Bilal Meşe

Bilal Meşe

bmese@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

- Sen nasıl hakemsin ulan Mustafa!
- Maçı katlettin. Onların da hakkını yiyorsun. Sen ancak bekçi olursun. Futbolu bilmiyorsun. Akşam ‘Fatih hocayı attım’ diye herkese anlat. Terbiyesiz, ahlaksız...
Yapma, etme Fatih hocam!
Apoletlerin yıldızlarla kaplı... Kariyerin, başarıların ortada, adın tarihe kazındı. Türk futbolunun en tepesindesin... Bu anlamda örneksin, örnek...
Yanlış bir karar, haksız bir sarı kart, bunların hepsinde haklısın... Ancak senin gibi heykeli dikilecek bir teknik adamın ağzından çıkacak sözler asla bunlar olmamalı! Ortada bir haksızlık varsa ki var, karşılığı bu mudur hocam?
Nerede kaldı senin öfke kontrolün hocam? Kaldı ki, bu oyunda her takım haksızlığa uğruyor, bunun isyanı böylesi bir yöntem asla değildir.
Biliyorum, ‘başarısızlık’ kelimesi senin lugatında yoktur. Bildiğim bir başka şey daha varsa, o da senin hayat tecrüben, bilgi birikimin ve entelektüel yaklaşımın ile hakemlere veya muhatap kişilere ders niteliğinde cevapları rahatlıkla verebileceğindir.
Benim anlamadığım bu kadar güçlü bir meziyetin varken, hala küçük öfke patlamaları nedeniyle bu durumların yaşanıyor olması. Öyle ki, kurduğun cümlelerle gündemi değiştirebilir, farkındalığını da en yüksek seviyeye çıkarabilirsin ki, bunları geçmişte çok yaşadık.
Ancakkk bu oyunda her takım, her takımı yenebilir, doğasında var, asla sürpriz değildir. Alın size sıcak bir örnek... Lider Alanyaspor gitti, uçurumun kenarlarında dolaşan Denizlispor’a yenildi. Üstelik Denizli’nin uzun süre 10 kişi oynadığını da anımsatalım. Bu yenilgi Alanyaspor’un güzel futboluna asla gölge düşürmez. Galatasaray da oynadığı futbolla taraflı - tarafsız herkesin beğenisini kazanıyor. Üstelik zirvenin de en büyük ortağısınız. Tek sıkıntı gol yollarında yatıyor...
Nerede o anlı - şanlı Falcao? Ne geçmez adale ağrısıymış arkadaş? 1.5 aydır meydanda yok! Şunu bir açıklasan da biz de rahat etsek, ne dersin hocam?
Gelelim Sergen Yalçın hocamıza... Yazılı ve görsel medyada Alanya maçındaki tavırları ve söylemleriyle eleştirilerin odak noktasında. Efendim onun da atılmasını savunanlar yok değil. Niye atılsın ki? İtiraz etmeyecek mi? Elbette edecek, önemli olan ağzından çıkan kelimelerdir. Orta hakeme ‘kabadayılık’ kelimesini kullandı, duyduk. Peki, Sergen hoca bu kelimeyi durup, dururken mi kullandı, perde arkasında nasıl bir diyalog yatıyor, bilmiyoruz! Yani öncesi var mı, yok mu, bize karanlık! Gördüğü sarı karta gelince... Top taca giderken çizgi üzerinde üstüne bastı, hakem haklı. Ancak Sergen Yalçın bu oyunun içinden geldi, farkında değil, kötü bir niyet yok, istem dışı. İtiraz herkesin hakkı, yeter ki, hakaret içeren kelimeler kullanılmasın!
Kaldı ki ‘kabadayı’ kelimesi de hakaret içermiyor, ben söylemiyorum, hukuk söylüyor, biline. Haa bu kelimeyi kullanması doğru mu, elbette değil, sportmenliğe ters!
Ancak Sergen Yalçın, Alanya maçı ardından basın toplantısında kullandığı cümleler nedeniyle PFDK’ya gönderildi, yani ‘kabadayılık’ kelimesinden değil!

