Hayatımda hiç kimseye, hiçbir kuruma asla ön yargıyla yaklaşmadım, hele hele ırkçılıktan da nefret ederim. Demem o ki, Valerien Ismael’e de ön yargılı değilim. Değilim ama öyle hatalar yapıyor ki, anlamakta zorlanıyorum! Alanya maçında üç golü atanları kenara aldı, herkes gibi ben de şaşırdım, eleştirdim. Tabii ki eleştirirken ağacı kökünden sökmemeye özen gösterdim!
Karagümrük maçı, Beşiktaş ilk yarı muhteşem bir futbol ortaya koydu, rakibine özellikle bu yarıda nefes aldırmadı nefes. Gelin görün ki, konuk takımın farkı ikiye indirmesinden sonra fotoğraf değişir gibi oldu. Haliyle ilk yarıda o baskıyı yapan bir takımın oyundan düşmesi doğaldır. Hatırlayın 70. dakikada maçın yıldızı Nkoudou, neredeyse ‘bana topu atmayın’ der gibiydi, ne yapsın, adamın koşmaktan pestili çıktı.
Kartal’ın tüm atakları sol kulvardan geldi, sağ kanat işlevsizdi. Taraftar tabloyu görüyor, “Adam değiştir” diye yırtınıyor, gelin görün ki Ismael’den tık yok! Belki Türkçe anlamıyor, anlamasına da takımın yorulduğunu görmüyor mu, kaldı ki görmek de onun işi! Acaba Alanya maçı sonrasında yapılan eleştirilere bir yanıt mıydı Ismael’in bu tavrı? Skor 3-2’ye gelseydi ki gelebilirdi, o maç bitmezdi! Gelelim Cenk Tosun meselesine... Kim haklı, kim haksız tartışmasına fazla girmeyeceğim. Ancak Cenk Tosun 30 saniyelik bir oyuncu mudur Allah aşkına? Elbette değil, ancak Cenk öfkesini kontrol edip, soyunma odasına çekip gitmek yerine, sahada kalıp, arkadaşlarıyla galibiyeti kutlamalıydı! Ne dersin Cenk kardeş?
Jesus’un sistemi işliyor
Fenerbahçe’nin teknik patronu Jorge Jesus 68 yaşında, buna karşın adam maçlarda yerinde duramıyor, hani fırsat bulsa sahaya girecek! Jesus’un kafasında üçlü savunma yatıyor, bunu her maçta gözlemliyoruz. Tecrübeli çalıştırıcının görünen bir özelliği de savunmadan çok, ofansif oyunu takıma şırınga etmeye çalışması, yani goller atarak kazanmayı yeğliyor, bu düşüncesi üç haftada tıkır tıkır işliyor. Nitekim üç maçta 13 gol, bunun en büyük göstergesidir. Demem o ki Jorge Jesus’un savunma diye bir takıntısı yok, sahasında üç maçta savunmanın 5 gol yemesi onu pek rahatsız etmiyor. Ayrıca Valencia her yönüyle ortaya koyduğu mücadele ve attığı 6 golle Fenerbahçe’nin adeta lokomotifi konumunda, Jesus’un da gözdesi.
Güzel sözler
“Herkesi mutlu etmek zorundayım sandım, benim de mutlu olmam gerektiğini unutmuşum...” CAN YÜCEL,
O kürsü şikayetlere çözüm üretme yeridir
Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Mehmet Büyükekşi göreve gelirken adeta ateşten gömlek giydi. İşi zor, çünkü bizim kulvarın bitmek tükenmek bilmeyen sorunlarıyla başa çıkmak zorlukların en büyüğüdür. Böylesi bir göreve geliyorsanız, kullanacağınız kelimeleri dikkatli seçmek zorundasınız, kılı kırk yaracaksınız, en önemlisi sakin olacaksınız. Neticede bu kulvarın en tepesinde yer alıyorsunuz, öfke kontrolünüzü elinizden kaçırmayacaksınız. Bunları niye anlattım? Başkan Büyükekşi’nin geçtiğimiz günlerde Beşiktaş Başkanı Ahmet Nur Çebi’nin Riva ziyareti sonrası yaptığı konuşmayı dikkatle izledim. Konuşmasında elini sürekli masaya vurdu, kimseye ‘taviz’ vermeyeceklerinin üzerinde durdu sık sık. Başkan Çebi’nin ikili görüşmede Büyükekşi ile neler konuştuğunu bilmiyorum. Hakemlerle ilgili bu kulvarın sorumlularını, dertlerini, sıkıntılarını biliyoruz. Öyle hatalar yapılıyor ki, şikayet etmemek elde değil. Başkan Büyükekşi, o çıkışını düzeltmeye çalıştı, çalışmasına da sosyal medyada hedef tahtasına dönüşmesini engelleyemezken, özür dilemek zorunda kaldı! O kürsüye çıktığınız anda, bu kulvarın paydaşlarını incitmeden, şikayetlerine çözümler üretmelisiniz. Evet, o makamlar ateşten gömlektir biliyoruz, ne var ki o gömleği kendileri yakıyorlar, farkında değiller!
Dile kolay, 600 maç
Rıza Çalımbay, namı diğer ‘Atom Karınca...’ Böylesi bir benzetme ancak ona yakışır... Düşünün 21 yıllık teknik direktörlük yaşamında Süper Lig’de 600 maçı geride bırakarak, bugünlere geldi. Bu süreçte sadece 6 ayı boş geçti, non-stop yoluna devam ediyor, bıkmadan, usanmadan görevini sürdürüyor. Helal olsun ona, nazar değmesin