Futbol takım oyunudur... Bu oyunun birinci kuralı takım savunmasını sıfır hatayla yapacaksınız. Rakibe boş alan bırakmayacaksınız, presi ve de markajı iyi uygulayacaksınız. Ofansa çıkarken de çoğalacaksınız.
Eee sen bunların hiç birini yapma, sonra çık UEFA Kupası’nda Play-Off hesapları yap!
Bu oyun anlayışıyla bırakın hesap yapmayı, evinizde kalırsınız...
Vojvodina, ilk yarıda yukarıdaki unsurların tamamını yerine getirdi, ev sahibi takımın zaaflarını mükemmel kullandı, iki gol attı, turu garantiye alırken, rakibine çok ciddi pozisyon vermedi; bitime doğru da farkı üçe çıkardı, Play-Off’a kaldı.
Bursaspor ne yaptı?
Hücuma çıkarken rakibin kalabalık savunmasını açacak gerekli çoğunluğu bir türlü sağlayamadı. Yük tamamen Batalla ile Sestak’ın omuzlarında, ilk yarıda topu kaptıkları anlarda pas verecek adam aradılar, bulamadılar! Hadi bunu da geçtik, yenilen gollere bakın? Milan’dan büyük umutlarla transfer edilen Taiwo, doğrusu bizde büyük hayal kırıklığı yarattı. Pozisyonlarda hep ağır kaldı, sürekli adam kaçırması tecrübesine leke düşürdü, dakika bir seyircinin haklı tepkilerine yol açtı. Dostlar bu ağırlığını temelinde kilo sorunu yattığını söylediler, olabilir. Ama seyirci kilosuna, kariyerine bakmaz, valla adamı tefe koyarlar!
Vojvodina, Bursa’nın Taiwo handikapını iyi kullandı, gol pozisyonlarını üretimini de bu alandan gerçekleştirdi.
Hikmet hocanın bilgi - birikimine, lafımız yok... Onun da kadro konusunda sıkıntıları olduğunu biliyorum. Maçtan önce aradım, başarılar diledim, eksikliklerden söz etti, ‘bir savunmanın soluna, bir kanata, bir de ofansa takviye şart’ dedi. Maça baktığımızda hocanın çok haklı olduğunu gördük.
Karaman hoca, bu eksiklikleri mutlaka yönetimle paylaşmıştır, yoksa öyle bindiği dalı kesecek adam değildir... Sanırız olay ekonomik olsa gerek! O zaman yönetime de büyük iş düşüyor. Aksi taktirde bu kadronun ligde başarılı olmasını beklemek hayalden öteye gitmez.
Ne dersiniz sevgili yöneticiler?