Burcu Kapu

Burcu Kapu

burcukapu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

İstanbulspor maçları Galatasaray’ın şampiyon olduğu sezonlarda hep önemli maçlar olmuştur. Üst üste dört yıl kupa kaldırdığı döneme gidelim mi?
96-97 sezonu, 29. hafta... Uzatma dakikalarında Hagi’nin golüyle 3-2 kazandığı maçla takipçileriyle arayı açmıştı sarı-kırmızılılar... Ardından 97-98 sezonu 33. hafta... Okan Buruk’un da gol attığı 4-1 biten maçla bitime bir hafta kala şampiyonluğunu ilan etmiş, 99-00 sezonu ise son hafta 1-1 biten karşılaşma sonunda kupayı kaldırmıştı. Dün akşam oynanan karşılaşma da bu listede yerini aldı.
Peki İstanbulspor karşısında nasıl bir Galatasaray gördük? Oliveria haftalardır yapılan eleştirilere yanıt vermek için ant içip sahaya çıkmış. Sadece ilk yarı rakip kaleyi üç şutla zorladı. Özellikle Icardi’ye kalabalık markaj, Oliveria’nın topla çok rahat oynamasına fırsat verdi. Ama oyuncunun tempo sorunu devam ediyor. Fatih Tekke, Kerem’in kanadını riskli görmüş ve oraya önlem almak istemiş. Ama bu da Rashica’nın ilk yarıda çok rahat pozisyona girmesine sebep oldu. Yani anlayacağınız ilk yarı Galatasaray, Rashica ve Oliveria’nın şutlarıyla sonuç almayı denedi ama Icardi geldi, penaltıyla skoru aldı.
Galatasaray son haftalarda yaşadığı oyunundaki sıkışıklığı ilk yarı bittiğinde yine yaşıyordu. Mertens yine rakip hatlar arasında kaybolmuş, Oliveria ile bağlantısı aksıyordu. Kerem’in çoğu son pas tercihi hatalıydı ve rakip kaleye gitmek için sarıkırmızılı oyuncuların çok efor harcaması gerekiyordu. Özellikle cezalı Boey’in yokluğu Galatasaray hücumlarındaki tutukluğun en büyük sebebi gibi gözüktü. Tıpkı geçen hafta Başakşehir karşısında riskli geçen ikinci yarının başları gibi İstanbulspor karşısında da ikinci 45 dakika risk aldı sarı-kırmızılılar...
Düşük pas kalitesi, geniş alanda hareketsiz oyun, etkisiz hücum... İkinci golü bulamasa her an skor beraberliğe gelecekmiş duygusu içinde, Okan Hoca müdahale için yine 70. dakikaya kadar bekledi. Oyuna giren Zaniolo’nun tempo katacağı düşünülürken, daha girerken göze çarpan sinirli hali kısa sürede kırmızı karta dönüştü. Ve Galatasaray bir kez daha yol kazası yaşamaya çok yaklaştı.
Bütün bunlar olurken yine de savunmada neredeyse hiç açık vermeden oynadılar. Kazımcan’ın merkez koşuları, pas zamanlamaları, tercihleri hep doğru. Savunmaya hızlı geçişine hücuma çeşitlilik katması da eklendikçe takım için daha da değerli hale gelecektir. Önümüzdeki yıl yabancı kontenjanı ile ilgili yasakların devam edeceği düşünüldüğünde yerli sol bek koltuğuna ilk sıradan aday. Abdülkerim, Marcao’yu aratır mı derken geldiği nokta alkışlanası... Ve Nelsson... Son dakikalarda Icardi’nin golüne istatistikler Kerem asist olarak yazdı. Ama futbolseverler biliyordu ki o müdahalesiyle gerçek asist Nelsson’a yazılmalıydı.
Galatasaray da her oyuncu sezon boyu inişler çıkışlar yaşadı. Bazı puan kayıpları sadece bir-iki oyuncuya yazdı. Ama sezon başı transferi duyurulduğunda, Icardi oynamaz, özel hayatı çalkantılı, vay iki günlüğüne Arjantin’e mi gitmiş, vah vah sosyal medyadan magazincilere mi oynamış derken herkesi yanılttı. Her konuşulana yanıtı sadece sahada verdi. Galatasaraylılar risk altında bir haftayı daha üç puanla kapatıp kupaya bir adım daha yaklaştı. Icardi ise o kupanın bir ucundan tutup kaldırmayı takım kaptanı gibi hak ediyor.