Ülkemizden yurt dışına ihraç ettiğimiz futbolcuların başarıları bize gurur veriyor.
Bu anlamda en büyük örnek, futbolcu fabrikası Altınordu’dan yetişen, Abdullah Avcı ile çıkışı yakalayan, İtalya’nın köklü kulüplerinden Roma’ya kanat çırpan Cengiz Ünder’dir. Attığı goller ve asistleriyle İtalya medyasının manşetlerini süslemesi ve 20 yaşındaki Cengiz Ünder’e övgüler yağması asla bir rastlantı değil, bir emeğin ürünüdür. Cengiz Ünder kardeşimizi buradan bir kez daha kutluyoruz. Onunla ne kadar gurur duysak azdır. Başarılarının devamını diliyoruz.
Dedik ya, Cengiz Ünder’in başarısı tesadüf değildir diye... Ortada bir Altınordu gerçeği var, bunu bilir, bunu söyleriz arkadaş. Niye? Altınordu Kulübü’nü gezme ve inceleme şansı buldum, çalışmaları, yerinde gözlemledim. Altyapı nasıl olur, onun en büyük belgesidir Altınordu Kulübü.
Sevgili Başkan Seyit Mehmet Özkan’ı TRT SPOR’daki Spor Bahane’de sporcuları ile birlikte konuk ettik, etmeden önce gittik, Altınordu’nun büyük alanlara yayılmış, farklı yerlerde kurulmuş tesislerini gezdik, doğrusu hayran kaldık. Aradığınız her şey var. En önemlisi eğitimi bir numaraya çıkarmış Altınordu. Yani eğitimle futbolu bir arada yürütüyor.
Altyapılarıyla övünen (!) büyük kulüpler, gitsin o tesisleri bir görsün, örnek alsınlar. Cengiz Ünder’lerin nasıl bir eğitimden geçtiklerini görsünler. İddia ediyoruz o imkanlardan, o modern tesislerden Altınordu daha çok Cengiz Ünder’ler çıkaracaktır. Sırada birçok isim var.
O kadar övündüğünüz altyapılarınızdan bir Cengiz Ünder yetiştirebildiniz mi, eyyyy büyükler! Başkan Seyit Mehmet Özkan, size yardımcı olur. Uçakla bir saat, adres Altınordu’dur.
Zirvede yarış dipte çırpınış
Fenerbahçe’nin Başakşehir’i yenmesi, zirvedeki hesapları da alt üst ederken, Galatasaray yeniden liderlik koltuğunu ele geçirdi. Görünen o ki, kalan 13 haftadaki şampiyonluk yarışı, büyük iş kazaları olmadığı taktirde, dört takım arasında sürecek. Araya sızmalar olabilir mi? Kayseri ve Trabzonspor tırmanışa geçer mi, bilemiyoruz. Bildiğimiz bir gerçek var ki, bu oyunda her an, her şey olabilir, takımlar yer değiştirebilir.
Eee bu oyun sürprizler oyunudur, güzelliği de, çekiciliği de burada yatıyor arkadaş. Nasıl ki zirve yangın yeriyse, aşağısı da öyle! Karabükspor’un işi zor ama imkansız değil. Potada öyle çok takım var ki, hangisini yazsak... Siz deyin üç, bize diyelim altı. Yani puan farkı öyle aman aman değil... İki maç kaybeden, küt diye kendisini düşme potasında görebilir! Çok takım zirveyi ya da klasmana girmeyi unutmuş, can derdine düşmüş. Kalan haftalarda korkulu rüya görmek istemiyorlar, haklılar.
Sanki motor takmış!
Adebayor, Gomis profesyonellik anlamında müthiş örnek ikilidir bence... Adamların, yaşı başı ortada... Biri 32, diğer 33... Ne var ki sahaya çıktıkları anda, formalarının hakkını sonuna kadar veriyorlar. Tam bir takım oyuncusu... Asıl işlerini de iyi yapıyorlar. Yeter ki, üçüncü bölgede onları topla buluşturun, gerisini onlara bırakın.
Asıl üstünde durmak istediğim, bir yabancı kanat oyuncusu var, Rodrigues... O nasıl bir çabukluktur kardeşim? Adam sanki çift ciğerli ya da uçak motoru takmış. Tutabiline aşk olsun. Topu kaptığı anda, önünde kaç kişi olursa olsun, üçüncü bölgeye topu müthiş taşıyor, Gomis’i topla buluşturuyor. O da gollerini atıyor.
Nereye varmak istiyoruz, işte kanat oyuncusu budur. Bu anlamda Rodrigues’in eline kimse su dökemez. Topla buluştuğu anda, cezaalanını doldurun, mutlaka asistler gelecektir, bizden hatırlatması...
Keskin sirke küpüne zarar
Bu oyun adrenalini yüksek bir oyundur. Kazanma hırsının ön plana çıktığı bu oyunda ufak-tefek gerginliklerin yaşanması da doğaldır, buna gıkımız çıkmaz.
Gönül ister ki bu gerginlikler olmasın, oyunun kuralları içinde oynansın, Fair-Play hep önde tutulsun. Ne var ki özellikle zorluk derecesi yüksek maçlarda, elimize, kolumuza sahip çıkamıyoruz, dilimize de bir türlü fren koyamıyoruz!
Bu tip fotoğrafları her takımda görebiliyoruz, o güzelim oyunun önüne geçiyor, tadı tuzu kalmıyor, bir çuval inciri berbat ediyoruz maalesef... Maçı kazandığınız anda bunun keyfini yaşamanıza kimse laf edemez. O duyguyu abartmadan içinizde ve arkadaşlarınızla yaşayabilir, paylaşabilirsiniz. Ancaak, abartarak, tribünlere el kol hareketleri yaparsanız, artı dilinize sahip çıkamazsanız, ceza yakanıza yapışır, hem keyfiniz kaçar, hem de takım arkadaşlarınızı yalnız bırakırsınız sevgili futbolcu arkadaşlar!
Bizler biliyoruz ki, kötü niyetli değilsiniz, öfkenizi kontrol edemiyorsunuz. Ne demiş atalarımız, “Keskin sirke, küpüne zarar.” Tamam ekmek paranız, hedefleriniz var, ama bu oyunun da kuralları vardır, onları da sakın göz ardı etmeyelim, hep birlikte bu oyunun keyfini yaşayalım. Ne dersiniz arkadaşlar?
Güzel adam Cemal Alkan
Cemal Alkan... Uzun yıllar bizim kulvarımızda kah yan yana olduk, kah haber atlatmak için yarıştık. Farklı gazetelerde çalıştık, sosyal hayatın içinde hep yollarımız kesişti.
Valla kırk küsur yıldır tanırım, bir gün onun kızdığına, öfkelendiğinde tanıklık etmedim. Tartışmalarına espriler katması da müthiş keyifliydi. En sinirli halinde bile o gür sesine karşın, hep güleryüzlüydü, bize karşı... Güzel adam apoleti ona çok yakışırdı. Mesleğimizin duayenlerinden idi. Sohbetlerde çok feyzaldığım bir fotoğraftır.
Cemal Alkan ağabeyi de kaybettik, onu da ahirete uğurladık. Mekanın cennet olsun, ışıklar içinde uyu güzel adam.