Bilal Meşe

Bilal Meşe

bmese@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Anadolu takımlarının birbirleriyle olan maçları bizlere ayrı bir keyif veriyor doğrusu. Neden mi?
Rakip kim olursa, olsun asla kapanmıyorlar, varsa - yoksa ofansif futbol oynuyorlarda ondan.
Öyle bir golü atıp, üstüne yatmıyorlar, zamana da oynamıyorlar!
‘Daha çok nasıl gol atarım’ felsefesini öne çıkarıyorlar.
Top bir o kalede, bir bu kalede...
Eee bu da mücadeleye hem keyif katıyor, hem de heyecan.
Karabük ile Orduspor maçının fotoğraf aynen böyle...
Karabük, rakibi kadar rahat değil, alacağı her puan, ona ligde rahat nefes aldıracak.
Orduspor, ligin tek namağlup ekibi... Apoletlerinde bir de Galatasaray galibiyeti var ki, bunun bir rastlantı olmadığını ele - güne göstermek, zirve yarışında söz sahibi olmak için ofansif ağırlıklı bir taktikle çıktı sahaya. Beşinci dakikada Shelton’un golüyle geriye düştüler, şoka girer gibi oldular, ama çabuk ayağa kalktılar, topa daha çok sahip oldular, oyunu forse ettiler, çok pozisyon ürettiler, ancak final vuruşlarında aynı başarıyı gösteremediler. Taa ki, 67.dakikaya kadar, yani Stancu’un golüne kadar.
Ancak Karabük’ün kalecisi Vjekoslav Tomiç’in de hakkını yememek gerekir... Savunmanın verdiği tüm açıkları hep o kapattı, iyi kurtarışlar yaptı, ancak Stancu’un golüne engel olamazken, bizce farkı önleyen, hatta olası bir mağlubiyete ‘set’ çeken isimdi bizce.
Cüneyt Çakır’ın tecrübesi dünkü oyuna akıcılık getiren başka bir faktördü... Öyle oyunu zırt-pırt kesmedi, avantajları iyi süzdü, çıkardığı her kart, çaldığı her düdük, doğruydu.