Volkan Demirel’in kumaşının ipek mi, saten mi olduğunu tartışacak halimiz yok. Kalitesi, kalede güvenli duruşu, tecrübesi harika, bu özelliklerine gıkımız çıkmaz. Ne var ki, söz konusu Milli Takım olunca, işte burada durun!
Kazakistan maçı öncesinde yaşananları ne Volkan unutur, ne de biz! Ona yapılanları onaylamak mümkün değil. Demirel, içgüdüsel bir tepki gösterdi ve oynamak istemedi ki, bize göre yanlış. Hadi duygularına fren koyamadı, oynamak istemedi, bunun savunulur tarafı var.
Peki, aracına binip evine gitmesinin doğruluğunu kim savunabilir? Hem kaleyi terk edeceksin, hem de stadı, artı takım arkadaşlarını da yalnız bırakacaksın! Tepkiye tamam, ama eve gitmene hayır!
Dönelim bugüne... Efendim Fransa biletini aldık, doğru... Ancak bu olağanüstü başarıyı yakalama adına Fatih Terim’in, ay-yıldızlı futbolcuların ne çektiğini bir Allah bir de biz biliriz. Öyle uçurumun kenarlarından değil, her yönüyle ‘tuş’ olmuş bir takıma yeniden hayat vermek, mangal gibi yürek ve de yetenek ister.
Kimine göre bu bir ‘mucize’, kimine göre müthiş bir başarı... Bize göre mi? Mucize değil arkadaş, alın teri, alın teri. Çalışmanın, inanmışlığın bir zaferidir Milli Takım’ın finallerde yer alması. 13 maçtır yenilmeyen bir armadadan söz ediyoruz, bu başarıyı tesadüf ya da mucizelere bağlamak emeğe haksızlıkların en büyüğüdür.
Peki, Volkan uzun soluklu ve de zorluk derecesi yüksek maçlarda neredeydi? Terim hocanın kadroya almadığını öne sürenler olabilir. Acaba Terim’e bunun gerekçesi hiç soruldu mu? Hayır! Bakın bir oyuncu gelip size, “Hocam beni Milli Takım’a bir daha almayın” derse, siz ne yaparsınız?
Babacan’a helal
Terim’in felsefesini, prensiplerini anlatmaya gerek yok. İster takımında oynasın, ister oynamasın, yeter ki o futbolcuya inansın-güvensin.Yaşına, başına bakmaz, alır oynatır, örnek o kadar çok ki...
Bu başarıda Terim’den tutun da, futbolcularına, ekibine, doktoruna, masörüne, malzemecisine kadar herkesin bir katkısı var. Bu başarı da bir milim katkısı olmayanların, çıkıp ortaya konuşma hakkı olabilir mi? Hele hele en kritik süreçte arkadaşlarını yalnız bırakmak hiç mi hiç olmaz!
Bu negatif tabloyu ‘özür’ de kurtarmaz! İsveç ve Avusturya maçlarına kendi isteğiyle katılanlar var. Birisi taaa Çin’den, üstelik sakat, oynamayacak kalkıp geliyor. Bir diğeri 40 derece ateşle yattığı yatağından kalkıyor, kampa katılıyor, çıkıp frikikten golünü de atıyor. Bunun adı sevgidir, güvendir, takımdaşlık duygusudur, finallere gitme arzusudur.
Evet, bir Volkan’dan çıkalım, diğer Volkan’a uzanalım... Volkan Babacan’a helal olsun, Terim’in güvenini boşa çıkarmadı. En kritik süreçte görev aldı, eleştirilere kulaklarını kapattı, kalesinde asla birileri gibi teslim bayrağını çekmedi! Hatalı gol yemeyen kaleci mi var, dostlar?
Milli Takım’da artık Volkan Demirel dönemi kapanmıştır, Volkan Babacan devri başlamıştır. Biri gelir, biri gider, bu ülkede Volkan’lar bitmez. Bu forma kimsenin tapulu malı değildir, hak eden giyer, hepsi bu kadar!
Aslan’ın tek gurur kaynağı
Futbolla yatıp, futbolla kalkıyoruz, diğer branşlardaki başarıları görüyoruz, ama hakkını da veremiyoruz maalesef!
Örneğin Galatasaray Odeabank Basketbol Takımı ve koçu Ergin Ataman... Düşünün futbol takımı Avrupa’dan koptu, Süper Lig’de dibe vurmuş ve ekonomik krizle boğuşuyor! Bitmedi, UEFA’dan ceza gelmiş, yönetim sırat köprüsünde!
Böylesi bir tabloda basketbol takımı, Eurocup’ta finale koşuyor. Yarı final ilk maçında İspanyol rakibi Gran Canaria’yı 14 sayılık farkla devirdi. Ergin Ataman bilgi, birikimi üst düzeyde bir hocamız. Sezon başından bu yana sakatlıklar ve ayrılıklarla uğraşıyor. Buna bir de ekonomik sıkıntıları eklersek, Aslan’ın potada geldiği yer yadsınamayacak müthiş bir başarı hikayesidir.
Ataman’ın, büyük bir hoca olduğunu cümle-alem biliyor. Bu performansla final bile oynar sarı-kırmızılılar. Şampiyon olur mu, olmaz mı? Negatif tabloya karşın bu başarıyı yakalayan ekip neden olmasın? Elbette dileğimiz ipi göğüslemesi ve önümüzdeki yıl Euroleague’e katılmasıdır.
İşin özeti futbolda bir bilinmeze koşan Galatasaray’ın tutunacağı tek dal pota kalmıştır... Ergin Ataman ve oyuncularını bu başarılarından dolayı kutluyoruz, yollarının açık olmasını diliyoruz.