ŞANSAL BÜYÜKA İLE DOBRA DOBRA
Ozan Kabak transferi hepimize, bütün kulüplere ders olsun. Ozan Kabak transferi, Türkiye’ye ders olsun.
Ağustos ayında A takımında oynamaya başlayan, topu topu 17 lig, 3-5 Şampiyonlar Ligi maçında forma giyen Ozan Kabak, ayda 22 bin lira maaş alarak oynarken, tam 11 milyon euro bonservis bedeliyle Stutgart’a transfer oldu. Ağustostan aralık sonuna, yani beş ay gibi kısa bir sürede baş döndürücü bir değer artışı...
Uzaya mekik fırlatsanız, ancak bu kadar hızla yükselir. Kabul edelim ki, tarih böyle bir transferi yazmadı... Görmek, bulmak, güvenmek, oynatmak önemli... Fatih Terim bunu yaptı. Kendisini yürekten kutluyorum.
Elbette futbolcunun verilen şansı fırsata çevirmesi son derece önemli... Ozan da kendine verilen bu şansı ıskalamadı, hakkını verdi, hakkını aldı. Giderken hem kendisi kazandı hem de Galatasaray...
Artık bütün kulüplerimiz altyapıdan oyuncu çıkartıp, çevreden, alt liglerden genç oyuncular bulup yetiştirmek, kazanmak ve A takımında oynatmak zorunda... Bizim ülkede artık “transfere doymayan teknik adamlar” dönemi bitmek zorunda... Para yok, para olsa alacak oyuncu yok... Gençleri geliştireceksiniz, yetiştireceksiniz, korkmadan oynatacaksınız.
Fatih Terim, şampiyonluğa oynayan takımında 3-5 milyon euroluk oyuncuları kesip, genç bir oyuncuyu ısrarla oynatıyorsa, siz niye oynatmıyorsunuz? “Böyle bir oyuncumuz yok” diyorsanız niye bulmuyorsunuz, niye yetiştirmiyorsunuz? Başkanlar, yöneticiler; bu konuda hocalarınızı neden zorlamıyorsunuz? “Yaşam cesurların hakkıdır” demişler. Biraz yürek, biraz cesaret... Bulun, yetiştirin, oynatın şu gençleri...
Futbolsever kazanacak
Ligin en akıllı oynayanı Başakşehir ile ligin en iyi oynayanı Galatasaray arasındaki bir zirve yarışına tanıklık edeceğiz. Kim kazanır bilinmez ama seyirci olarak bizim kazanacağımız kesin.
Galatasaray’ı beğeniyorum, futbol anlayışını ciddi anlamda takdir ediyorum. Ligin seyir zevki en yüksek takımının Galatasaray olduğunu düşünüyorum. Niye?
-Çok hızlı oynuyorlar.
-Tempo yapıyorlar.
- Orta alanı göz açıp kapayana kadar geçiyorlar.
- Beklerini hücuma çok iyi sokuyorlar.
- Türkiye’nin en iyi orta alanına sahipler.
- Hırsları, coşkuları, istekleri zirvede...
-Onyekuru gibi rüzgarla yarışan bir hücumcuya sahipler.
-Orta alanda bir sağa-bir sola gereksiz paslarla zaman yitirmiyorlar.
-Hızlı hücum ettikleri için rakip savunmayı dengesiz, hazırlıksız ve az adamla yakalıyorlar.
-Fatih Terim gibi şampiyonlukla adeta yakın akraba olan ülkenin en iddialı, en iyi hocasına sahipler.
- Çok oyuncu sattılar, parasal olarak rahatladılar.
-Bir ya da iki iyi golcü yolda, ha geldi, ha gelecekler.
-Özellikle Aslantepe’de çok ciddi bir seyirci desteği ile oynuyorlar.
-Emre Akbaba gibi bu ülkede gole en yakın orta saha oyuncusu düzeldi, takıma dönmek üzere...
- Şampiyonluğa çok alışkınlar, bu konuda ciddi yaşanmışlıkları var.
Peki bu kadar avantaja sahip bir takım liderden niye 6 puan geride derseniz, ligin ilk yarısında öfkelerine teslim oldular. Çok ceza aldılar,
yarım kaldılar, sakatlıklardan kurtulamadılar. Bundan sonrasında ligin en akıllı oynayanı Başakşehir ile ligin en iyi oynayanı Galatasaray arasındaki bir zirve yarışına tanıklık edeceğiz. Kim kazanır bilinmez ama seyirci olarak bizim kazanacağımız kesin...
Şenol Güneş’i ‘tek’ geçerim Bu Şenol Güneş’ten daha iyi futbolcuyu cilalayan, parlatan, hazır hale getiren ve en iyi verimi alan bir başka hoca tanımam. Şenol Hoca zamanında Trabzon’da Selçuk ile Burak zirve yaptı. Aynı Şenol Hoca, Bursaspor döneminde Volkan’ı, Şener’i, Ozan Tufan’ı vitrine taşıdı. Bursaspor bu oyunculardan milyon dolarlar kazandı.
