Burcu Kapu

Burcu Kapu

burcukapu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Galatasaray’ın lig yarışını sonlandırması için son bir 90 dakikası kaldı. Taraftarı önünde her zamanki gibi yoğun coşku, yüksek tempoyla maça başlayan sarı-kırmızılılar bir kez daha aynı kadroyla sahadaydı. Futbolda klişeleşmiş bazı tanımları adeta bir kez daha bize hatırlatan bir sezon yaşatıyorlar. Nedir onlar? 
Birincisi, “İdeal 11 vardır.” Evet varmış. Oyuncuların birbiriyle oynama alışkanlığı arttıkça oyunun kalitesi ve olgunluğu artarmış. Sadece oyunun da değil, oyuncuların da olgunluğu ve gelişimi, birlikte düzenli oynamalarına bağlıymış. Bakın Kerem’e... İlk golün asistini yaparken attığı pasın kalitesi ve şiddeti için demiyorum bunu. Akan oyunda, duran topta yaptığı asistleri, hücumu şekillendiren servisleriyle gelişen oyunu referans oldu. Galatasaray’da ilk sezonunda katkı veren bir yedekti. O sezon Fatih Terim’in elinde oyununu bir değil, iki basamak geliştirdi, ikinci sezonun da takımın yıldızı oldu. Ama hala oynadığı futbol Avrupa düzeyinde değildi. Bu sezon ise öyle bir sıçrama yaşıyor ki, ileride kitap yazsa Icardi ile oynamanın ona kattıkları diye özel bir bölüm olur. Hem top taşımayı yapıyor hem pozisyon yaratıyor. 
İkinci futbol klişesi, “Futbolda ikililer önemlidir.” Son puan kaybettiği maçlarda Galatasaray’ı eleştirecek birçok konu vardı, ancak ilki kalesinde gördüğü gol sayısıydı. Okan Buruk, düşen oyunu düzeltmeye savunma planıyla başladı. Ve son üç maçtır kalesini gole kapatarak maçlarını tamamlıyor. Takımın geçmişinde şampiyonluk sezonlarında hep stoper ikilileri ön plana çıkmıştır. Bülent Korkmaz-Popescu, Ujfalusi - Semih Kaya. Marcao giderken ağıtlar yakan taraftarlara belki de şimdi şampiyonluk şarkıları söyletecek Abdülkerim. Yanında Nelsson’un soğukkanlı, hatasız oyunuyla bambaşka bir seviyeye taşıdı kendini yeni transfer. Önümüzdeki sezon yabancı kuralının devam edeceğini düşününce, iki yerli oyuncusunun bu denli gelişmiş bir seviyede olması sarı-kırmızılı takım için çok değerli. 
Ve son klişe, “Golcüler yarışta tutar, savunmalar şampiyon yapar.” Bu sezon Galatasaray için bunun tam tersi de mümkün. Öyle bir golcüsü var ki, hem yarışta tuttu, hem şampiyon yapabilirim dedi. Dün gece attığı ikinci gol bambaşka bir seviye. Kendi dışında kimse beklemiyordu o golü. Olmayan pozisyondan gol çıkarıyor, sadece yeteneğiyle değil oyun zekasıyla yapıyor bunu. Bu sezon çektiği üç şutun biri gol olmuş. Galatasaray son haftalarda çok da ahım şahım bir futbol oynamıyor. Bunun en büyük sebebi, orta sahada bazı oyuncuların düşen performansı. Kerem ve Icardi top almak için bu kadar çok geri gelmek zorunda kalmasalar, orta saha onlara servis yapmak için biraz daha oyuna efektif dahil olsa, belki daha çok pozisyonlu, daha yüksek gollü karşılaşmalar izleyeceğiz. Ama son haftalarda önemli olan oyun mu, tabela mı desek, eminim Okan Hoca her teknik adam gibi tabelayı ön sırada tutar.
Galatasaray dün akşam Sivasspor karşısında gol yemeden, Icardi’nin iki golüyle karşılaşmayı tamamladı. Ama maçın adamı kimdi derseniz, ben Torreira derim. Siz ne dersiniz?