Burcu Kapu

Burcu Kapu

burcukapu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Türk futbolunda yıllardır bitmeyen bir çiledir, yabancı oyuncu sınırlaması. Her yeni federasyon, yöneticiler, başkanlar gündeme getirir, hepsi az gider uz gider ama bir arpa boyu yol gidemezler. Kimin kadrosunda kaç yabancı var, kim kaç Türk oynatmış, kaçı gençmiş, kaçı yaşlı? Yıllardır bu sorulara cevap bulamadık. Hani iş artık öyle bir noktaya geldi ki, biri çıkıp, “Kadroda sarışın ve esmer futbolcu oranı şu kadar olmalı” dese, neredeyse aylarca onu da tartışacağız. 
Peki ama neden bu konuda bir türlü netlik sağlanamıyor? Cuma günü bir kez daha federasyon ve kulüpler bu konuyu görüşmek üzere bir araya geldi. Nevzat Dindar’ın haberine göre de dört maddede anlaşma sağlandı.
Peki şimdi size sorsam, “Sizce Türk futbolunun Avrupa futboluyla rekabette geride kalmasının sebebi ne?” diye, ne dersiniz? Eğitim... Alt yapı... Liyakat sahibi antrenörler, yöneticiler... Liste uzar gider. Ama hepsi doğru cevap. Aileler, çocuklar eğitimli değilse, alt yapılar spor disiplini, ahlakı da dahil olmak üzere komple bir sporcu nasıl olunur öğretmiyorsa, sabah-akşam “yabancı kuralı” deyin, “yerli oyuncu kaç tane olacak?” deyin ne fark eder. 
Dünyanın en çok izlenen, en prestijli, en iyi futbolcuların oynadığı ligi İngiltere Premier Ligi değil mi? Çıtamız orası yani. Peki ne yapmış elin İngilizi? “Serbest” demiş. Ben karışmam senin kaç yerli kaç yabancı oynattığına. Ama gelen her yabancı için çalışma izni alacaksın. Yani bu da demek oluyor ki, ancak kendi ülkesinin milli takımında son iki yıldır düzenli forma giyen oyuncuyu transfer edebilirsin. Ha diyeceksin ki ben genç yetenek avcısıyım. Gençken ucuza alıp oynatıp, parlatıp pahalıya satacağım.
O zaman da üç yıl alt yapıda oynamış olma şartı var. Bakın İngilizler dert etmemiş kaç yerli, kaç yabancı oynadığını.O zaman biz neden dert ediyoruz? Çünkü inanıyoruz ki, takımlar çok yabancı oyuncu oynatırsa, bizim Ahmetimiz, Mehmetimiz oynayamaz. Biz yerli oyuncu yetiştiremeyiz, Türk futbolu gelişemez. Peki dünya futboluna en çok oyuncu pazarlayan ülkelerin başında gelen, Avrupa’nın futbolcu fabrikası Portekiz ne yapmış? Hiç bir şey. Serbest stil. Yabancı oyuncu sınırlamasına dair hiç bir şart ve düzenleme yok. Anlayacağınız Portekizliler de dert etmemiş. 
Şimdi tekrar soruyorum, biz neden dert ediyoruz? Türkiye Futbol Direktörü iken Fatih Terim dememiş miydi, konu yabancı değil, yerli kuralıdır diye. Sen serbest bırak yabancıyı ama yerli oyuncu için bir mecburiyet koy diye. Şimdiye kadar ideale en yakın proje buydu. Ama ondan da vazgeçmiştik, şimdi yine oraya dönüyoruz gibi. Bir kez daha yasaklarla bir yere varamayacağımızı, yasakların olduğu hiç bir konuda gelişemeyeceğimizi anlayarak “U” dönüş yapıyoruz. 
Ama hala işin kötü yanı ne biliyor musunuz? Yarın yabancı sınırlaması kaldırılsa, peki her şey serbest yasak falan yok dense, bu sefer de “Kardeşim doldurdular takıma yabancıları, şimdi seremonide milli marşı söyleyen oyuncu yok” diye ortalığı karıştıracak o kadar çok insan var ki… Yani sevgili okuyucu biz böyle, komple ülke olarak belli bir eğitim seviyesini yakalayamadığımız sürece futbolda en büyük sorunumuz yerli-yabancı kuralı olmaya mahkum gibi duruyor. Herkese iyi pazarlar!