Sıkça kullandığımız bir deyim vardır, "Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu" diye…
Valla bu deyim şu sıralarda Beşiktaş'la acayip örtüşüyor!
Biz ne zaman doğruyu yazsak, kulüpten yalanlama geliyor.
Ancak arkadaşların bilmediği bir şey var, biz istesek de 'yalan' yazamayız.
Çünkü yalan yazmak da ayrı bir beceri ister.
Bizim böyle bir becerimiz yok, ne yapalım!
Tabi ki, zaman zaman bizler de hata yapabiliriz, ancak asla 'yalan' yazmayız.
Editörümüz Mustafa Anıklı arkadaşımızın kılı - kırk yararak sayfamıza yansıttığı, "Göğüs ağrısı", başlıklı haberi yine Beşiktaş Kulübü tarafından yalanlanmış.
Yalanlarken kullandıkları cümleler de anlaşılır gibi değil.... Diyorlar ki, "Stat inşaatımızın ve sponsorluk anlaşmalarımızın kamuoyu önünde bu tarz asılsız iddialar ile tartışılır hale getirilmek istenmesinin arkasında gizlenen amaçları, kamuoyunun takdirlerine bırakıyoruz."
Bizim habercilikten başka ne amacımız olabilir Sayın Fikret Orman?
Recep Çetin'in oğlu Doğukan'ı alt yapıdan kovdunuz, bir gün sonra haberi üstelik doğru olmasına karşın yalanladınız.
Recep Çetin, anlattı, biz yazdık... Yani olayı bire bir yaşayanın laflarını sayfamıza yansıttık. Aynı Recep Çetin'i yönetimin aleyhine tazminat davası açtı, alacaklarını vermediniz. Bunların hangisi yalan, söyler misin?
'Göğüs ağrısı' haberi yalanlanırken (!), kulübün bir numaralı ismi Başkan Fikret Orman, Avusturya'da gazetecilerle yaptığı sohbette, bizde yayımlanan haberi doğruladı.
Başkan,Vodafone göğüs reklamının seneye yapılacağını deklare etti, hem de yirmiye yakın gazetecinin katıldığı sohbette.
Hani yalandı?
Sizler ne kadar uğraşırsanız uğraşın, ne kadar, yalanlarsanız yalanlayın, doğruları asla örtbas edemezsiniz....
Bu çelişkiler yumağında Allah aşkına nasıl başarı yakalanır?
Sportif Direktör Önder Özen'in,"Kulübün menfaatleri için yalan söyleyebilirim" cümlesi hala gazete arşivlerinde saklı.
Valla sizler yalan söyleyebilirsiniz, ama biz asla yalan yazamayız!