Şenol Hoca şimdi de Beşiktaş’ta Dorukhan’ı piyasaya sürdü. Önce bir alt ligden bulup almaları müthiş isabetli... Sonrasında Şenol Güneş’in tezgahından geçip sahaya sürülen ve herkesin hayranlığını kazanan bir Dorukhan...
Onu bunu bilmem, eğer konu futbolcuyu yetiştirmek, geliştirmek, çiğ kalmadan, dibi tutmadan pişirip sahaya sürmekse Şenol Hoca’yı “tek” geçerim. Dünyanın 5 Michelin yıldızlı lokantalarının aşçıları bile bu “pişirme” konusunda Şenol Hoca’nın eline su dökemez.
Dorukhan’ın çilesi! Dorukhan, Trabzon maçında gol attı VAR’a takıldı, sanıyorum sonrasında Malatya maçında gol attı, VAR’a takıldı. Şimdi de Akhisar maçında haftanın en güzel gollerinden birisini attı. Bu defa maçın Beşiktaş lehine 3-0 tescillenmesi gündeme geldi. Bu Dorukhan rahat bir gol sevincini ne zaman yaşayacak acaba?
Kan davası değil!Beşiktaş seyircisi, başka takım seyircisine benzemez. Atılacak bir-iki golle, iyi oynanacak birkaç maçla tavrını değiştirmez. Çünkü bir felsefeleri, bir duruşları var. Bu bakımdan “Burak Yılmaz bir-iki gol atar, seyircinin tavrı” değişir diye açıklama yapmak, Burak’a karşı duran seyirciyi daha fazla tahrik etmekten başka işe yaramaz.
Bu bakımdan Beşiktaş Yönetimi, Burak’a karşı olan seyirciyi, takımın ve Burak’ın yanına çekebilmek adına başka alternatifler yaratmalı... Örneğin Burak’tan yana olan ve sayısal olarak daha fazla olduğunu düşündüğüm taraftar kesimi, Burak’a karşı duranları ikna edemez mi acaba?
Sonuçta söz konusu Beşiktaş ise gerisi teferruat değil mi? Diyelim ki Burak
yüzde yüz yanlış yaptı, aradan da yıllar geçti... Bu yanlışın hiç mi bir hoşgörüsü olmaz? Sonuçta kan davası değil, Beşiktaş davası bu …
F.Bahçe bu kadar!Ersun Yanal’ı hoca olarak beğeniyorum. Fenerbahçe futbol takımının kadrosunu kalite olarak hiç beğenmiyorum. Ersun Hoca, ne kadar çalışırsa çalışsın, bu takımın mücadele gücünü, dayanıklılığını yükseltebilir ama kalitesini asla yükseltemez. Olmayan bir şeyi nasıl yükselteceksiniz, işin doğasına aykırı...
Ersun Hoca sıkı çalışma ile bu takımın toparlanacağına inanıyor. Ben hiç inanmıyorum. Fenerbahçe bu kadar... Daha iyi mücadele eder, daha fazla koşar ama daha iyi oynayamaz, Fenerbahçe gibi hiç oynayamaz.
Ersun Hoca, “Ocak ayında transfer yapmak çok zor... Kimse iyi oyuncusunu vermiyor” diyor. Hoca haklı... Ancak Galatasaray, Beşiktaş ara transferde iyi oyuncular bulup alırken, Fenerbahçe niye bulamıyor? Üstelik kaliteli transfer, yararlı transfer, Galatasaray’dan, Beşiktaş’tan önce Fenerbahçe’ye lazım değil mi?
Fenerbahçe’de Ali Koç döneminden sonra bir scout ekibi oluşturuldu mu, aylar önceden transfer çalışmaları yapılıyor mu, yoksa transfer döneminde 11’de 0 çeken Comolli’nin portföyüne mi bakılıyor? Meraktayım...
Hocalık budurHocalık hamlesi budur. Bursaspor, Fenerbahçe maçının ilk yarısında hiçbir şey yapamadı. Hücum edemedi, pozisyon yaratamadı, kalesinde golü ve tehlikeleri gördü. Samet Hoca ikinci yarıya sağ kenara Lima’yı, sol kenara Yusuf Erdoğan’ı alarak başladı ve oyunun rengi Bursaspor oldu. Öyle ki, maçı tek kaleye çeviren Bursa, yakaladığı fırsatları değerlendirebilse, son dakika golüyle beraberliği kurtaracağına, farklı bir galibiyete imza atabilirdi.
Eljif yol ayrımında Fenerbahçe’de Eljif Elmas’a dikkat ediyorum. Son 5-6 maçtır müthiş bir düşüş yaşıyor. Bu düşüşü takımın kötülüğüne bağlayanlar var ama Fenerbahçe kötü oynarken de Eljif iyi oynuyordu. Ne oldu sana Eljif? Önümüzde bir Salih Uçan örneği var. Büyük yeteneğine rağmen nasıl kaybolup gittiğini daha unutmadık.
