Galibiyet zincirini Konya deplasmanında kıran Galatasaray, bu sezon lige verilen dördüncü aradan sonra Adana Demirspor karşısında üç puan alarak kaldığı yerden devam ediyor.
Derbiden önce oynayacak olmanın verdiği ekstra iştahla maça başladılar. Daha ilk dakikasında tehlikeli bir duran top ve kontratakla başlayan maç, “Arkanıza yaslanın ceza sahalarında geçecek bir maça hazır olun.” mesajı vermiş olsa da, ilk yarının golsüz bitmesi her iki takım adına da hayal kırıklığı yarattı.
Deprem nedeniyle lige verilen aradan pek de formda dönmeyen Galatasaray, seyircisinin önünde yine ivme kazanma coşkusuyla yüksek bir ön alan baskısıyla başladı maça. Özellikle Mertens’in yokluğundaki maçlarda ataklarını hep kanatlara yönlendiren Galatasaray, dün maestrosu sahadayken oyun özüne, güçlü merkezine de dönmüş gibi gözüküyordu. Takımın beyni gibi oynayan yıldız oyuncu, özellikle ilk 30 dakika nefes kesici bir oyun sergiledi. E o zaman ne oldu da sarı-kırmızılılar bu baskılı oyun ve Mertens’in etkinliğine rağmen gol bulamadı?
Bu sefer olağan şüpheli Icardi oldu. Haftalardır Icardi’nin etkisiz oyununu Mertens’in yokluğuna bağlıyorduk. Bu ikili bal ve kaymak, tahin ve pekmez gibi birbirine bağlı. Mertens’in dönüp iyi de oynadığı karşılaşmada, Icardi’nin formsuzluğu devam edince Galatasaray gol bulmakta zorlandı. Tüm takım rakip yarı sahaya girdiği anda pas vermek için Icardi’yi ararken, bir türlü o istenilen pas bağlantısını kuramadılar. Kurduklarında ise Icardi’nin final pasları yanlış yönlere gitti ve yıldız santrfor ilk yarıyı sadece bir isabetli pas ile bitirdi.
Olabilir, zaman zaman golcülerin performansı dalgalanabilir, gol orucu diye bir laf boşa çıkmamıştır. Misal öyle dönemlerde skor yükünü kanat forvetler taşıyabilir. Ancak özellikle sol tarafta Adekugbe-Kerem uyumu bir türlü istenen düzeyi yakalayamadı. Kerem hep içe kaçmaya meyilli ama geriden gelen bekini bulamayınca ters bölgeye oynamak zorunda kalıyor.
Okan Buruk’un sol bek pozisyonu için hala kafasındaki ilk isim belli değil. Görünen o ki, eldeki alternatiflerin hiç biri de istenen seviyede değil.
O zaman gözlerimizi sağ kanada çeviriyoruz. Orada da tam tersi bir durum söz konusu. Sağ bek Boey maç içinde bazı anlarda bindirmelerde eksik kalmış olsa da, genel olarak tamamdır. Ancak sağ açıkta oynayan oyuncular bir türlü istenen hücum katkısını sağlayamıyor. Yani Galatasaray’da arabanın sol arka ve sağ ön tekeri randımanlı gitmiyor.
Hal böyle olunca da üretemeyen bir görüntü çiziyor sarı-kırmızılılar. İkinci yarı kulübeden gelen hamleler olumlu sonuç verince son dakikalarda önce nefis bir gol, ardından penaltı ile skoru bulan sarı-kırmızılılar rahat bir nefes aldı.
Belli ki lig kalan haftalarda iyice kızışacak. Bu kaliteli kadrosuyla Galatasaray her maç daha sabırla pas yapmaya dikkat etmeli. Çünkü dün akşamki oyun gösterdi ki, sarı-kırmızılılar gol bulma aceleciliği içinde oynadığı için son vuruşlarda, pas tercihlerinde hata yapabiliyorlar.
Aklıma Galatasaray camiasının pankart yaptığı bir söz geldi, “Mayıslar Bizimdir.” Neden inanır sarı-kırmızılılar bu söze? Çünkü geriden gelip şampiyon oldukları çok sezon olmuştur. Liderle puan farkını önemsemez, 8 de kapanır 18 de diye inanırlar. Ve çoğu zaman işe de yaramıştır bu düşünce. Bu fikri en iyi bilen isimlerden biri Okan Buruk. Şimdi takımını sakin, özgüvenli, mekanın sahibi oyununa ikna etmeli. Aksi halde bu telaşlı oyun, puan toplamakta her hafta daha da güçlük yaratacaktır.