Bu grupta ekmek var

ŞANSAL BÜYÜKA İLE DOBRA DOBRA

PSG’nin adı da büyük, kadrosu da... Yenmek, mücadele etmek kolay iş değil... Ancak bu PSG; Neymar, Mbappe ve Cavani olmayınca lastikleri patlamış yarış arabasına dönüyor. Ne kadar gaza basarsanız basın, gitmiyor. Kullanacaksın bunu, yararlanacaksın... Ama sorun Galatasaray’da... Galatasaray bu sezon büyüklüğünü, kadro kalitesini bugüne kadar sahaya yansıtamadı. Ne yerli, ne yabancı maçlarda asla Galatasaray gibi oynamadı.

Fatih Hoca’nın da kabul ettiği gibi Galatasaray takımı, geçmiş yıllardan alıştığımız “tutkulu-coşkulu” futbolun çok gerisinde... PSG maçında bir-iki pozisyon buldu ama Muslera da en az dört mutlak tehlikeyi önledi. Elbette PSG maçında eski maçlarına oranla az daha iyiydi ama bizim tanıdığımız, bildiğimiz Galatasaray’ın gerisindeydi.

Aslında grupta Real Madrid, PSG şimdilerde asla adları kadar büyük oynamıyorlar. Zorlanıyorlar, sıkıntı çekiyorlar. Baksanıza beğenmediğimiz, dudak büktüğümüz Brugge, deplasmanda 100 bine yakın İspanyol’un önünde 2-0 öne geçti, Real Madrid 2-2’yi ve canını zor kurtardı.

Galatasaray biraz düzelebilse, biraz kendine gelebilse, bu grupta daha çok ekmek var. Ama Galatasaray “açlar” gibi saldıracağına “toklar” gibi oynuyor.
Nerede o tekmeye kafa sokan, rakibe her yerde basan, nefes aldırmayan, o eski Galatasaray... Bataktan Juventus galibiyeti çıkartan, Real Madrid’e sahayı dar eden o eski Galatasaray’ı arıyorum. O Galatasaray’a alıştım, bu Galatasaray’ı yadırgıyorum.

Kaptan iyi de tayfalar nerede?

Galatasaray’ın kaptanı ve kalecisi Muslera, yerli-yabancı her maçta 3-4 net tehlikeyi önlüyorsa, bu savunma anlayışında, bu futbol anlayışında bir sıkıntı var demektir. Tamam kaptan gemisini kurtaracak da, takımın tayfaları ne yapıyor, meraktayım.

Eleştirin ama hırpalamayın

Fenerbahçe takımı beklenenden hızlı biçimde gelişme kaydediyor. İstatistikleri iyi, hücum anlayışı iyi, son Galatasaray maçında da savunma toparlanmış gibi göründü.
Bütün bunlara rağmen teknik direktör Ersun Yanal çok ağır biçimde eleştiriliyor. Ersun Hoca elbette eleştirilecek. Ancak bu kadar hırpalamak niye? Bilirim, Ersun Hoca’nın kulisi yoktur, gazetecilerden uzak durur, lobi yapmaz. Hatta kendi dünyasının dışına hiç çıkmaz.
Daha önce de yazmıştım... Fenerbahçe Yönetimi hocasına inanıyor, güveniyorsa Ersun Yanal konusunda sağlam bir tavır sergilemeli ve bunu kamuoyuna hissettirmeli...

Dilerim zirveyi bulur

Fenerbahçe kalecisi Altay, Alanya deplasmanında kendine gelen topları çok riskli şekilde oyuna sokmuş ve kalesinde yaşanan tehlikelerde önemli rol oynamıştı. Altay’a Galatasaray maçında baktım, kendine gelen tek topu bile riskli şekilde oyuna sokmadı.

Genelde uzun ve kendi takım arkadaşlarını bulan vuruşlarla bu topları kalesinden uzaklaştırdı. Altay, Türk futbolunun ciddi anlamda gelişme kaydeden kalecilerinden biri olarak hızla tırmanışını sürdürüyor. Dilerim zirveyi bulur.

Dramatik bir durum

Fenerbahçe’nin ve milli takımın eski kalecisi Yaşar Duran, Antalya’da oynanan Andorra milli maçına gitmiş. Kapıda Yaşar Duran’a “seni tanımıyoruz” demişler ve geri çevirmişler. Elbette şimdi sistemler değişti, turnikeler, yeni yöntemler gelişti ama bunun bir çaresi olmalı... Yıllardır milli takım formasını giyen oyuncular milli maçlarda kapıdan çevrilmemeli... Gerçekten dramatik bir durum bu... Umarım Nihat Özdemir federasyonu bu tatsız duruma bir çözüm yolu bulur.

Biz ne istiyoruz?

