Hani derler ya, üç ihtimalli maç diye, her anlamda öyleydi. Hem skor, hem skorun getirecekleri açısından, iki takım için de tüm olasılıkların gerçeğe dönüşebileceği bir doksan dakika idi. Bir başka deyişle “olmak veya olmamak” mücadelesi!
Bir tarafta kazanmak zorunda olan Lille, karşısında tarih yazmaya hazırlanan ve alacağı tek puanla Avrupa’ya devam diyecek Trabzonspor. Bu tabloda daha fazlası ise İtalya’dan gelecek habere bağlıydı. Sadece temsilcimiz için değil, İnter dışındaki üç takımın da kendi göbeğini kesmek zorunda olduğu iki ayrı doksan dakikaydı.
Lille hırslı ve saldırgan başladı maça. Sow’un yanı sıra, Joe Cole, Hazard ve Payet gibi hücuma dönük etkili silahları bulunan rakibi kontrol etmek, gerçekten zor ve dikkat gerektiren bir uğraştı. Orta alanda Mavuba ile Balmont’un da ofansif oyununu düşünürsek, kontrol edilmesi güç takım haline geliyordu Lielle. Nitekim ilk yarıda Trabzonspor’a ezici bir üstünlük kurdu Fransız temsilcisi. Nefes aldırmadı. Böyle baskı görülmedi. Celustka’nın sakatlanıp çıkması tuzu biberi oldu. Serkan’ın zorunlu olarak sağ beke çekilmesiyle de orta alanda tüm inisiyatif Lille’ye geçti. Trabzonspor sadece kalesini savunmak zorunda kaldı. Rakip alana geçmek, top çevirmek ve Burak’ı pozisyona sokmak mucize gibi bir şeydi. Tıpkı gruptaki ilk maçımız, İnter sınavı gibi! Hazard defalarca vurdu Tolga çıkardı, Bolmont vurdu, Tolga çeldi. Sow kurnazca golü kokladı, savunma müdahale etti.
Lille fırtınası ikinci yarıda şiddetini arttırarak devam etti. Fransızlar her hücumda 6-7 kişi ile saldırdı, Trabzonspor on kişi ile kalesini savunmaya çalıştı. Dolayısıyla ne maç planı kaldı, ne oyun anlayışı. Bir tarafta tüm hatlarıyla saldıran Lille, öte yanda top yekün kalesini korumaya çalışan Trabzonspor.
Bu karmaşada birkaç ani atak fırsatı da yakaladı temsilcimiz. Hani olmaz deneni gerçeğe çevirecek cinsten derler ya öyle. Birinde Burak, diğerinde Henrique’nin yürekleri ağıza getirecek iki vuruşu vardı ki, Trabzonspor’un Şampiyonlar Liginde yola devam etmesi işten değildi.
Yüreklerin sahada, kulakların İtalya’da olduğu dakikalar tükendiğinde Trabzonspor yapması gerekeni yaptı. Grup maçları başlarken Fransızların “figüran” olarak ilan ettiği bordo-mavililer Lille’yi Avrupa’nın dışına attı.
Ama yetmedi. CSKA’nın olmaz deneni başarması, İnter’i deplasmanda yenmesi Şampiyonlar Ligi umutlarını da aldı götürdü.
Alkışlar Trabzonspor’a. Yeni rota UEFA Avrupa Ligi olsa da...