17.01.2013 - 12:11 | Son Güncellenme:
Peçenek, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 1976’da Ankara Amatör Küme’de, başkanlığını merhum Avni Bulduk’un yaptığı Güneşspor altyapısında kaleci olarak futbola başladığını bildirdi.
Kısa sürede kendisini kanıtlayınca transferinin gündeme geldiğini ve 1979’da, 19 yaşındayken Bulduk’un kendisini çağırarak, Altay ile Şekerspor’dan gelen teklifleri ilettiğini belirten Peçenek, şöyle devam etti: ”Bu görüşmeden bir gün sonra notere gittik. Şekerspor’dan transfer karşılığında 50 bin lirayı ben, 50 bin lirayı da Avni Bulduk aldı. Daha sonra Şekerspor formasıyla sezon açılışı için hazırlık maçına çıktım. Birkaç güzel kurtarış yapınca maçı izleyenler, benim hakkımda konuşmuş. Bir gazetenin muhabiri, eski başkanım Avni Bulduk’a, ’Böyle yetenekli bir kaleciyi bedava vermezsin. Ne kadar para aldın?’ diye sormuş. Avni ağabey de şaka maksadıyla ’Bir inek aldım, Arif’i verdim’ demiş. O muhabirin yaptığı haber, ertesi gün gazetesinde manşet oldu. Bir gün sonra da muhabirler geldi ve fotoğraf çekimi için beni çiftliğe götürdüler. Orada 100-150 adet Holstein cinsi inek vardı. İneklerle fotoğraflarımı çekip mizansen haberler yaptılar.” Peçenek, bir süre Şekerspor’da oynadıktan sonra yöneticilere, ”inek karşılığı transfer” söylentisinin nereden kaynaklandığını sorduğunu anlattı.
Şekersporlu bir yöneticinin, Avni Bulduk’un yeni açtığı çiftliğe deneme amaçlı Holstein cinsi inek göndermesi ve Bulduk’un, muhabire yaptığı şakadan bu söylentinin çıktığını anladığını dile getiren Peçenek, ”Bir şakadan çıkan inek karşılığı transfer olduğum söylentisi, Türk basınının hatta dünya basınının gündemine geldi. Birçok yerde resimlerimiz yapıldı, yazıldı, çizildi” dedi.
Maçlarda inek sesi çıkararak moralini bozmaya çalıştılar
Peçenek, Şekerspor’un kalesini iki sezon koruduğu bilgisini vererek, rakip takım taraftarlarının moral bozmak amacıyla yaptığı tezahüratlara da maruz kaldığını ifade etti.
Eskişehir’de binlerce seyircinin, bir maç sırasında inek sesi çıkarıp aleyhinde tezahürat yaptığını söyleyen Peçenek, şöyle konuştu: ”Kişisel espriler, tribün olarak espriler beni kamçıladı. Etkilenmedik mi? Tabii ki etkilendik. O zamanlar tabi her şeyde kaybedebilirdik. Tamamen bir alay konusu olabilirdim. Şekerspor’da başarıyla iki sezon oynadıktan sonra birçok takımdan transfer teklifi aldım. Ankaragücü ile anlaştım ve 12 sezon bu takımın formasını giydim. Ankaragücü formasıyla mücadele ederken 1984’te A Milli Takım’a çağrıldım ve bir süre kaleyi korudum.
Çalıştırdığım takımda oyuncularımla konuşurken bu işin ilk koşulunun çalışmak olduğunu söylerim. Çünkü yeteneğinin ortaya çıkması için normal ölçülerde çalışırsan hiçbir şey elde edemezsin. Ancak normalden fazla çalışırsan yeteneğinle yıldız adayı olabilirsin. O haberler, resimler, fotoğraflar, söylentiler ve aleyhimdeki tezahüratlar bana normalden fazla çalışmam gerektiği felsefesini kazandırdı. Hayatımdaki en büyük dürtüsü budur.”