Burcu Kapu

Burcu Kapu

burcukapu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Bu başlığı okuyan birçok kişi, “Ne oldu, hangi derbiden bahsediyor?” diye düşünmüş olabilir. Tabi ya, ne de olsa futbol derbisi olamaz. Basketbol? Yok, hayır olamaz. Belki voleybol ama o da olsa en azından sosyal medyada rüzgarı olurdu, haberimiz olurdu diye düşünüyor olabilirsiniz. Haklısınız! Ve de haksızsınız... Dün Fenerbahçe - Galatasaray futbol takımları arasında derbi oynandı. Ve birçok taraftarın bundan haberi olmadı. Çünkü oynayanlar, her iki kulübün kadın futbol takımlarıydı.
Bir kadın spor yazarı olarak sporda cinsiyet ve fırsat eşitsizliğini, bu yüzyılda hala kadın sporcuların ne denli zorluklar yaşadığını anlattığım bir yazı yazdığımı düşünebilirsiniz. Ama hayır, düşünülenin aksine, hiçbir kadın artık bu zorlukları konuşmak istemiyor. Biz artık Elvis Presley’nin o meşhur şarkısındaki gibi, “Daha az konuşma, daha çok aksiyon” peşindeyiz. Bu yazının Spor Toto Süper Lig’in 18. haftasında oynanacak Fenerbahçe - Galatasaray maçının ardından yazılacak yazıdan bir farkı yok. O yüzden, buyrun size dün Beylerbeyi Stadı’nda oynanan derbiyi anlatayım.
Geçen sezon yarı finale kadar yükselip, Fatih Karagümrük’e elenen ev sahibi Fenerbahçe, sezonun ikinci maçında Galatasaray karşısında 2-3 mağlup oldu. İlk 45 dakikanın yarısında her iki takım da kontrollü oyunu tercih etti.
Fenerbahçe birkaç kez duran topla rakip kaleyi yoklarken, Galatasaray’ın uzaktan bir şut denemesi sonuçsuz kaldı. Sarı-lacivertliler ne zaman bir duran top fırsatı yakalasalar topun başına kaptan Fatma Kara Şahinbaş geçti. Fatma, 18 yaşına kadar Almanya’da futbol oynamış, Türkiye’ye geldiğinde Trabzonspor, Beşiktaş’ta forma giymiş, ardından üç yıl İzlanda’da oynadıktan sonra Fenerbahçe’ye transfer olmuş, gerçek bir saha içi lideri. 
25. dakikada Galatasaraylı savunma oyuncusu Emine’nin ayağının altından seken topla Kennya fırsatçılığını kullanıp fiziğiyle topu rakibinden söküp aldı ve maçın ilk golünü kaydetti. İlk yarının sonuna yaklaşırken, Galatasaray baskıyı artırdı. Yağmur’un indirdiği topu ceza sahası içinde bomboş kalan Kaptan Milica yakın mesafeden tamamladı ve her iki takım soyunma odasına berabere girdi.
Kaptanlık bantını Milica takıyor ama sahada güçlü karakteriyle gizli kaptan yeni transfer Yağmur Uraz. Hem milli takım, hem de oynadığı kulüplerde gerçek bir gol makinesi. 
İkinci yarının hemen başında ilk gol yine Fenerbahçe’den geldi. Paslaşarak kullanılan köşe vuruşunda Ecem’in ceza sahası içine gönderdiği sert topu Coleman bitirdi. Galatasaray ise tıpkı ilk yarıdaki gibi baskıyı maçın sonlarına doğru artırdı. Özellikle geçiş oyununu etkili oynayan sarı-kırmızılılar önce 84. dakikada Yağmur ile ardından uzatma dakikalarında Ebru ile attığı gollerle maçı bitirdi.
Maçta çarpıcı bir hakem hatası yoktu, VAR uygulaması zaten yok, taraftar yok denecek kadar yok, hibrit çim kesinlikle yok, iyi bir kamera çekimi yok, yayıncısı yok. Ama yine de futbol var.