Bilal Meşe

Bilal Meşe

bmese@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Milli Takım ile 315. maçımı geride bıraktım. Otuz küsur yıldır ay-yıldızlı ekibi kovaladım, prim tartışması olmadığı bir yılı anımsamıyorum! Çok uzağa gitmeyelim, ülke olarak jeep olayıyla yatıp, jeep olayıyla uyandığımız günler hala hafızalarda kazılı!

Son Avrupa Şampiyonası finalleri öncesinde Antalya’da patlak veren ‘prim’ krizi de pek unutulacağa benzemiyor! Kimsenin kazandığı parada gözümüz yok, analarının ak sütü gibi helal olsun. Ne var ki, ülke olarak Milli Takım’da şu prim meselesine bir türlü çözüm getiremedik, maalesef...

Haberin Devamı

Milli forma bir sporcunun ulaşabileceği en büyük hedeftir kuşkusuz... Ay-yıldızın olduğu yerde prim tartışmasını asla doğru bulmuyorum. “Verilsin mi, verilmesin mi?” tartışmasına da girmek hiç girmek istemiyorum.

Ancak, Milli Takım’da hiç gündemden düşmeyen, dostları birbirine düşüren (!) bu soruna köklü bir çözüm getirmek şart...

Milli Takım, Avrupa’ya açılma adına büyük bir vitrindir, müthiş bir fırsattır. Olaya bu pencereden bakarsak ki, bakmak gerekir, o zaman üçü-beşi aramayacaksınız, böylesi büyük şansı fırsata çevirmenin hesaplarını yapacaksınız.

Zaman tüneline girelim, jübile maçlarını anımsayalım. Futbolu bırakanlar, ellerinde koçan-koçan biletlerle kapı kapı dolaşmadılar mı?

Beşiktaş’ın efsane futbolcularından Şifo Mehmet (Özdilek), İnönü Stadı’nda muhteşem bir jübile ile futbola veda ederken, gelirin tamamını Türk Eğitim Gönüllüleri Vakfı’na bağışlayarak, örnek bir adım atarken, ‘jübile’ maçlarına da son noktayı koymuştu! Ondan sonra jübile maçları oynandı mı, oynanmadı mı, pek hatırlamıyorum doğrusu!

Diyeceğimiz o ki, ay-yıldızlı ekipte futbolcuların hak ettikleri primleri bağışlayabilecekleri birçok vakıf var. Örneğin Mehmetçik Vakfı’na bağışlasalar ne olur? Lösemili Çocuklar Vakfı, hatta Çocuk Esirgeme Kurumu’nu unutmayalım.

Böylesi bir tercih hem sizleri yüceltir, hem de yıllardır gazete manşetlerinden düşmeyen şu prim krizine de sünger çekersiniz. Tıpkı Şifo Mehmet’in örnek davranışı gibi...

Ne dersiniz, sevgili arkadaşlar?

Bugünlere Güneş sayesinde geldi

Haberin Devamı

Futbolu güzelleştiren, süsleyen yıldız oyunculardır... Quaresma’yı oldum olası beğenmişimdir. Doğrusu onu izlerken, bu oyundan müthiş keyif alıyorum. Tekniği müthiş, top ayağında iken rakipler için başlı başına tehlike.İki, bazen üç kişi onu marke ediyor, gününde ise tutabilene aşkolsun! Avrupa Şampiyonası’nda Portekiz’in adeta can simidi. Hep sonradan oyuna girdi, Portekiz’i attığı biri penaltıdan olmak üzere iki golle finale taşıyan isim oldu.

33 yaşındaki Quaresma, futbolda baharını yaşıyorsa, bunu teknik direktör Şenol Güneş’e borçludur, dersek abartmış olmayız. Carvalhal döneminde kafasına göre takılan, keyfi istediği zaman antrenman yapan, o sezon sırtını yönetime dayayan (!) Quaresma’nın bu olumsuz yanı, Güneş’in gelişiyle son bulduğunu dostlarımız bize fısıldadı.

Güneş’i iyi tanıyoruz, prensiplerinden kolay kolay taviz vermez. Torpille hiç işi olmaz! Hiçbir teknik adam, yıldız oyuncuyu defterden silmez, bindiği dalı asla kesmez. Ancak Güneş’in disiplinden de bir milim taviz vermediğini biliyoruz.

Haberin Devamı

Quaresma, Ümraniye’de sert kayaya çarpmıştı. Portekizli yıldız, baktı ki olmuyor, Şenol Güneş hocayla müthiş bir iletişim kurdu, hem huzuru buldu, hem de takım oyuncusu oldu. Nitekim, ligde 26 maçta oynayan, bunların 23’ün de ilk on birde oyuna başlayan Q7, çok kritik 4 gole imzasını atarken, toplam 6 asistle de Kartal’ın şampiyon olmasında müthiş rol üstlendi.

Elinizde fırsat varken!

Hazır söz Beşiktaş’tan açılmışken, yönetime bir çift sözümüz olacak. Bu şampiyonluk her yönüyle anlamlıdır. Evinden uzak, göçmen kuşlar gibi oradan oraya savrulan Kartal’ın zirveye kanat çırpmasına ne kadar övgü yapsak azdır. Bu işin bir yanı... Diğer yanı ise olağanüstü olumsuzluklara karşın Beşiktaş’ın efsane bir kadro yakalamasıdır. Güneş hoca tatilde (!), yönetim kanadı transfer peşinde!

Bakın sevgili yöneticiler... Elinize müthiş bir fırsat geçti. Metin-Ali-Feyyazlı o tarihi kadroyu anımsayın, lige üst üstte üç kez şampiyon olarak damgasını vuran efsane kadroyu unutmayın.

Demek istediğimiz, bu kadroyu şartlar ne olursa olsun, bozmayın, bütçenizi zorlayın. Gomez, Atiba, Quaresma ve de Sosa, Kartal’ın olmazsa olmazlarıdır. Takımda müthiş bir uyum var. Aman ha... Siz, siz olun bu ahengi bozmayın! Ufak dokunuş ve takviyelerle güçlendirin, önümüzdeki yıllara damgasını vuracak ‘efsane’ adayı kadroyu koruyun, koltuklarınız da rahat oturun, geleceğe umutla bakın.