Burcu Kapu

Burcu Kapu

burcukapu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Merhaba değerli okuyucu. Bugün bir farklılık yapıp sizi Türkiye’den Hollanda’ya uçurmak istiyorum. Merak etmeyin bu bir gezi yazısı değil, konu hala futbol.
Dünyaca ünlü futbol yıldızlarını çıkarmış bu güzel turuncu ülkede hafta içi Feyenoord ve Ajax arasında kupa yarı finalinde derbi maç oynandı. Ligde 8 puan farkla lider durumdaki Feyenoord’un stadında oynanan maçın ikinci yarısında Ajax 2-1 öndeyken korner bayrağı yakınında önce iki takım oyuncuları arasında bir kargaşa yaşandı. Ardından tribünlerden atılan bir çakmak, Ajax oyuncusu Davy Klaassen’in kafasına isabet etti. Tabii ki saha iyice karıştı. Önce kafası kan içindeki Klaassen ve diğer Ajaxlı oyuncular, ardından ev sahibi takımın oyuncuları sahayı terk etti.
Yaklaşık yarım saat sonra hakem ve tüm oyuncular “Şiddete prim vermemek” için sahaya geri döndü ve maç oynandı. Ajax turu atladı. Şimdi yazının buraya kadar olan bölümü için, “Keşke olmasa, ama bunlar her yerde olan şeyler. Üzerine yazı yazmaya gerek var mı?” diye içinden geçirenleri bir paragraf sonrasına davet etmek istiyorum.
Maçın hemen ertesi günü Hollanda’da düğmeye basıldı. Hollanda Futbol Direktörü Hanımefendi Marianne van Leeuwen, “Bu oyunda saha kutsaldır. Herkes işini her zaman en güvenli şekilde yapabilmelidir.” dedi ve federasyonun kararını açıkladı:
* Maç sırasında bir seyirci, bir oyuncu veya hakeme isabet eden yabancı madde atarsa maç derhal tatil edilecek.
* Maç sırasında sahaya hiç kimseye çarpmayan yabancı madde atılırsa, oyun geçici olarak duracak. Hakem ve tüm oyuncular soyunma odasına gidecek. Maç tekrar başladıktan sonra ikinci kez madde atılırsa maç kalıcı olarak durdurulacak.
Hadi bakalım buyrun, karar gibi karar. Ben şahsen beğendim. Tabi insan hemen, “bizde olsa” diye içinden geçiriyor. Düşünsenize derbi maç var, ligin sonuna doğru Galatasaray-Fenerbahçe arasında. Bir taraf 2-0 önde. Mağlup taraf tribünleri, sahaya bir şey atıp maçı bitirir mi? Vallahi insan yapmaz diyemiyor. (Gerçi bizde hala deplasman yasağı var ama...) Hadi onu geçtim, “Galip taraf tribünü bile bir anlık saha içi gerginliğinin şehvetine kapılıp, öfkesine yenik düşüp sahaya madde atıp, önde giden takımını mağdur eder mi?” sorusuna bile, “yok yahu yapmaz” diyemiyor. Yoksa kararlar alınır, onda sıkıntı yok. Ama ne kadar uygulanabilir, ne kadar çözüm olur sorun orada.
İşte bu yüzden konu yine dönüp dolaşıp eğitime geliyor. Çocuk yaşta verilecek spor eğitimi. Her çocuk sporcu olmak zorunda değil ama her çocuk ahlaklı ve saygılı bir sporsever olmalı. Hollanda eğitim müfredatı olarak da buna önem veren bir çok ülkeden biri. Okullardaki beden eğitimi dersleri sadece çocukların bahçeye çıkıp oyun oynadığı veya takla-perende attığı mantıktan çok daha ötesinde.
Bu güzel pazar günü canınızı sıkmak istemem ama yazıyı yine Hollanda’dan bir başka örnekle bitirmem şart. Hatırlarsınız yaklaşık 10 yıl önce seyircisiz maçlara kadın ve çocukların alınması kuralı uygulanıyordu. Bir kadın olarak hala düşününce çok canım sıkılıyor. Buna ses çıkarmayıp o dönem maçlara giden hemcinslerime de kızıyorum.
Ceza almış bir takımın tribünlerini, “E o zaman kadın ve çocuklar gelsin” diyerek doldurmak... Neyse ki sonra bu fikirden vazgeçilmişti. İşte o günlerde Ajax seyircisiz oynama cezası aldığı bir maç için Türkiye’yi emsal göstermiş ve benzer uygulamanın yapılmasını istemişti. Neyse ki Hollanda Futbol Federasyonu, aklı başında çıkmıştı da, bu kararın “insan eşitliği ilkesine” aykırı olduğunu söyleyip reddetmişti.
Ve, seyircisiz oynanan maçlara sadece 12 yaş altı çocukların, tribün eğitimi amacıyla, gruplar halinde eğitmenlerle alınması kararını vermişti. Şimdi acaba sosyal medya taraftarlığı eğitimi ihtiyacını ilk hangi ülke fark edecek diye merakla bekliyorum.
İyi pazarlar...