Haberin Devamı

Burası Fenerbahçe

Haberin Devamı

Büyük camialarda yöneticilik yapmak, top oynamak ve de teknik direktörlük koltuğuna oturmak kolay iş değildir. Zorlukların en büyüğüdür.
Fenerbahçe, Beşiktaş, Galatasaray ve Trabzonspor büyük kurumlardır, hep göz önündeler. Fenerbahçe’de görüyoruz ki işler yolunda gitmiyor, saha sonuçları ve en önemlisi kötü futbol bunun en büyük göstergesi.
Tam 18 yeni isim geldi takıma. Bu derin kadrodan ideali bulmanın zorluğunu yaşıyor Erol Bulut. O da sahada takır - takır futbol oynayan, hedefe koşan omurganın peşinde, ayağına kurşun sıkmayacak kadar da tecrübeli ve zekidir. Açıklamalarına tutulmuşlar insanlar Bulut’un! Neticede bu bir takım oyunu, başarıda ve başarısızlıkta herkes sorumludur! Kalkıp bu faturanın tamamını Erol Bulut’a kesersek ayıp ederiz. Asıl aktörleri yani sahadakileri pas mı geçelim, kenara mı itelim, yok mu sayalım?
Anadolu takımlarını asla küçümsemiyoruz, ligimize renk katıyorlar. Ancaakk burası Fenerbahçe, kötü oynama lüksünüz asla yoktur! Biraz aksadınız mı, vay halinize, eleştirilerin boy hedefi haline gelirsiniz. Elbette Samandıra’nın içinde neler oluyor, bilmek gibi bir şansımız yok. Fakat biraz araştırdım, öyle sanıldığı gibi Erol Bulut’un işine karışan falan da yok. Bulut tek yetkili, oranın tek lideri konumundadır, aksini de kimse iddia edemez.
Niye mi? Sportif Direktör Emre Belözoğlu’nun olduğu yerde öyle baskı - maskı söz konusu olmaz, o buna izin vermez. Artı Erol Bulut’un işine kendisi dahil hiç kimseyi karıştırmaz.

Haberin Devamı

Zehir gibi bir ilaç

TFF, ligin ikinci yarısından itibaren pandemi nedeniyle bir dizi kararlar aldı. Bundan böyle, virüs nedeniyle sahaya çıkamayan takımların maçı ertelenmeyecek, hükmen yenik sayılacak, puan silinmeyecek, küme düşme olmayacak.
Karara göre, takımlar 9 kişi de kalsa sahaya çıkacaklar. Bu karara iki farklı pencereden bakabiliriz. Biri bilimsel, diğeri ise liglerin tescili ve de Milli Takım açısından...
TFF şunu diyor; virüs nedeniyle tedbirlere sıkı sıkı uyacaksınız. Profesyonelleriniz, yani oyuncular sosyal alanlardan uzak kalacak. Özeti profesyonelce ve de daha dikkatli yaşamalarına işaret ediyor karar, çok yerinde bence. Yani, öyle sağda - solda, gezip - tozmak yok!
Artı, kulüplere bağlı sağlık ekiplerinin çalışanların yanı sıra futbolcuları da mercek altına almaları gerektiğine vurgu yapılıyor. Bu işin sağlık yönü, bir de fikstür olayı var. Malum A Milli Takım’ın önünde Avrupa Şampiyonası var. Ligimizin tescili var, var oğlu var. Bilindiği gibi, ligler 16 Mayıs’ta bitecek, Avrupa Şampiyonası ise 11 Haziran’da start alacak. Durum ortada... Erteleme uygulaması ligin 16 Mayıs’ta bitmesini imkansız hale getirir.

Yerin dolmaz Özkan hoca

Türk futbolunda derin izler bırakan, Trabzonspor’un tarihine adını yazdıran sevgili Özkan Sümer hocamızı da kaybettik. O sert görünümü altında duygusal ve de pırıl pırıl bir kalbi vardı hocamızın. Tedavi süresince zaman zaman arayıp, hatırını sorardım. Mekanı cennet, ışıklar yoldaşı olsun. Türk futbolu ve bizler seni hep özleyeceğiz, yerin dolmaz biliyoruz, hiç unutmayacağız...

GÜZEL SÖZLER

“Yarınlar hep güzel olacak denir. Oysa bugünler, dünün yarınları değil midir?”
VICTOR HUGO