A Milli Takım’ımızla yeni bir başlangıca, yeni bir umuta yelken açtık... UEFA Uluslar Ligi 2020 Avrupa Şampiyonası’na katılma adına bir fırsat, yani kısa yoldan gitme şansı, belki çok zor, dedik ya bizimkisi umut, niye olmasın?
Teknik direktör Lucescu, A Milli Takım’daki değişim için aylar önce düğmeye bastı, yeni ve yarışmacı bir takım yaratmak için. Tabi ki, köklü değişim için zaman gerek, bu genç jenerasyonun aralarına tecrübeli oyuncuları serpiştirmekten daha doğal ne olabilir. Artı kadroda çok sayıda oyuncumuzun Avrupa’nın çeşitli takımlarında top koşturması bizim en büyük avantajımız, yeter ki orta alanda topa sahip olalım, savunmayı zor durumda bırakmayalım!
Rusya, Dünya Kupası’nda çeyrek finalde Hırvatistan’a elendi, dememiz o ki kolay bir rakip değil.. Nitekim, konuk takım, baskılı oyunun karşılığını 13. dakikada Cheryshev’in golüyle aldı. Ahhh şu takım savunması ahhh! Her nedense bunu bir türlü beceremiyoruz arkadaş... İyiler, hoşlar, ama tehlikeli bölgede elimizi ayağımıza dolaşıyor! Neyse ki, ilk yarının bitimine dört dakika kala, Serdar Aziz’in nefis golüyle soyunma odalarına moralli giderken, tecrübeli futbolcumuz nazara geldi, sakatlandı.
Orta alanda rakiple kora-kor mücadele edemezsiniz, kalenizde tehlikelere davetiye çıkarırsınız! Dzyuba, savunmamızın arkasına sarktı, topu ikinci kez kalemize gönderdi. Geriye düşüyoruz, skoru eşitliyoruz, yüklendiğimiz anda, golü kalemizde görüyoruz! Buna karşın oyundan düşmedik, baskıyı artırdık, ancak savunmayı aşmak da zorlandık. Ne var ki, 66’da Hakan Çalhanoğlu ile büyük fırsatı golle taçlandıramadık. 80’de Cengiz Ünder’le umutlandık, onda da kaleciye takıldık. Evet, Rusya’ya yenildik, ancak değişim içindeki Ay-Yıldızlı ekibimizin kazanma hırsına bayıldım, yani en azından pes etmiyoruz, sadece üretiyoruz, atamıyoruz, canınız sağolsun, ne diyelim.