Önümüzde bir Ozan Kabak örneği var. Çok kısa bir sürede kendine verilen şansı nasıl kullandığını gördük. Yol ayırımındasın Eljif... Ya iyiye, ya kötüye... Umarım bu kavşakta yönünü iyiye çevirirsin.
Ustaların maharetiBaşakşehir, “Ustaların karışımı” bir takım kurdu. İki stoperi sahada, yedekte Attamah ve Serdar Taşçı gibi iki stoper bekliyor. Beklere bir şey olursa Uğur Uçar hazırda... Orta alanda sıranın kendilerine gelmesini bekleyen Soner Aydoğdu, Gökhan İnler, Napoleoni ve daha birçok oyuncu var. Sol kanatta Arda oynuyor, arkasında Elia, Kerim Frei gibi oyuncular bekliyor. Robinho santrfor oynuyor, Adebayor gibi dünya markası ile Bajiç alternatif olarak duruyor . Belki alternatifsiz Edin Visca var, nazar değmesin o da sakatlanmıyor, ceza almıyor.
Bakıyorsunuz, Trabzon maçında ortaya olağanüstü bir Arda asisti çıkıyor, müthiş bir İrfan Can koşusu topla buluşuyor, gol geliyor. Üç - beş dakika sonra Robinho’dan olağanüstü bir asist geliyor, Clichy’ye... En usta golcülerden daha etkili hareketler yaparak golü buluyor. Trabzonspor maçı da gösterdi ki , ustaların bu sezon sazı ellerinden bırakmaya niyeti yok.
Arda’nın çıkışı kalıcı olur mu?Başakşehir Hocası Abdullah Avcı ile konuşuyorduk. “Arda devre arasını çok iyi geçirdi, çok iyi çalıştı. İkinci yarıya Arda ile başlayabilirim” dedi. Nitekim Trabzon maçında Arda ile başladı ve Arda oyunda kaldığı süre içinde önemli işler yaptı, uzun bir aradan sonra Barcelonalı Arda’yı hatırlattı. Dileriz Arda’nın bu görüntüsü bir rüzgar gibi gelip geçmez ve kalıcı olur.
Trazonspor son maçta oyunda değil, skorda kaybetti. Oyunun hakimiydi Trabzonspor, skorun hakimi ve galibi Başakşehir oldu. Bir anlamda Trabzonspor’un gençleri bu kadar baskılı oyuna rağmen, Başakşehirspor’un ustaları karşısında kaybetti. Bu yenilgi umarım Trabzonspor’un hızını kesmez, moralini bozmaz.
Trabzonspor’da gelecek yıllara, hatta bu sezona bile damgasını vuracak çok önemli gençler var. Son maçta Pereira sakatlandı, bir başka Abdulkadir (Parmak) oyuna girdi ve 40 yıldır Trabzonspor forması giyiyor gibi oynadı.
Maçta sonucu etkileyen hakem hataları elbette var. Ama Trabzonspor hakeme takılmadan, geçmişte kalmadan yoluna devam etmeli... Yıllar sonra yörüngesine oturan ve sağlıklı adımlar atan, şehirle ciddi anlamda bütünleşen bir Trabzonspor var. Bu havanın bozulmasına izin vermeyin.
Buz pisti!
Erzurumspor sahasında bu mevsimde maç oynayanlara Allah yardım etsin. Hava buz, saha zemini buz... Sanki futbol maçında değil, buz pistinde dansta gibisin. Erzurumspor-Konya maçını izlerken, iki takım oyuncularına da futbolculuklarından önce, insanlık adına üzüldüm. Ama çare yok, şartlar böyle...
Hazıra güvenme
Antalyaspor-Kayserispor maçını izledim. Haftanın en kötü maçı oldu. Hadi deplasmandaki Kayseri gene gol aradı, şut attı, pozisyon yaratmaya çalıştı. Ev sahibi Antalyaspor kendi sahasında doksan dakikada tek şut atmadan, tek pozisyon yaratmadan maçı bitirdi. Aman Antalya... Hazıra fazla güvenme...
Biraz Premier Lig izlesene
Antalya - Kayseri maçının hakemi Özgür Yankaya oyunu ne kadar çok kesti, ne kadar kolay fauller çaldı. Zaten ortada kötü bir futbol vardı, bir de bu kadar gereksiz düdük çalınınca maç çekilmez boyutlara geldi. Özgür Hocam, biraz Premier Lig maçlarını izlesene, işe yarar.
Halil’in hakkını teslim edelim
Bu haftanın en güzel gollerinden birini Göztepeli Halil attı. Halil, maçı 1-1’e getiren golde, düştü, kalktı, çabukluğu ile savunmaya müdahale şansı vermedi ve fantastik bir vuruşla golü attı. Bu kadar toz duman arasında Halil’in emeği boşa gitmesin. Hakkını teslim edelim...