karşısında çok da uzak bir olasılık gibi görünmüyordu maç öncesinde.
Şenol Güneş, cezalı Adrian ve Zokora’nın yerine zaten yeterli olmayan mevcut kadrodan Halil ile Mustafa Yumlu’yu kullanmayı tercih etmişti. Daha doğrusu bu zorunlu hamlelerle umutları gerçeğe çevirmek istemişti. Lakin maç, hesapta olmayan bir kırmızı kartla başladı. Gol için tüm planların üzerine yapıldığı Burak henüz 6. dakikada takımını on kişi bırakma sorumsuzluğunu gösterince, ki bu kart bize göre oldukça ağırdı, Trabzonspor’un tüm hesapları değişiverdi. Maçın tamamına yakınını sayısal olarak üstün oynama avantajını bulan Bilbao, daha da agresifleşip işini bir an önce bitirme telaşına kapıldı. İlk dakikadan itibaren müthiş bir baskı kurdu İspanyol temsilcisi. Tabi buna karşılık Trabzonspor çok daha fazla efor sarf ederek kalesini koruma içgüdüsüyle kendi yarı alanına kapandı. Bilbao’nun her iki kanattan getirdiği tüm toplar kalemizde ciddi tehlikeler yarattı. Giray ve Glowacki yüksek toplarda zaman zaman zorlanırken, Llorente tek başına savunmanın dengesini bozmaya yetti. Iturraspe ve Gabilondo savunmayı çok yıprattı. Ceza alanı içine yapamadıklarını uzaktan şut atarak deneyen Bilbao karşısında, Trabzonspor takımı tempoyu düşürmek yerine ona ayak uydurmaya çalışınca Alanzinho, Henrique ve Serkan ile yakaladığı hızlı çıkışlarda risk aldı.
Bilbao Teknik Direktörü Marcelo Bielsa ilk yarı boyunca bulamadığı gol için oyunun ikinci bölümünde iki hücumcuyu daha sahaya sürerek şansını denedi. Susaeta ve Toquero’nun yanı sıra Aurtenetxe’yi de Trabzonspor savunmasının arasına yollayan Marcelo’nun öğrencileri sayısız pozisyon üretirken, kalesinde adeta devleşen Tolga inanılmaz kurtarışlarıyla Bilbao takımının iştahını kursağında bıraktı. Bunda İspanyolların beceriksizliğinin de rolü vardı kuşkusuz.
Buna karşın Trabzonspor ani çıkışlarda çok önemli iki fırsat yakaladı. Halil ve özellikle Henrique’nin kaçırdıkları hayıflanılmayacak cinsten değildi emin olun.
Maçın sonu yaklaştıkça sahadaki tansiyon da tavan yaptı. Trabzonspor’un takım halindeki direnişi bir türlü istediği golü bulamayan Bilbao’nun sinirlerini alt üst etti. Temsilcimiz bu olağanüstü direncin, inanılmaz mücadelenin karşılığını da gördü elbette. Rövanş için çok önemli bir avantaj elde eden temsilcimiz UEFA Avrupa Ligi’ne gönderdiği mesajla da sıkıntılı günler geçiren Türk futboluna nefes aldırdı adeta!..