Yine içimiz dağlandı, onca şehit verdik. Şehitlerimize rahmet, yaralı kardeşlerimize, canlarımıza acil şifalar diliyorum. Onlar bizim ülkemizin güzel insanları... Onlar canımız ciğerimiz... Ülkemizi kan gölüne çevirenlerin Allah belasını versin. Beşiktaş- Bursaspor maçı sonrası bu anlatılmaz acıyı bize yaşatanlara lanet olsun.
Ne yaparlarsa yapsınlar, bu ülkeyi bölemeyecekler, böldürmeyeceğiz, emellerine asla ulaşamayacaklar.
Bunun en büyük kanıtı, Beşiktaş-Bursaspor maçı sonrası... Bir kez daha gördük ki, bu güzel ülkenin güzelim insanları, şartlar ne olursa, olsun tekvücut, tek yürek olabiliyorlar. Sporun dostluk ve barış köprüsü olduğunu cümle aleme gösterdiler. Farklı renklere gönül verenler, birbirlerine sarıldılar, teröre karşı müthiş bir tablo ortaya koydular, ülkeyi ayağa kaldırdılar.
İşte biz böyle bir milletiz. Bu milleti yıkmaya, araya nifak tohumları ekmeye kimsenin gücü yetmez, yetmeyecek. Sokaktaki insanların sesine kulak vermenin zamanı geldi de, geçiyor. Bizlerin hiç bir hesabı yok. Tek hesabımız var o da ülke sevgisidir, insan sevgisidir.
Ne diyoruz, “Tek vatan, tek bayrak”... Bu anlamda herkese büyük görevler düşüyor. Dilimize sahip çıkacağız, ayrıştırıcı değil, birleştirici söylemlerde bulunacağız. Hiç kimse merak etmesin, bu ülke insanı nereden gelirse gelsin, teröre asla teslim olmayacak kadar yüreklidir, vatan ve bayrak sevgisiyle doludur. İşte Türk milletinin farkındalığı da burada yatıyor.
Gol güzel, ama karar doğru!
Bir bardak suda fırtınalar koparmaya bayılıyoruz! Sow’un iptal edilen röveşata golü, görsel açıdan müthiş... Bir kez daha gördük ki, Sow’un bu tip golleri asla rastlantı değil. Adam belli ki bunun üzerine ekstra çalışmalar yapıyor. Güzel olmasına güzel ama ortada kurallar var. Yok mu sayalım arkadaş? Sow’un ayağı normalden yukarı, yani rakibin kafa hızasında, Chico doğal olarak topla oynamak istiyor, darbeyle bunu gerçekleştiremiyor. Hakem Cüneyt Çakır, pozisyonu iyi süzdü ve iptal etti. Bunun için ayağa kalkmaya gerek yok!
Öyle yan yollara saparak, twitter’dan garip kelimeler kullanmanın doğrularını kim savunabilir? O gol, zeka ve yetenek isteyen bir vuruş şeklidir, herkes bunu beceremez. Dememiz o ki, golün güzelliğine lafımız yok, ama kuralları pas mı geçelim?
Cüneyt Çakır deneyimli bir hakemimiz. Düşünün uluslararası arena da bir çok maç yöneten Çakır bile bazı pozisyonlarda etkisiz kalıyor. Örneğin, Alper Potuk’un çekilmesi yüzde yüz penaltı, ya göremedi ya da süzemedi. Haa sevgili yöneticiler bu pozisyon üzerinden Çakır’ı eleştirebilirler, buna da gıkımız çıkmaz.
Bakın arkadaşlar, yöneticiler, futbolcular; hakem hataları nerede olmuyor ki? Alın size Beşiktaş’ın Dinamo Kiev maçı; verilen penaltı ve kırmızı kart kararına ne diyeceğiz? Kartal’ın Devler Ligi’ne veda etmesinin en büyük nedeni hakemdir.
Bravo Dick Advocaat’a
Eyy yan yollara sapanlar! Ünlü Hollandalı teknik adam Dick Advocaat’ın maç sonu açıklamaları dikkatinizi çekti mi? Adam gerçekci, öyle sağa sola yalpalar yaparak, yenilgiye kılıfı aramıyor, mazeretler üretmiyor, hakeme sitem ediyor, özeleştiri yapıyor:
“11 tane Messi yok, herkes üzerine düşeni yapacak. Hakemi suçlayamayız. Maçı biz kaybettik, hakem değil.”
Ünlü çalıştırıcı, ilk yarıda iyi oynamadıklarını da, hakemlere uzun uzun tartışmanın da anlamı olmadığını vurguladı. Valla bravo Advocaat’a... İşte spor adamı dediğimiz budur. Birileri gibi ortamı germe yerine, gerçekçi eleştirilerde bulunuyor. Eee hem iyi oynama, ondan sonra ortaya çıkıp, hakeme yüklen! Yoo arkadaş, sahada siz oynuyorsunuz, Advocaat değil! Antalya maçını kazanma adına sizler o süreçte ne yaptınız? Bir penaltınız verilmedi, hepsi o kadar! Ne var ki, Advocaat’ın bilmediği bir deyiş var: “Doğru söyleyeni, dokuz köyden kovarlar.” Aman sen sen ol, yöneticilerin açıklamalarına karşı söylemlerde bulunma, sonra hedef tahtasına koyarlar sizi!
Atom Karınca!
Valla, Rıza Çalımbay’a helal olsun... Çalışmayı bu kadar mı sever bir insan? Onun içindir ki ona “Atom Karınca” deriz bizler. Futbol onun yaşam biçimidir, o meşin yuvarlağın sevdalısıdır. Zaman tüneline girip, Eskişehir ile deplasmanda oynanan maçı anımsıyorum. Daha yeni yeni A takımla oynamaya başladığı dönemler. Kadroda ağabeyleri var, ama maç topunu kimseye vermez, onunla sahaya çıkardı... Arşivlere girin, bakın, top hep onun elleri arasındadır. Ona sıkı sıkı sarılır, sanırsınız ki sevgilisi...
Evet, Rıza Çalımbay bizim kulvarın Atom Karıncası’dır, adamdır, çalışkandır. Pes etmek onun lugatında yoktur. Siyah-beyazlı renklere gönül vermiştir, ne var ki ekmeğini yediği takıma emeğini sonuna kadar verir, başarıyı kovalar. İyi bir teknik adam olduğu kadar, müthiş bir yüreği vardır, insan sevgisi için çarpar, yardımseverdir. İyi ki varsın Atom Karınca...