Bir derbi maçında kavga-gürültü oldu mu, “Bu nasıl derbi, yakıştı mı?” diye günlerce kıyameti kopartıyoruz.
Bu defa Galatasaray-Fenerbahçe maçında gürültü-patırtı olmadı, maç sonu iki takım oyuncuları öpüşerek, kucaklaşarak soyunma odasına gitti. Kuliste Fenerbahçe Başkanı Ali Koç, Galatasaray Başkanı Mustafa Cengiz ile bir hayranının fotoğrafını çekti, bu defa maç “danışıklı dövüş” oldu. Kavga ediyorlar kızıyoruz, dostluk gösterisi sergiliyorlar bozuluyoruz. Peki biz ne istiyoruz?

MHK kararlı

Futbol Federasyonu’nun ilk defa bir hakemin sözleşmesini feshettiğine tanık oluyorum. Sezon başında Bülent Yıldırım ile Serkan Çınar bir alt kategoriye indirilmişti. Bu defa Suat Aslanboğa, bir alt kategoriye bile düşürülmeden sözleşmesi fesih edildi. Suat Aslanboğa’nın Beşiktaşlı Ljajiç’in kendisini itmesine sadece sarı kart vermesi Aslanboğa’nın hakemliğine maloldu... Demek ki, MHK hakem otoritesini korumak konusunda kararlı... Hakemler, futbolcular dikkat; Aslanboğa kararı çok şey anlatıyor.

Hızlı koşan çabuk yorulur

- “Hızlı koşan çabuk yorulur” derler. Denizlispor lige fırtına gibi bir başlangıç yapmıştı ama nefesi çabuk kesildi. Ligin yeni takımı son haftalarda kendi sahası da dahil bol keseden puan dağıtmaya başladı.
- Bir başka hızlı başlayıp duran takım Rizespor... Ne oldu bu Rizespor’a? Neden böyle durdu? 5-0’lık Başakşehir yenilgisi bir yol kazası mıydı acaba?
- Bu Gençlerbirliği gerçekten “şanssız” takım... Kötü oynadığı maç çok az... Ama iyi oynayıp kaybettiği o kadar çok maç, o kadar çok puan var ki...
- Edin Visca bir kımıldadı, Başakşehir hemen gaz bastı. Futbol takım oyunudur, herhalde bu genel kural Başakşehir için geçerli değil... Edin Visca varsa, Başakşehir bir başka oluyor.
- Sivassporluları merak ediyorum. Alanyaspor maçının son 10 dakikasındaki hakem Halil Umut Meler kararları için ne diyorlar acaba?

Dünyanın sonu değil

Göztepe önceki hafta bir oyuncusu atılmasına rağmen olağanüstü bir mücadeleyle Konyaspor’u 1-0 yenmişti. Göztepe’de, geride kalan hafta da Gazişehir önünde ve deplasmanda 1-0 mağlup oynarken, kaleci Beto atıldı ve bir eksik kaldı. Göztepe bir eksik oynarken, tıpkı önceki hafta olduğu gibi gene gol attı ve deplasman maçında beraberliği yakaladı. Son iki haftadaki Göztepe gösteriyor ki, bir eksik kalmak maçın sonu değil... Yeter ki, yeterince mücadele edin.

Orman karar vermeli

Beşiktaş’ta Orman’ın kararına göre pozisyon alacak, planını, programını yapacak, hatta seçime girip girmeme konusunda karar verecek isimler var. Ancak Orman kararını açıklamayı geciktirdikçe, sıkıntı ve belirsizlik çok daha büyüyor.

Beşiktaş Başkanı Fikret Orman 13 Ekim için seçim kararı aldı. Günler hızla geçiyor, seçime iki haftadan daha az bir süre kaldı. Fikret Başkan “tamam” mı diyecek, “devam” mı diyecek hiç zaman yitirmeden, en kısa sürede bunu açıklamalı... Her geçen gün Beşiktaş’ta belirsizliği, sıkıntıyı biraz daha arttırıyor.
Beşiktaş’ta başkan Fikret Orman’ın kararına göre pozisyon alacak, planını, programını yapacak, ekonomisi hazırlayacak, hatta seçime girip girmeme konusunda karar verecek isimler var. Ancak Fikret Başkan kararını açıklamayı geciktirdikçe, sıkıntı ve belirsizlik çok daha büyüyor.
Beşiktaş’ta başkanlık konusunda adı en fazla anılan isimlerin başında gelen ve şansı hayli yüksek görünen Ahmet Nur Çebi bekliyor.
Başkan merkezde
Şimdiki ikinci başkan Serdal Adalı, Başkan Fikret Orman’a göre hareket edeceğini açıkladı. Mayıs seçiminde Fikret Orman’ın karşısına çıkan ve yüksek sayılabilecek bir oy toplayan Hürser Tekinoktay her şartta aday gibi görünüyor. Beşiktaş camiasının güçlü isimlerinden İsmail Ünal’ın ciddi hazırlık yaptığı biliniyor. Ama bütün bu isimlerin ve gelişmelerin merkezinde Başkan Fikret Orman var.
Haydi Başkan, Beşiktaş için, Beşiktaş’ın çıkarları için hiç zaman yitirmeden, hemen kararınızı verin: Tamam mı, devam mı? Camia ve adaylar sizi bekliyor.

