19.04.2005 - 00:00 | Son Güncellenme:
En çok neye kırılacaksanız, onu bulup getirirler önünüze.Şükrü Saraçoğlu Stadı'ndaki Rıza Çalımbay pankartını açtıran, oradaki vatandaşların bu "insani" dürtüsüdür işte.Buraya kadar her şey "normal"... Hep vardı, hep de olacak iki ayaklı canavarlar... Ancak "anormallik", bu pisliği mal bulmuş mağribi gibi gümbürt diye canlı yayında söyleyende. Birkaç bin kişinin görüp, çoğunun iğrendiği olayı Türkiye'nin gündemine getiren sayın Erman Toroğlu... Üstelik, olağanüstü bir maç, çarpıcı bir skor, futbol, dramatik olaylar ve onca görsel zenginlik arasında; "Rıza, bir ekmek iki şişe süt yazan pankart niye". Müthiş bir derbi kazanmış genç hocanın gözlerinde biriktirip asla taşırmadığı yaşlar, babasının alın teriyle yaptığı mesleğine değil, babasını hor görenlere olsa gerek. Kendisini yaralamak isteyen insanların acımasızlığına. Kimbilir belki de bu soruyu soran insanın patavatsızlığına. Musluğun başında oturup, Türk Futbol kamuoyunu yönlendirenlerin gazeteci kökenli olması bu yüzden gerekiyor işte... Cacık sadece hıyarla yapılmıyor. Bembeyaz, temiz ve sağlıklı yoğurt da gerekiyor. Yanlış anlaşılmasın. Elbette açık sözlülükten yanayım. Ancak sayın Erman Toroğlu'nun mantığı ile tribünden kendisine küfür edilen insanlara da sormak lazım; "Neden bu ısrar ? Zat-ı alinizin validesi çok mu çekici" diye. Bazı insanlar acımasızdır. Bazıları vicdansız... Hele herhangi bir sebeple onların karşısındaysanız. Eyvah, Beşiktaş'ta obsesyon (takıntı) belirtileri...Bırakın yenilmeyi, tam 14 maçtır sahasında berabere bile kalmayan Fenerbahçe'yi mağlup etmişsin...Hem de destansı bir maçla...Takımın dört tane gol atmış. Son 18 dakikayı 10 kişi tamamlarken ve santrforuna kaleci eldiveni giydirmişken galibiyete yükselmişsin.Rakip taraftardan bile alkış almışsın. Hâlâ hakemden şikayet ediyorsun.Belirtilerini sayın Kıvanç Oktay'ın şahsında gösteren bu obsesif tavrın, bırakın takıma ve kulübe zararlarını; en azından şu maçı gölgelemesi bile başlı başına haksızlıktır. Beşiktaş yönetimi "düşman" yaratmadan yönetebilmek yerine, tabandan tavana inme tehlikesi olan "obsesif" kolaycılığı artık geride bırakmalıdır. Buna ihtiyacı yoktur. Tekrarladıkça ciddiyetini kaybeden hakem şikayetleri, gerekli zamanda yapılınca bile kale alınmayacaktır gelecekte. Obsesif Beşiktaş Sayın Aziz Yıldırım'ın hakkını teslim etmek gerek... Şükrü Saracoğlu Stadı'nda tepeden tırnağa yenilenen misafir taraftarlar bölümünde ağırlanan Beşiktaşlılar, Başkan'a söyledikleri laflarla çok ayıp etmişlerdir; çok...Sayın Yıldırım, Beşiktaş başkanına sitem etmekte de haklıdır, Devlet'in yetkili organlarını göreve çağırmakta da... Hatta kendisine reva görülen küfürlere, Medya'dan kınama beklemesi de en doğal hakkıdır. Her ne kadar medya mensuplarını tokatlamakla tehdit edip, her türlü Fenerbahçe haberini kendi televizyonuna saklamaya çalışsa da...Bu durum bir gerçeği ortaya çıkarmıştır; Medya sayın Yıldırım'a da lazımdır. Medya herkese lazım Fenerbahçe seyircisinin centilmenliği umarım milad olur ve bundan sonra stadlarımızda iyi futbolu formasına bakmadan yüceltmekte cimrilik etmeyiz.Stattaki arkadaşlar, Beşiktaş takımını alkışlamak şeklinde ortaya çıkan bu eylemdeki en büyük özelliğin "kendi takımını protesto" içermemesi olduğunu söylediler. Bu çok önemli. Hele organize küfürlere son verilmesi... Bir şeyler iyi mi gidiyor ne?..Ben tam bunları düşünürken fanatik Galatasaraylı yeğenim Begüm'den mesaj geldi:"Amca, Fener seyircisi küfretmiyor diyorlar. Yahu iki senedir lider olan ve şampiyonluğa giden takımın seyircisi hiç küfür eder mi?" Sağol kızım... Akrabalığımızın ne kadar yakın olduğunu belgeleyen bir akıl yürütmeyle, benim tadımı benim metodumla kaçırdın. Sağol Begüm Beşiktaş mağlubiyetinden sonra sayın Daum'un tespiti:"Şampiyonluk yarışı renklendi"!.. Evet... Sayesinde "mor" eklendi. eguven@milliyet.com.tr Yeni renk