Vallahi pes güzel adamlar! Canlarımız, ciğerlerimiz, tamam oynadığınız takım Hollanda, eyvallah, buna lafımız yok... Oyun kurgunuza, taktiğinize, kazanma hırsınıza da (Takım savunması hariç) şapka çıkarıyoruz.
Peki, güzel adamlar, böylesi güçlü bir takım karşısında o kaçırdıklarınıza ne demeli?
Gol umudumuz Burak Yılmaz, iki net pozisyonda elin - ayağına dolaştı! Bize de tribünde oturduğumuz sandalyeden yere düşmek kaldı!
Ya Umut? Umudumuza da bir haller olmuş, müsait pozisyonda topu auta gönderdi. Hadi, Arda’nın pozisyonu su götürür, iki kişinin markajında kaldı, çaresizdi. Yine Arda bir pozisyonda topa vurmak yerine, arka direkte bekleyen Burak Yılmaz’a çıkarsa, belki de rakibin direnişini kıracak golü bulabilirdik, o da olmadı, bizim de içimiz yandı, kendi kendimizi dövdük!
Valla yediğimiz golü ne siz sorun, ne biz söyleyelim! O bilinen duran top, Türk futbolunun, yıllardır çözülemeyen kronikleşmiş hastalığı. Robben’in o uzaklıktan vurduğu top direkt kalemize giriyorsa, varın siz düşünün! Savunma bloğu ailece hatalı. Volkan mı? Tecrübesine, kalitesine asla yakışmadı! Niye mi? Çıkardığın kritik pozisyonlara bakın, ne demek istediğimizi anlarsınız!
Robben’in duran toptan attığı gol, Brezilya rüyamızı kâbusa çevirdi!
Ne var ki, golden sonra çabuk toparlandık, pes etmedik, yüklendik. Gelin görün ki, onca alın terini, onca pozisyonu acemice harcayacağımız aklımızın ucundan bile geçmedi!
Belki ikinci yarı dedik! Ancaak, Sneijder, Semih’in bir an duraklamasından yararlandı, filelerimizi ikinci kez sarstı, bize de hayal kırıklığı bıraktı! Terim’in Gökhan Töre ve Olcan hamleleriyle her türlü riski aldık, rakibi sahasına kapattık, ancak duvarı aşmakta aynı beceriyi maalesef gösteremedik. Yani bulduk ama atamadık! Evet, taa ki Andorra maçına kadar Brezilya bizim için mucize idi... Terim’in gelişiyle birlikte üçte üç yaptık, ardından, Romanya ve Estonya’yı devirdik, ülke olarak Play -Off’a odaklandık, Hollanda karşısında kelimenin tam anlamıyla ‘beceriksizliğimizin’ kurbanı olduk!
Ülkemize üç maçlık da olsa, o heyecanı yaşatan, öldü denilen Ay - Yıldızlı takıma hayat veren İmparator Fatih Terim’e teşekkür ediyoruz.
Onun için asla hedefler bitmez... Milli takımla yola devam edecek, biliyoruz. Bildiğimiz bir gerçek var ki, Terim, yapacağı radikal değişikliklerle, izlenebilir, iş kazaları yaşamayan bir takım yaratacaktır.