Dünya Kupası"Bir Çakır da ben çıkarmak isterim"

"Bir Çakır da ben çıkarmak isterim"

12.10.2016 - 02:30 | Son Güncellenme:

UEFA eğitimcisi olarak Türkiye'de görev yapan Roberto Rosetti, Milliyet'e konuştu.

Bir Çakır da ben çıkarmak isterim

CEMAL ERSEN - RÖPORTAJ

Haberin Devamı

Dünyaca ünlü eski İtalyan hakem, kendisinden önce ülkemizde çalışan Uilenberg’in 6 sezon boyunca çok önemli işlere imza attığının altını çizdi, “Cüneyt Çakır dünyanın en iyi hakemlerinden biri ve Rusya’da 2018’de yapılacak Dünya Kupası’nda final yönetmek istiyor. Diğer hakemlerin onu örnek alması lazım. Ben genç hakemler üzerine yoğunlaşıyorum. Elbette ben de bir Cüneyt Çakır çıkarmak isterim” dedi.

Öykü, Türkiye’nin 29 Eylül 2009’da UEFA Hakem Konvansiyonu üyeliğine kabul edilmesiyle başladı. Amaç, üye ülkelerin hakemlerine en üst düzeyde eğitim vermek ve Avrupa hakemliğini “elit” kategorisine taşımaktı.

Türkiye Futbol Federasyonu, konvansiyon üyeliği gereği, UEFA Hakem Komitesi Üyesi Jaap Uilenberg ile sözleşme imzaladı.

Haberin Devamı

O dönemler, eski hakemler ve yorumcular Hollandalı eğitimcinin misyonu ile işlevini sorgulasa da, Uilenberg tam 6 sezon ülkemizde görev yaptı. Bu süreçte Türk hakemliği ciddi ivme kazandı. Cüneyt Çakır’ın dünyanın sayılı hakemleri arasına girmesi ve önemli organizasyonlarda final yönetmesi, rastlantı değildi. Uilenberg sezon başında çok sevdiği ve hakemliğine emek verdiği Türkiye’den ayrıldı.

Yeni görev, hakemlikte kariyer yapmış, popüler ve saygın birine devredilmeli idi. O günlerin MHK Başkanı Kuddusi Müftüoğlu, UEFA Hakem Şefi Pierluigi Collina’nın da katkısıyla, İtalyanların dünyaca ünlü eski hakemi Roberto Rosetti’ye teklif götürdü. Daha önce iki yıl Rusya Futbol Federasyonu Merkez Hakem Kurulu Başkanlığı yapan Rosetti, tereddütsüz kabul etti.

İlk olarak Mart ayında İstanbul’da Süper Lig hakemlerine verilen ara seminere katıldı. O buluşmanın bir de sürpriz konuğu vardı. Collina da aynı gün İstanbul’a gelerek vatandaşına desteğini gösterdi ve Avrupa hakemliğinin bir numarası olarak, MHK’nin Rosetti tercihini destekledi.

Jaap Uilenberg görev yaptığı 6 sezon boyunca çalışmaları, planları ve gelişmeleri hakkında hep Milliyet’i tercih etmişti. MHK’nin yeni UEFA eğitimcisi Roberto Rosetti de geleneği bozmadı.

‘Benim stilim farklı’

Rosetti ile TFF’nin Riva tesislerinde buluştuk. Keyifli, dobra dobra bir söyleşi oldu. Sözünü esirgemedi, Türk hakemliği hakkındaki düşüncelerini, projelerini ve hedeflerini net ifadelerle anlattı.

Haberin Devamı

İşte dünyaca ünlü İtalyan eğitimci ile iki saati aşkın sohbetimizden öne çıkanlar...

Yaklaşık 6 aydır ülkemizdesiniz. Gelmeden önce Türk futbolunu ve hakemliğini nasıl görüyordunuz. Şimdi düşünceniz nedir?
Önce şunu söyleyeyim. Süper Lig çok ilginç. Oyunun ritmi ve yoğunluğu yüksek. Kalitesi hoşuma gidiyor. Bir hakem için Avrupa’daki en zor liglerden biri olduğunu söyleyebilirim. Gelmeden önce liginizin önemli olduğunu biliyordum. İtalya’da seyircinin oyuna büyük etkisi var. Gözlemim şu, Türkiye gerçekten bir futbol ülkesi. Türkiye’de futbol spor değil, bir din gibi görülüyor. Bu inanılmaz bir motivasyon aracı.

