Beşiktaş’ı iki maçta kantara koyup, test etmek, kesin yargıya varmak, çok doğru olmaz, yanılabiliriz.
Ancak Trabzonspor ve Tromsö maçlarındaki bizi irite eden, Ersan Gülüm’ün savunmanın solunda oynatılması. Çünkü, hem yerini yadırgıyor, hem de rakip hücuma çıkarken, ‘maden’ bulmuşcasına onun kulvarını kullanıyor. Nitekim Tromsö, Kartal’ın bu handikapını iyi kullanırken, bir de onun hatasında penaltıdan gol buldu.
Bilic, İsmail Köybaşı ve Uğur Boral’ın sakatlıklarına sığınabilir. Ancak Ersan’ın orada başarılı olmasını beklemek biraz hayalcilik olmaz mı?
Kafama takılan bir başka sorun ise Toraman’nın yedeğe çekilmesi... Kusura bakmasın Bilic, savunmanın göbeğinde Sivok-Toraman ikilisinin geçmişte ne kadar başarılı olduğunu biliyoruz. Toraman varken, Escude’yi oynatmanın doğruluğunu bize kim savunabilir? Bilic’in bu tercihinin ne kadar hatalı olduğunu gördük, ama o farkında değil! Pritchard’ın attığı ikinci gol, bizleri haklı çıkardı.
Tromsö’yü Beşiktaş’la aynı kefeye koymak yanlış olur... Yıldızları yok... Tamamen fizik güce dayalı oynuyorlar, golü yemelerine karşın, disiplinden uzaklaşmıyorlar, iyi pres yapıyorlar hem de kapasitelerini sonuna kadar zorluyorlar. İki gol bulmaları da asla rastlantı değil, emeğin karşılığıydı bizce.
Beşiktaş, oyuna iyi başladı, 20 dakika kontrolü elinde tuttu, Almeida ile öne geçti, ancak rakibin direnişine ayak uyduramadı. Hücumda çoğalamadığı gibi, orta sahada da ayakta kalamadı. Atiba iyi bir oyuncu. Çok çabuk, teknik ve adam eksiltiyor, hucüma da çıkışı harika. Ama Atiba’ya kimse ayak uyduramadı, Kanadalı oyuncu hep yalnız kaldı. Kartal’ın kanat bindirmelerinden yoksun olması diğer bir handikapıydı.
Evet, bu oyunda iş kazalarına bizler geçmiş yıllarda çok tanıklık ettik...Valerenga faciası hala hafızalarda kazılı.
Ne var ki, Beşiktaş, Tromsö’yü sahasında eleyecek kadroya, hem de güce fazlasıyla sahip. Yeter ki, rakibi ciddiye alsınlar! Artı, Bilic’in de kadro tercihlerinde sıfır hata yapması şart. Aksi taktirde Kartal, yeni bir haya kırıklığına kanat çırpar, bizden hatırlatması.