Yeniden yapılanmaya giden Beşiktaş’a bu sezon zirve yarışında şans veren, hemen hemen yok gibiydi. Nitekim saha sonuçlarına ve de ortaya konulan futbola baktığınız zaman haksız da değiller.
Ne var ki, futbol bu, ne olacağını önceden kestiremezseniz. Evdeki hesaplar asla çarşıya uymamıştır bu oyunda.
Başta Galatasaray’ın Orduspor’a, yenilmesi sürpriz değil de, nedir? Hadi Alex kaosu ile boğuşan Fenerbahçe’nin yenilmesi doğal! Peki, ya Trabzon’un puan kaybetmesine ne demeli?
İşin özeti ‘bankolar’ da kaybediyor, bu oyunda!
Puan kayıpları, Beşiktaş’a yaradı, yaramasına da bunu avantaja dönüştürecek, otoriteleri yanıltacak, takımı ara ki bulasınız!
Bu oyunda güçlü kadronuz yok ve inişli-çıkışlı grafik çiziyorsanız, hedefi yakalamanız hayalden öteye gitmez, gidemez.
Tıpkı Beşiktaş gibi!
Evet, Kartal görünen köydür, kılavuz istemez.
Niye mi?
Yanıtı çok basit...
Sivasspor karşısında son çeyrek hariç koca yetmiş dakikada dişe dokunur bir pozisyon üretemez mi bir takım?
Nasıl üretecek ki?
Almeida gibi kuleniz var, kanatlardan tık yok.
Göbekten iniyorsunuz, savunma kilidini açacak bir çilingir yok.
Yük her maçta Fernandes’in üstünde... O oynayacak, oyun kuracak, paslar atacak, asistler yapacak, goller atacak.
Rıza Çalımbay, ilk etapta Fernandes’e pranga vurdu. Kadir ile onu kontrol etti, Portekizli ondan kurtulduğu anlarda başka Sivaslıya tosladı.
O yoksa Beşiktaş da yok!
Düşünün frikik kullanıyorsunuz, o top barajdan dönüyor, size gol oluyor! Haa diyeceksiniz ki, kaza golü... Sakın bu mazerete sığınmayın.
Faturası ağır oldu, üç puan kuş olup, uçuverdi!
Ne zaman golü yediler, Kartal’ın aklı başına geldi! Ama iş işten geçmişti. Atı alan, çooktaan Üsküdar’ı geçmişti bile!
Sezon uzun bir maraton, doğru... Ancak bu Beşiktaş bu maratonu nasıl tamamlar, nerede bitirir, işte burası soru işareti.
Samet Aybaba’nın avantajı, üzerinde bu sezon üzerinde büyük bir baskı olmayışı... Dileriz, Aybaba, bu avantajı iyi kullanır, takımın eksiğini-gediğini iyi kapatır, ilk etapta kadroda, sonra da oyunda istikrarı yakalar, Kartal’ı zirve yarışında tutmayı başarır, bizleri de yanıltır.
Ne dersin hocam?