Uilenberg’den sonra gelmek nasıl bir duygu?
Jaap Uilenberg burada çok çok önemli işler yaptı. Kendisi 2008 Avrupa futbol şampiyonasında yönettiğim İspanya- Almanya final maçında gözlemcim idi. Jaap, UEFA çizgisinden şaşmayan bir uzman. Türkiye’de yaptıklarını unutamayız. Ben de bu çizgiden yürüyeceğim. Ancak şunun hakemlerce bilinmesi gerek. Benim stilim, yapım ve hakemleri etkileme şeklim farklıdır. Tarzım bu. Hedefim onları adım adım, yüzde yüz profesyonel hakem seviyesine taşımaktır.

Haberin Devamı

‘En çok Ali Palabıyık’

Uilenberg döneminde Cüneyt Çakır müthiş bir gelişim gösterdi. Siz de görev sürenizde yeni bir Çakır çıkarabilecek misiniz?
Cüneyt dünyanın en iyi hakemlerinden biri. Bu sadece benim görüşüm değil. Şu an çok önemli bir hedefi var. Rusya’da 2018’de yapılacak Dünya Kupası’nda final yönetmek istiyor. Altını çizeyim Cüneyt çok değil, çok çok iyi bir profesyonel. Diğer hakemlerin onu örnek alması gerek.
Benim bu konudaki stratejim açık. Ali Palabıyık kuşkusuz en fazla gelişim gösteren ve umut veren isim. Mete Kalkavan da iyi işler çıkarıyor. Hüseyin Göçek özellikle bu sezon çok formda. Ben, genç hakemler üzerine yoğunlaşıyorum. Elbette ben de bir Cüneyt Çakır çıkarmak istiyorum.

Bir Çakır da ben çıkarmak isterim

‘Sahada 25 atlet olmalı’

Haberin Devamı

“Hakemin fizik-kondisyonu en üst düzeyde olmalıdır. Bunun tartışmasını yapmam. Ben bir maça gittiğimde sahada 25 tane atlet görmek istiyorum. 22 futbolcu ve 3 hakem... Hakemin atletik olması futbolun ilk şartı. Hakem takımların taktiğini bile öğrenecek.”

Uluslararası alanda birçok maç yöneten Rosetti’ye hakemlik ilkelerini ve kriterlerini sorduk, çarpıcı yanıtlar aldık...

Hakemlik hakkında prensipleriniz ve çalışma tarzınız nedir?
Birincisi, hakemin fizik ve kondisyonu en üst düzeyde olmalı. Bunun tartışmasını yapmam. Bir maça gittiğimde sahada 25 atlet görmek istiyorum. 22 futbolcu ve 3 hakem. Hakemin atletik olması modern futbolun ilk şartı. İkincisi, hakem oyun kurallarını bilecek ve doğru yorumlayacak. Futbolu bilecek ve anlayacak. Hakem takımların taktiğini öğrenecek. Oyuncuları detaylı biçimde tanıyacak. Oyunun tüm değişik yüzünü okuyacak. Ancak bu şekilde sahada karşılaştığı tatsız sürprizden kaçabilir. Biz bu konuları çok çalışacağız. Üçüncüsü, hakem kariyerinin başlangıcında yalnız insandır. Modern hakemlikte bir takım olmak önemlidir. Yardımcılar sadece ofsayt bayrağı kaldırarak değil, maça doğrudan katkı sağlayarak işlerini yapabilir. Doğru karar için işbirliği şart.

Anlattıklarınız Collina’nın kurallarını anımsattı bana.
Collina mükemmel bir hakemdi. Ona futbol tarihinin şu ana kadar gelmiş en iyi hakemi diyebiliriz. Modern hakemliğin kurucusudur ve elbette örnek alıp öğreneceğimiz çok şey var ondan.