Güneş sonrası bocalama dönemi

Beşiktaş, Şenol Güneş döneminde savunmayı sağlam tutan, ancak hücumu öne çıkartan bir futbol oynardı. Abdullah Hoca döneminde pasa dayalı bir oyun anlayışıyla başladı, bocaladı, şaşırdı ve şaşırtmaya devam ediyor. Gördüğüm şu:
- Beşiktaş’ın göbeği felaket durumda... Vida ve yanında kim oynarsa oynasın, felaket durumda... Kabul edelim ki, iki bek Gökhan ile Caner de eski yılları aratıyorlar.
- Abdullah Hoca ne kadar dik durmaya çalışırsa çalışsın, vücut dili aynı şeyleri söylemiyor. Sıkıntılı olduğu, çıkış planlarının tutmadığı yüzünden okunuyor.
- En önemlisi, bu sezon yapılan transferler Beşiktaş kalitesinin ve büyüklüğünün çok gerisinde...
- Gomezler, Aboubakarlar, Quaresmalar, Taliscalar, Pepeler’den sonra bu N’Koudou, Diaby, Boyd ve benzeri oyuncuları Beşiktaş camiasına ve seyircisine kabul ettiremezsiniz.

Karaman hissetmeli

Trabzonspor iki kötü sonuç alsın, bir-iki maç kaybetsin, hemen Ünal Karaman gündeme geliyor. Doğru değil bu... Bu Başkan, bu yönetim ve Ünal Hoca göreve geldikleri günden beri iyi iş yapıyorlar. Başkan ve yönetim her fırsatta Ünal Hoca’nın arkasında olduğunu söylüyor, gösteriyor ama bu yetmez. Seyircinin, camianın bunu Ünal Karaman’a hissettirmesi gerekiyor.

Uğurcan’dan ustalara ders

Trabzonspor kalecisi Uğurcan’ın, Beşiktaş maçında Nwakaeme’ye attırdığı gol, bu sezonun en ilginç, en güzel gollerinden biri olarak arşivlerdeki yerini alacak. Günümüz futbolunda stoperlerin topu oyuna sokuşları tartışılırken ve çok önemli bir özellik olarak kabul edilirken, bunu bir kalecinin yapması gerçekten her türlü takdire değer... Demek ki sadece stoperler değil, kalecilerin de topu oyuna sokuşu son derece önemli... Uğurcan genç bir kaleci ama, bu konuda usta kalecilere iyi bir ders vermiş olmalı...

İyi yaptılar

Gazişehir Kulübü, aldığı bir kararla adını Gaziantep Futbol Kulübü olarak değiştirdi. Son derece iyi yaptı. Gaziantepspor’un amatör kümeye düşmesinden sonra Gaziantep halkının “işte bizim şehrin takımı” diyeceği bir isme ihtiyaç vardı. Umarım Gaziantep ismi tribünlere çok daha fazla seyirci çeker.

Güzel goller

Antalyaspor, geride bıraktığımız hafta Malatya gibi ligin güçlü ekiplerinden birini 3-0 yenerek adeta “sükse” yaptı. İşin ilginç yanı, Antalya’nın attığı gol de, “haftanın golü” için aday olacak kadar güzeldi. İlk golde Aatıf’ın, ikinci golde Ufuk’un, frikikten gelen üçüncü golde de Hakan’ın vuruşları mükemmeldi. Antalya seyircisi de kendi sahasında nihayet iyi futbol, güzel goller ve farklı bir galibiyet gördü.

HAFTANIN TOP 5 GOLÜ
1.Nwakaeme (Trabzon)
2. İrfan Can (Başakşehir)
3. Aatıf (Antalya)
4. Ufuk (Antalya)
5. Hakan (Antalya)

Haftanın yıldızları
Başakşehir (HHHH) - Rize (H)
Denizli (HH) - Kasımpaşa (HHH)
Alanya (HH) - Sivas (HHH)
Galatasaray (HH) - F.Bahçe (HHH)
Konyaspor (HH) - Kayseri (HH)
Antalya (HHH) - Malatya (H)
A.Gücü (HH)- G.Birliği (HH)
Trabzonspor(HHHH) - Beşiktaş (H)
Gazişehir (HH) - Göztepe (HHH)