Bir Ofspor, bir de Mersin maçının kadrosuna bakıyorum, ikisinin arasında fersah fersah fark var! Efendim, futbolda, ayağınızı yere sağlam basmak zorundasınız! Neticede kupa da Avrupa’ya çıkmanın bir başka yoludur. Üstelik tek ayaklı maçlarda, rakibi hafife alır, riske girerseniz, bindiğiniz dalı kestiğiniz gibi, başınıza da iş alırsınız!
Yanılıyor muyuz, sevgili hocam?
Samet hoca, Kasımpaşa maçıyla başlayan çıkışı sürdürmek ve zirveyi kovalama adına, bu kez riske girmedi, ideal onbirini sürdü sahaya.
Sonunda Fernandes de nazara geldi! Oyun içinde onu pek fazla göremedik dersek abartmış olmayız. Eee yük hep onun üzerinde, neticede adam robot değil ki, o da forma düşüklüğü yaşayabilir. Ancak sahada durması bile rakip için başlı başına tehlikedir. Ancak Kartal’ın bir küçük Fernandes’i daha var, o da Oğuzhan Özyakup... Fernandes durdu, o devreye girdi... 49 dakika oyunda kaldı, bir gol, iki asist yaptı. Tam onu maçın kahramanı yapacağız, ikinci sarıdan soyunma odalarının yolunu tuttu. Sakın ola Barış Şimşek’e kızma, çünkü ikinci sarı kart doğruydu. Sarın varsa, dikkatli olacaksın, eline koluna sahıp çıkacaksın. Bir hatırlatma, hele sarın varsa, o baraja girmeyeceksin, bu da kulağına küpe olsun! Kırmızıya karşın, taraftarlar gibi biz de onu alkışlıyoruz. Oğuzhan bu performansını daha üst seviyeye taşırsa ki, taşıyacağa benziyor, A Milli Takım kadrosunu zorlayacaktır.
Tam tamına 42 dakika on kişi oynayan Beşiktaş, Oğuzhan’ın yokluğunu hissettirmedi, biraz daha fazla çalıştılar, savunmayı sağlam tuttular, pozisyonlar da buldular, attıkları kadar da kaçırdılar.
Şimşek’in çıkardığı kartlar, çaldığı düdükler biri hariç hepsi doğru olabilir... Yalnız ilk dakikalarda Hakan Bayraktar’ın Oğuzhan’ı cezaalanı içinde formasında çekmesi, buz gibi penaltıydı, en büyük hatası da buydu bizce.
Penaltıyı gole çeviden Almeida, belki çok fazla öne çıkamıyor, ancak onun da hakkını yememek gerekir. Hem ofansta çok çalışıyor, hem de savunmaya kadar inerek, arkadaşlarına müthiş destek veriyor. Kaçırdıklarına gelince, inanın o da şaşırıyor, biz de. Bunun temelinde yatan en büyük faktör, güven kaybıdır.