FIFA kokartlı hakemlerimiz UEFA nezdinde “koşamaz” algısı yarattı son yıllarda. Koşamayıp UEFA’da kokartını kaybedenler oldu.
Bu bakış açısı maalesef doğru. Yo-Yo bir UEFA testidir. Bu gerçek ve yüzleşmemiz şart. Net söylüyorum, tüm Türk hakemleri bu testi geçmek zorundadır. Bu fiziksel eğitimin gereğidir. Ben de hakemliğimde testi sevmiyordum ama işimin bir parçasıydı ve koşuyordum.
Başka çaresi yok. Türkiye’deki önceliğim bu konu. Önce mental olarak hazırlanacağız. Şu anda çok önemli planlarımız var. Açık söylüyorum, Yo-Yo testi yüzünden başka hakem kaybetmeye niyetim yok. Geçmişte Fırat Aydınus ve Bülent Yıldırım’ı kaybetmişiz. Oysa ikisi de teknik becerileri yüksek iyi hakemler. Ama bir test yüzünden onları Avrupa’da kaybettik. Gençler bu kötü örneği dikkate almalı. Altını çizeyim, bu bir daha tekrarlanmamalı. Bu testi geçtiğin vakit sahada hiçbir probleminin olmayacağı garantidir.

Biz altı haftadır maçları izliyorsunuz. MHK’nin sezonu 10-12 hakemle bitirme niyeti var. Siz bu atamaları nasıl buluyorsunuz?
Benim hakem atamalarıyla ilgili bir görevim yok. Temel işim eğitim ve hakem kalitesini yükseltmek.

Bir Çakır da ben çıkarmak isterim

‘Hem İrlanda hem hakem yandı’

Bu sezon ilave yardımcı hakemlik kaldırıldı. Şimdi gol teknolojisi ve video hakemliği tartışılıyor. Sizin fikriniz?
İlave yardımcı hakemlik UEFA’nın etkili bir uygulaması. Şampiyonlar Ligi, Avrupa Ligi ve Avrupa şampiyonasında en iyi timlerini kullanıyorlar. 2016 şampiyonasında sonuç çok olumluydu ama ulusal liglerde bu kaliteyi yakalayamıyorsunuz. İlave yardımcılar ceza alanı içinde kritik kararlar veriyor. Dürüst olmak gerekirse ulusal liglerde aynı kalitede 6 hakemi bir araya getirmek zor. TFF dörtlü hakeme geçmekle doğru karar verdi. Gol teknolojisi mükemmel bir sistem. Pozitif bakıyorum, fakat çok pahalı. Bir sezonda kaç kere topun kaleyi geçip geçmediği tartışılır ki? Üç veya 4 kez. IFAB ve FIFA video hakemliğinin denenmesi kararını Mart ayında onayladı. 7 ülke bu projeye katılmak istedi. Ben de yakından ilgiliyim. 2 yıllık çalışmanın sonunda karar verilecek. FIFA bu konuda istekli. Burada amaç hakeme yardım etmek, çok açık hatalarda uyarmak. Yani maçın sonucunu etkileyecek olaylar. Gol, penaltı, kırmızı kart, karambol pozisyonlarını çözmek gibi. Hatırlayın İrlanda-Fransa maçında Fransız oyuncu (Henry) elle gol attı. Hakem Martin Hansson göremedi. İrlanda da, hakem de finallere gidemedi.

‘Depresyona girerler’

Profesyonel hakemlik hakkında ne düşünüyorsunuz?
Güç ve tartışmalı bir konu. Süper lig hakemleri ulusal ve uluslararası maç yönetiyor. Antrenman yapıyor, seminerlere katılıyor. Yani çok yoğunlar. Dışarıda düzenli bir iş yapmaları mümkün değil. Tam zamanlı iş yapamazlar. Yarım zamanlı bile zor. O yüzden diyorum ki, hakemlik kariyerlerini tamamladıklarında yapabilecekleri, yaşamları sürdürebilecekleri bir işi şimdiden planlamaları şart. Bunu yapmazlar ise hakemlik sonrası büyük bir depresyon yaşarlar.

Siz de İtalya’da bir hastanede yöneticilik yapıyormuşsunuz?
Benim zamanımda İtalya’da yarı profesyonellik vardı. Bu yüzden üniversiteyi bitirdikten sonra ikisini bir arada yürütebildim.

