Burcu Kapu

Burcu Kapu

burcukapu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Böyle büyük bir acıdan sonra lig nasıl başlayacak, oyuncular nasıl konsantre olup oynayacak, bizler nasıl izleyip yorumlayacağız diye düşünüyorduk. Lig erteleme maçlarıyla bu hafta sonu geri döndü. Döndü dönmesine ama iki gündür oynanan karşılaşmalar gösterdi ki, bedenlerimiz burada ruhlarımız kayıp. Her karşılaşma öncesinde organize edilen anma seremonileri, tribünlerde gözlerinde yaşla, bu anmanın parçası olan muhteşem taraftarlar, acımızın hala ne kadar büyük, ne kadar taze olduğunu gösterdi. Ve Beşiktaş… Dün maçın tam 4:17 dakikasında tüm taraftarların sahaya attığı oyuncaklar yine gözümüzün önüne depremzede çocukları getirdi, yine boğazımızı düğümledi. 
Peki ya maç mı? Tam Ghezzal ilk 11’e döndü derken, ısınma esnasında sakatlanıp kadrodan çıkması, Dele Alli’ye yer açtı. Henüz bekleneni karşılayamayan oyuncu, her ne kadar istekli gözükse de, top almak için çok fazla orta sahaya gelmek zorunda kalınca, gol atacak oyuncuların da çok az topla buluştuğunu gördük. İkinci yarıda yerini Tayfur’a bıraktı ama o da yaratıcılığa çözüm olmadı. Beşiktaş oyununun en büyük zaafı, tek bir oyuncuya, Gedson’a bağımlı olması... Beklerden şampiyonluk sezonundaki katkıyı alamıyor. Dikine oyunda çok top kaybı yapıyor. Bu sezon adına en olumlu şey Gedson Fernandes performansıydı. O da bu maçı rakip ceza sahasında hiç topla buluşamadan tamamlayınca, Beşiktaş ligde üst üste üç maçı galibiyet alamadan tamamlamış oldu. 
Beşiktaş’ta topun hızı yavaş, tempo yok, çalım yok, dripling yok, rakip ceza sahasında etkili bir şekilde kalabalıklaşamıyor. Yani ligdeki son iki maçında siyah-beyazlıları eleştirdiğimiz her şey devam ediyor. Yarışta Beşiktaş’ın üst sıralardaki rakiplerinden farkı, kötü oynarken bile kazanmayı sağlayacak kalite eksikliği... Bu bazen Valencia gibi golcü bir isim, bazen Icardi gibi ligin üstünde bir kalite olabilirken siyah-beyazlılarda Ghezzal’ın yokluğunda bu role soyunabilecek bir oyuncu yok. 
Antalyaspor’da ise santrfor eksikliği öne çıkıyor. Giden H. Wright olsa birçok şeyi değiştirebilirdi. Uzatma dakikalarında kaleci Ataberk önce penaltı yaptırıp, ardından Cenk’in kullandığı penaltıyı kurtarınca takımını hem bir puanda tuttu hem de çıktığı ilk lig maçında dikkatleri üzerine çekti.
Ligde oynanan erteleme maçlarının hiçbiri için tempolu, heyecanlı bir maçtı diyemeyiz. Sanırım oyuncular da bizler gibi... Kendimizden düşünelim. Hayata, işe ne kadar konsantre olabiliyoruz diye. Ortak bir keder var havada... 
Bir Tezer Özlü sözüyle bitirelim: Her şey geçiyor hiçbir şey geçmese de…