Ali Koç ne demek istedi?
Galatasaray ve Fenerbahçe’nin haftalarca atbaşı götürdüğü şampiyonluk mücadelesinin ligin son maçına kalacağına kim ihtimal verirdi ki?
Geçen hafta bahisçilerin tahminlerini alt üst eden Fenerbahçe, futbol mucizelerine yenisini eklemek isterken, iki takım başkanının saha dışına taşan söz düellosu korkutucu boyutlara vardı.
Dursun Özbek sınırları zorladı, Ali Koç devam etti. Fenerbahçe Başkanı perşembe günü basın toplantısında herkese ayar vermeye kalkarken, en dikkat çekici vurgusu, Galatasaray’ın Konyaspor deplasmanındaki maçıyla ilgiliydi.
Ne dedi Koç? “Konyaspor camiasını çok bilmem, ama hepimizin korktuğu bir konu var. Bu maça kesinlikle gözlemci yollanmasını istiyoruz. Konyaspor’dan dolayı değil, rakibinden dolayı bunu istiyoruz. Hem TFF’ye hem de UEFA’ya yazımızı yolladık. Endişemiz var.”
Sayın başkan net biçimde “şike” ihtimaline getirdi lafı.
Şike nasıl yapılır? İki taraflı. Biri alır, diğeri satar.
Hırs aklın önüne geçince ağızdan çıkan cümleler tehlikeli yerlere gidiyor maalesef.
Ali Koç, Konyaspor camiasını töhmet altında bırakan sözlerinin nereye varacağını düşünmemiş olamaz. Bu çok ağır bir ithamdır.
Belli ki iç kulvarda Aziz Yıldırım, dışarıda Galatasaray ile mücadele etmek başkanın sinirlerini yıpratmış.
O halde başka bir soru geliyor akıllara; Fenerbahçe’ye oynanmamış İstanbulspor maçını kazanma garantisini kim veriyor?
Türk futbolu bu sezon yeteri kadar hırpalandı ve yaralandı.
Yönetenleri ve paydaşları sayesinde saygıyı, sevgiyi, adaleti unuttuk.
40 yıllık spor gazetecisiyim, futbolun bu denli çirkinleştiğini görmedim.
Siz de alın hayrını görün!
Kartal'ın oğlu ve Karanlık
Fenerbahçe Teknik Direktörü İsmail Kartal kulübede görevlendirdiği Emre Kartal’ın olaylı Trabzonspor maçından sonra
saldırıya uğramasını, “Oğlumu darp ettiler” sözleriyle gündeme taşımıştı.
Oysa birkaç hafta sonra bu gencin Galatasaray derbisinde başrol oyuncusu olacağını kim tahmin edebilirdi ki?
Ben söylemiyorum. Karşılaşmanın temsilcileri raporlar etmiş, disiplin kurulu gereğini yapmış.
Bir sezondur Fenerbahçe kulübesinde yer alan Emre Kartal’a, “antrenörlerin statüsü ve çalışma esaslarına aykırılık nedeniyle” bir yıl hak mahrumiyeti cezası veren PFDK’ya, “günaydın” diyorum. Yeni mi geldi aklınız başınıza?
Bitmedi. İsmail Hoca’nın oğlu, maç sonrası rakip takım mensubuna saldırdığı için de 90 gün hak mahrumiyeti aldı. Neyin öfkesi bu?
Bu arada iki kişiyi es geçmeyelim; Galatasaray zaferinin kahramanı ilan edilen Mert Hakan Yandaş’ın 5 maç ceza alması sorgulanmayacak mı?
Fenerbahçe Kulübü Doktoru Ertuğrul Karanlık’ın maçtan sonra “rakip takım mensubuna saldırdığı” gerekçesiyle 5 maçla cezalandırılması sürekli tehdit altındaki meslektaşları adına yüz kızartıcı eylem değil mi?
Durum ortada. Neresinden tutsanız elinizde kalıyor.
Komiksiniz
Futbol Federasyonu Başkanı Mehmet Büyükekşi, kendisini ziyarete gelen eski futbolcu Mesut Özil’e A Milli Takım forması hediye etmiş. Türkiye yerine Alman Milli Takımı’nı tercih etmiş bir insana jest yaptığını düşünen Sayın Büyükekşi’ye soruyorum; Özil o formayı hak ediyor mu?