Hakemlikte ödül-ceza sistemi önemli. Burada adalet sağlanmazsa diğer hakemleri etkilemez mi?
Bu konuda çok netim. İyi performans daha fazla maç demektir. Kötü performansta mutlaka durum analizi yapılmalı. Yaptığın hatanın niteliğine göre karar verilir. Her insan hata yapar. Benim kriterim şu, eğer hakem cesaretli değilse, imajını zedeleyecek hata yapıyorsa yaptırımı diğerlerine göre daha ağır olmalı. Bunu teknik hatalardan ayırmak gerek.

Bir Çakır da ben çıkarmak isterim

‘2010’da bir ofsayt gol yüzünden finali kaçırdım’

Sizin 2011 yılında yazdığınız ve yayımlanan bir kitabınız var. Adı Nessuno parla dell’arbitro. Genel olarak ne anlatıyorsunuz o kitapta?
Kitap benim hakemlik kariyerimin öyküsü. Her zaman daha iyi olmak istedim. Ancak hakemlik yaşamımda zirvede iken 2010 yılında öyle bir olay başıma geldi ki. Güney Afrika’daki Dünya Kupası’ndayız... Arjantin-Meksika maçı... Arjantin, Teves’in attığı ofsayt golle kazandı. Yardımcı hakemim ve ben pozisyonu süzemedik. Bir ofsayt gol yüzünden finali kaçırdım. Hayalim finaldi. Ancak bu son maçım oldu. 42 yaşımda, üç senem varken çok sevdiğim işime veda ettim.

Bu kitabı liglerde görev yapan bizim hakemlerimiz de okumalı öyleyse...
(Üzgün bir ifadeyle) Hayatım roman oldu.

‘Mankenlik teklifleri geldi, geri çevirdim’

Hakemliği bıraktıktan sonra yorumculuk, eğitmenlik veya başka bir teklif geldi mi size?
(Gülerek) Mankenlik teklifi geldi. Fakat ben futbolu çok seviyorum ve her zaman bu oyunun içinde kalmak istiyordum. Elbette geri çevirdim. Şimdi en iyi bildiğim işi yapıyorum. Futbol ve hakemlik benim en büyük tutkum. Bilgi ve deneyimlerimi paylaşmak çok güzel bir duygu.

Türkiye’yi sevdiniz mi?
Şu an işim dışında ülkenizi tanımaya çalışıyorum. Öncelikle İstanbul’u detaylı şekilde öğrenmek istiyorum. Çok güzel bir şehir. Ancak şunu söyleyeyim, şu ana kadar Riva tesisleri ve statlar dışında başka bir yer görmedim. Daha çok gelmek ve görmek düşüncesindeyim.

TFF’ye özel teşekkür

Uilenberg ülkemizde 6 sezon çalıştı, 5 yeni MHK gördü. Bu kadar çok değişim hakemi ve sizi etkilemez mi?
(Gülüyor) Projelerin sağlıklı yürütülmesi için istikrar şart. Sonuç alabilmek için uzun süreli çalışmalısın. Bu bizim için de MHK için de geçerli. Bu, hakem ve kalitesini yükseltmek için zorunlu. Benim felsefem belli. Her gün daha iyisini yapmaya çalışıyorum. Hakeme destek için buradayım. Türk hakeminin bana yaklaşımı çok sıcak ve içten. Gerçekten daha iyi olmak istiyorlar. Bireysel analizleri başlattık. Geliştirilecek yönleri saptıyoruz. Bu arada TFF’ye teşekkür etmek gerek. Hakemlere inanılmaz bir bütçe ayırıyor. Avrupa’nın herhangi bir ülkesinde böyle imkanlar görmek mümkün değil. Federasyon, hakemine güveniyor ve en iyisini yapmaya çalışıyor.

Rosetti, TFF Kış Semineri’nde FIFA Plaj Futbolu hakemlerinden Murat Ergin Gözütok, Yeliz Topaloğlu, Özcan Sultanoğlu, Bülent Kökten’e kokartlarını takmıştı.

Bir Çakır da ben çıkarmak isterim

Roberto Rosetti, A Milli Takımımız’ın EURO 2008’de Hırvatistan’ı penaltılarla yenerek yarı finale çıktığı tarihi maçı da yönetmişti.

Bir Çakır da ben çıkarmak isterim