Celal Umut Eren yazdı: Alkışlar Walid Regragui’ye
11.12.2022 - 07:00 | Son Güncellenme:
2022 Dünya Kupası’nı izlerken her anlamıyla futbola doyduğumuzu hissediyorum. Özellikle grup maçlarından sonra elemeler gerçekten keyif vermeye başladı. Hele dün akşam Fas’ın mücadelesi, galibiyeti ve tarihe geçen yarı final vizesi dört dörtlüktü.
Maçın elbette taktik yönlerini paylaşmaya çalışacağım. Ama ben bir parantez açmak istiyor, Fas’ın 47 yaşındaki teknik direktörü Walid Regragui’den bahsetmek istiyorum. 1 Eylül’de takımı devralan bir teknik direktörün bu tarihi başarısı sizce de ayakta alkışı hak etmiyor mu? Elbette Fas Milli Takımı’nın Dünya Kupası vizesi almasında bir önceki teknik direktör Vahid Halilhodzic’in payı var, bu yadsınamaz. Ama Regragui, Halilhodzic’in Fas’ta 3 senede yapamadığını 3 ayda yaptı.
Takımını başarıya inandırdı, oyuncularıyla arasına anlamsız duvarlar örmedi, yöneticiyle lider arasındaki farkı ortaya koydu, ekibiyle bir otorite değil, bir dostluk bağı kurdu.
Ama bunla mı sınırlıydı? Aksine çok daha fazlası vardı. Dünkü maçta olduğu gibi Fas harika kanat organizasyonlarına sahip bir takım. 42. dakikada Attiyat’ın soldan ortası, En Nesyri’nin doğru zamanlaması ve golü asla bir tesadüf değil, çalışılmış bir setin ürünüydü. Aynı Attiyat’ın 44’te yine sol kanattan gelip, bu kez kendisinin gol fırsatı yakalaması nasıl bir organizasyona sahip olduklarının kanıtı.
İkinci olarak Fas muhteşem bir duran top planlamasına sahip. Hem hücumda hem de savunmada makine gibi bir sistemleri var. Takımın dün akşam ideal savunma hattı dağılmasına ve Saiss gibi çok önemli bir ismin oyundan çıkmasına rağmen savunmadaki duran top organizasyonları bozulmadı. Harika kalecileri Bono’ya da bir alkış göndermek gerek elbet.
Üçüncüsü de Hakim Ziyech’in doğru kullanılmasında saklı. Ziyech, Ajax’ta parladığında Fas taraftarlarının ‘Zidane’ lakabı taktığı bir isimdi. Ziyech, teknik direktör Regragui ile beraber yıldız olmasının yanına takım liderliğini de ekledi.
Bununla beraber Fas kadrosundaki 26 isimden 19’unun yurt dışında altyapılarını ve buna göre şekillenen mantalitelerini de göz ardı etmeyelim.
Portekiz cephesine gelirsek Fernando Santos’u en iyi Manchester United’ın hocası Erik ten Hag anlıyordur herhalde. Daha turnuva başlamadan Cristiano Ronaldo gündemiyle oturup kalkan Portekiz’in sürekli saha dışına çıktığı bir ortamda çeyrek finale kadar gelmesi bile büyük başarı!
