Dedik ya, Sergen Yalçın Beşiktaş’a hem hava getirdi, hem de coşku. Elbette Sergen Yalçın ‘sihirbaz’ değil, ama Kartal Yuvası’nın içinden geldi, oranın havasını-suyunu iyi biliyor. Kadro malum, biraz taktiğe dokunuşlar, ufak-tefek değişiklikler, biraz moral, sonunda ortaya ‘mücadeleyi’ elden bırakmayan, ofansif oynayan, galibiyeti kovalayan bir takım çıkardı. Artı Beşiktaş, taraflı, tarafsız herkese keyif veriyor, niye mi? Sosyal yaşamda kafelerde en çok izlenen takım Beşiktaş, yetmez mi?
Elbette bu sezon, küçük-büyük takım olayı da ortadan kalktı. Dememiz o ki, ligin altı da üstü de karışık, birileri zirve, diğerleri can derdinde.
Nitekim, dün bunu bir daha gözlemledik, Ankaragücü, düşme potasında, 6. dakikada Burak Yılmaz’ın penaltı golüne karşın Kartal’a kafa tuttu. Öyle savunmasına da yaslanmadı. Nitekim, her iki yarıda da konuk takım, tehlikeli bindirmeler yaptı. Kartal’ın malum savunmasında zaaflar var, bu da rakiplerin işine yarıyor! Eeee ofansif oyunu tercih eden takımların, savunmasında gedikler vermesinden doğal ne olabilir. Ancak bu tip anlayış da, çarşıya pirince giderken, evdeki bulgurdan olmak da var, unutmayalım!
Tek farkın riskli olduğunu biliyoruz. Eğer takımın adı Beşiktaş ise korkacaksınız! Nitekim 76. dakikada konuk takım Faty ile net bir pozisyon buldu, atamadı. Beşiktaş mı, valla doğruyu söylemek gerekirse, rakip savunmayı bir türlü aşamadı, ikinci golü aradı, durdu... O alışık olduğumuz pozisyon üretiminden yoksundu, ikinci yarıda oyuna giren Ljajic klasına yakışır müthiş bir gol attı, farkı ikiye çıkardı, Kartal, rahat bir nefes alırken, zirveyi kovalamaya devam ediyor. Ne var ki, Vida uzatma dakikalarında Rodrigues sert girdi, VAR devreye girdi, penaltı, İlhan atışı gole çevirdi.