Lyon’da yaşanan olayları tartışmak istemiyorum. Hele hele UEFA tarafından verilen cezayı hiç mi hiç konuşmamalı... Eğer biraz adalet olsaydı, biraz insaf olsaydı, bugün Beşiktaş’ın tarihine yazılacak altın sayfanın arifesinde böyle bir karar çıkmazdı.
O olayların yüzde biri İstanbul’da olsaydı bırakın Avrupa kupalarından atmayı, herhalde Avrupa’dan uzaklaştırırlardı. Düşünün seyirci sahaya iniyor, maç 45 dakika rötarlı başlıyor. Zaten bu durum Türkiye’de olsaydı maç da başlamazdı ya ayrı mesele...
Beşiktaş bu akşam Arena’da kritik bir maç oynayacak. Aboubakar ve Marcelo cezalı, Adriano’nun durumu ise belirsiz. Özellikle Marcello’nun olmayışı dezavantaj gibi gözüküyor, bizce de öyle... Savunmanın göbeğine Mitroviç ve Tosiç yakın gözüküyor. Biliyoruz ki, Şenol Güneş bu olumsuzlukları aşacak, çözümler üretecek bir teknik adamdır. Aboubakar’a kızabiliriz, eleştirebiliriz, ama Güneş’in en büyük alternatiflerden birisi olduğunu yinelemeye gerek yok. Yoklar için oturup, ağlayacak halimiz yok! Yeter ki, Talisca ve Babel performanslarını üst seyiyeye çıkarsınlar. Bir de Kartal’ın Quaresma’sı var, oynacak gibi gözüküyor. Eee Cenk Tosun’umuz var, aslanlar gibi işini iyi yapıyor. Dememiz o ki, ‘yokların’ boşluklarını dolduracak güçteler.
Gelelim asıl meselemize... Tribünlere, yani taraftar cephesine... Beşiktaş zorlu bir mücadeleye çıkacak, bu anlamda baktığımız zaman taraftara müthiş iş düşüyor. Artı, sorumlulukları da bir kat daha arttı. Biliyoruz ki, o taraftar Kartal’ın tribündeki en büyük kozudur. Siz siz olun, takım üzerinde baskı kurmayın, Lyon’a odaklanın! Şartlar ne olursa olsun, sahaya sakın ola kibrit çöpü dahi atmayın. Çünkü UEFA’nın gözleri üzerimizde, açık arıyorlar!
Kaldı ki Beşiktaş, Lyon’u eleyecek ve yarı finale kanat çırpacak güçtedir. İlk maçı anımsayın, o bir dakikada yenen iki golü unutun, Beşiktaş’ın ortaya koyduğu futbolu düşünün. Lyon’un fişini ilk yarıda çekerdi Kartal, olmadı. Olsun, Beşiktaş zor günlerin takımıdır. Öyle Lyon’u gözümüzde büyütmenin anlamı yok. Kartal kantarda ağır basan taraftır. Onun içindir ki, taraftarların çok dikkatli olması şart. Aksi taktirde vay halimize....
Selçuk’un sözlerine imzamı atarım
Bizim kulvarda derbiler hep bir numaradır. Hele Fenerbahçe ile Galatasaray derbisi mi? Hayat durur, onunla yatar, onunla uyanırız! Ne var ki, iki takımın zirveden uzak oluşu, derbiyi havasından uzaklaştırdı, prestij maçına dönüştürdü. İki takım da zirveyi yakalamaktan çok, ikincilik hesabındalar. Kim kazanır, kim kaybeder bilemiyoruz. Ucu açık bir derbi...
Bu derbi aslında hocalar açısından önemli... Advocaat ayrılacağını açıkladı. Gelecek yeni hocaya (Aykut Kocaman’a) takımla ilgili detaylı bir rapor yazıyormuş şu günlerde! Hollandalı teknik adam U dönüşü yapar mı? Çok zor gibi gözüküyor.
Asıl sorun Aslan cephesinde... Yani Igor Tudor’la ilintili... Görüyoruz ki, yönetim kanadı ve de takım içinde Tudor’a müthiş bir güvensizlik söz konusu... Ona tek destek kaptan Selçuk İnan’dan geldi. Valla, takım arkadaşım Nevzat Dindar’ın haberi, Aslan’ın fotoğrafını çok iyi anlatıyor. Selçuk İnan’ın özeleştirisinin altına imzamı atarım. Fazla söze gerek var mı?
Hasan Tankaya doğru adrestir
Fenerbahçe ve Galatasaray için zirve treni kaçmış gibi gözüküyor. Elbette rakamsal pencereden bakacak olursak, şansları var. Yüzdeye koyarsak çok az! Dememiz o ki, ligin lokomotifi Beşiktaş’ı yakalamaları zor... İkinciliği kovalıyorlar şimdilik... Görüyoruz ki, Galatasaray’da başkan Dursun Özbek ve ekibi yeni sezon planlaması için kolları sıvamışlar. Mali disiplin sonrası iyi bir takım kurup, saha başarılarıyla camianın ve taraftarın güvenini yeniden kazanmak istiyorlar.
Florya’nın önemini vurgulamaya gerek yok, kulübün can damarı... Burada yaşananların dış dünyaya nasıl yansıtılacağı ise başlı başına hassas bir konu... Günümüz futbol endüstrisinde iletişimin önemini anlatmaya gerek yok. Başkan Dursun Özbek, bu konuda çok ciddi bir hamle yaparak yılların usta gazetecisi Hasan Tankaya’yı Florya’daki iletişim departmanının başına getirdi. Valla çok doğru bir karar...
Tankaya yıllarca omuz-omuza çalıştığım, tanıdığım deneyimli bir fotoğraftır. Gerek yazılı, gerekse görsel medyada önemli işlere imza attı Tankaya... Caminanın da dinamiklerini ve işleyişini çok iyi bilen birisi. Galatasaray TV’yi kurdu. Futbolda da daha önce basın operasyon sorumluluğu yaptı, önemli isimlerle çalıştı. Federasyonla ilişkilerinin ne kadar güçlü olduğunu kişisel olarak iyi biliyorum. İşin özeti Hasan Tankaya iletişim konusunda doğru adrestir, Başkan Özbek’i kutluyor, Tankaya kardeşimize de görevinde başarılar diliyorum.
Dostlar bir bir gidiyor
Dostlarımızı, sevdiklerimizi bir bir uğurluyoruz... Hafta içinde değerli meslektaşım Erdoğan Köseoğlu’nu, dün de ağabeyim, dostum Bülent Kayabaş’ı kaybettik. Kayabaş’ın oyunculuğunu anlatmaya gerek yok, büyük sanatçıydı. Artı, bir o kadar güzel adam ve güzel Beşiktaşlıydı. Kartal, onun için yaşam biçimiydi. Yusuf Tunaoğlu’nun kadim dostuydu. Bülent ağabey ve Erdoğan kardeşim, ışıklar içinde uyuyun.