Burcu Kapu

Burcu Kapu

burcukapu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Kayseri deplasmanına taraftarından yoksun çıkan Fenerbahçe, haftayı üç puanla kapattı. Bu sezon şampiyonluk yemini eden taraftarlar hiç şüphesiz sarı-lacivertlilerin deplasman oyunlarının en büyük coşkusu. Takımla beraber olamamanın üzüntüsünü yaşayanlar için belki de buruk teselli, Arda’nın ilk 11’de başladığını görmekti. Fenerbahçe’de bu sezon oyun ve skordan ziyade en büyük eleştiri konusu, genç Arda’nın aldığı daha doğrusu alamadığı süreye dairdi. 60 dakika oyunda kalan genç futbolcu hücum üretkenliğinde takıma katkı sağladı.
Arda iki sezondur sadece Fenerbahçe değil, tüm futbolseverlerin izlemeye doyamadığı bir yetenek. Muhtemelen önümüzdeki yıllarda milli takımın da gözbebeği olacak. Oyundan çıkarken bazı Kayserispor taraftarları alkışlarken, bazılarının da ıslıkladığını hepimiz gördük. İşte o ıslıklayanlara sormak isterim, neden? Sahada centilmenlik dışı bir şey mi yaptı, taraftarı mı kışkırttı, rakibe sert müdahale mi yaptı? Gerçekten merak ediyorum bu genci neden protesto ettiklerini... Acaba mantıklı bir cevabı var mı?
Sarı-lacivertliler bu sezon şampiyon olur ya da olmaz ama sezon sonu pamuklara sarmalayıp korumaları gereken iki oyuncu var Arda ve muhteşem ikinci golün sahibi Ferdi. Bu ikisi takımın  hücum ve pas kalitesini yukarı taşıyor. Fenerbahçe ön tarafı tamam bir görüntü verirken arka tarafı S.O.S veriyor. Özellikle ilk yarı Kayserispor baskıdan kurtulup kolay dönüp tek pasla orta sahayı geçip Fenerbahçe defansının arkasına ve arasına koşular yaptı. Ellerindeki malzemeye göre çok fırsat buldular ama kaliteleri el vermedi. 
Fenerbahçe stoperleri rakibe ve pozisyona uzak. Çeviklik ve hız eksik. Özellikle de Samet. Bir savunma oyuncusu için en kritik şey, rakibin ne yapacağını anlayıp, önlem alıp, pozisyonun yaşanmasını engellemek. Ama Samet rakip karar verip uyguladıktan sonra hamle yapmaya kalkıyor, hep geç kalıyor. Fenerbahçe gibi savunmayı ileri çıkaran takımlar için bu şekilde geç düşünüp hareket etmek büyük sıkıntı. Gömülü savunmayla oynayan, arkasında alan bırakmayan bir takımda olsa belki ama bu haliyle Fenerbahçe’nin oynamak istediği oyunun stoperi değil gibi... 
Takımın üç puan aldığı bir maçın sonunda savunma göbeğini neden bu kadar eleştirdiğimi merak edebilirsiniz. Söyleyeyim. Ligin bitmesine kaldı 14 hafta. Kıran kırana bir şampiyonluk yarışı olacağı kesin. Bu yarışta liderin takipçisi olan Fenerbahçe’nin her maçtan üç puan almaktan başka seçeneği yok. 
Beraberlik bile tahammül edilebilecek bir sonuç değil. Bu da demek oluyor ki, önümüzdeki haftalarda Fenerbahçe’yi oyunda daha fazla risk alırken görebiliriz. Peki sarı-lacivertlilerin üç puanı getirecek golü atmak için aldığı riskleri bu savunma tolere edebilir mi? 
Benim cevabım zaten belli, peki sizin cevabınız ne?