Tecrübe eşittir kalite

Monaco maçını önceki akşam dostlarla birlikte 7.Sanat’ta izledim. Eskiden Beşiktaş’ı biz bize izlerdik. Yani siyah-beyaz renklere gönül verenler... Ne var ki, Beşiktaş bunu da değiştirdi. Artık izleyicileri arasında Fenerlisi var, Galatasaraylısı var, var oğlu var. Farklı renkleri tutan dostlarımı izlerken, Cenk Tosun’un attığı gollerde ayağa fırladıklarını gördüm, doğrusu hoşuma gitti.

Onlar da Kartal’ı izlerken keyif alıyor, hatta destekliyorlar. Maç bittikten sonra dostların ve yoldaki sporseverlerin tebrikleriyle karşılaştım, tokalaşmaktan ellerim de nasır çıktı! Bu başarının kuşkusuz temelinde tecrübe ve kalite yatıyor. Geçtiğimiz sezon Devler Ligi’nde yoluna devam edemeyen ancak UEFA’da ülke insanımızı nisan ayına kadar mutlu eden Beşiktaş, belli ki o sezondan sağlam dersler çıkarmış, tarih yazmaya devam ediyor.

Üst tur tamam gibi... Haaa, diyeceksiniz ki “Futbol bu”... Tamam, olabilir... Ne var ki o takımın adı Beşiktaş ise korkmayın, anlatabildik mi?

Gelelim madalyonun ters yüzüne, yani iç hatlara... Süper Lig’de 8. haftayı geride bıraktık, Kartal’ın puan cetvelindeki yeri Devler Ligi’ndeki başarısıyla ters orantılı... Toparlar mı? Toparlar.

ASLAN GERÇEĞİ

Ne var ki, ortada görünen bir Galatasaray gerçeği var. Sekiz maçta, yedi galibiyet, bir beraberlik... Valla, Aslan’ı hangi takım durduracak, bilemiyoruz! Bir kere iyi kadrosu var, iyi de futbol oynuyorlar. Şimdi haftanın derbisinde Cim-Bom, Fenerbahçe’yi konuk edecek. Belki çok iddialı olacak ama, söylemek durumundayım, şayet Fenerbahçe de durduramazsa, Galatasaray’ı kimse tutamaz. Elbette maraton uzun, Aslan büyük maçların dışında iş kazaları yaşabilir, şimdiden ahkam kesmek hata olabilir ama görünen köy de kılavuz istemez!

Usta, Yanal ve Çalımbay

Ersun Yanal, tam üç kez Trabzon’a teknik direktör oldu, ama başarıyı bir türlü yakalayamadı. Başkan Muharrem Usta, her negatif tabloda Yanal’ın arkasında durdu, bırakın yönetimi, kenti bile karşısına aldı. Dememiz o ki Usta gereğini hep yaptı, karşılığını alamadı.

Bu kez bayrağı Rıza Çalımbay ve ekibine teslim etti. Haklıydı, çünkü onca transfere (!) karşın tablo ortada... Benim tanıdığım Çalımbay, çalışkanlığı bilgi-birikimiyle Trabzonspor’a yeni bir hava getirecektir. Yeter ki yönetim ve kent arkasında dursun, biraz sabır göstersin.

Spor Bahane 1 yaşında

Tam bir yıl önce, ‘Spor Bahane, öyküler, konuklar şahane’ sloganıyla start aldık, hız kesmeden de yolumuza devam ediyoruz. TRTSPOR’un izlenen yayınları arasında yer alan SPOR BAHANE’de şu ana kadar tam tamına 116 konuk ağırladık. Aralarında kimler yok ki? Bizim kulvara damgasını vuran efsaneleri, kâh yalnız, kâh eşleriyle, çocuklarıyla birlikte ekranlara getirdik. Geçmişteki efsaneleri yeni jenerasyonlarla tanıştırdık, bilinmeyen yönlerini, yaşam biçimlerini ekrana taşıdık. Sevgili meslektaşım İlknur Özzengin ile birlikte iyi bir yayın yapma adına kılı-kırk yardık, kimseyi kırmadan-dökmeden, işin içine siyaseti sokmadan, eleştirilerden dersler çıkarak bugünlere geldik.
Elbette, Spor Bahane’nin kaliteli olmasının perde arkasında kimler yok ki? Kuşkusuz programın teknik direktörü sevgili yönetmenimiz Mustafa Davutoğlu’dur. İşine bu kadar bağlı, bu kadar titiz bir yönetmen görmedim dersem, abartmış olmam.

Spor Bahane’nin izlenir bir yayın olmasının temelinde ‘takım olma ruhu’ yatıyor.

‘Hiç pas vermiyorsun!’

“Yıllardır erkeklerin futbol sevdasının nedenini merak edip durdun... Gün geldi ofsaytı bilmiyorsun diye hunharca eleştirildin, yeri geldi totem diye doksan dakika evinin salonuna giremediğin oldu -neymiş, bir tek sen mutfaktayken gol yemiyorlarmış!- Bitsin artık bu dram, bu fotoroman! Ayağa kalk ve silkelen ey Türk kadını. Bu kitabı bitirdikten sonra futbol bilginle erkekleri şaşırtmaya, yeşil sahalarda olmasa bile ortamlarda fırtına estirmeye hazır mısın? Eskiden erkeğin kalbine giden yol midesinden geçiyordu (hâlâ öyle gerçi), ama artık başka bir şansın daha var. Yaşasın futboldan anlayan kadınların onurlu mücadelesi”...

Bu sözler değerli meslektaşımız ünlü spikerlerimizden Burcu Kapu’nun bir süre önce kaleme aldığı ‘Hiç pas vermiyorsun’ adlı kitabının girişinde yer alıyor. Valla, ne diyeyim bayıldım, okudukça keyif aldım, sizlere de öneririm.

Efendim diyorlar ki, “Kadın futboldan anlamaz.” Yoo tam tersi bal gibi anlıyorlar, öyle yorumlar yapıyorlar ki, bizim o an için aklımızın uçundan bile geçmeyen cümleler kuruyorlar. Tiyatrocu kızım Başak ile birkaç maç izleme şansı buldum, değme erkeklere taş çıkartır yorumlarıyla valla. Onun için öyle ortaya çıkıp, kadın futboldan falan anlamaz sakın demeyin, bizden söylemesi.

Başarılar Burcu, durmak yok, devam...