Yazmaktan kalemimizde mürekkep bitti ama derdimizi maalesef kimseye anlatamadık, ya da anlamak işlerine gelmedi! Türk futbolunun ekonomisi malum, milyonlarca dolar harcadık, ligimiz yabancı kaynıyor...
Üstüne üstlük koronavirüs bırakın bizim kulvarı, dünya futbolunu da ekonomik anlamda çıkmaza sürükledi. Barcelona gibi bir dev diz çöktü kriz karşısında. İspanyol kulübü, Messi başta olmak üzere futbolcuların aldıkları ücrette tam yüzde 70 indirime gitti. Liverpool keza öyle, Avrupalı birçok ekip krize çare arıyor, çare!
Dönelim ülkemize... Şöyle Beşiktaş penceresinden bakıyorum da, o hani üç yıl üst üstte lige damgasını vurmuş, efsane kadroyu anımsıyorum. O yıllarda ligin lokomotif takımı olan Beşiktaş’ın kadrosunda siz deyin 3, ben diyeyim 4 yabancı vardı... Diğerleri yerli, birçoğu altyapıdan gelmiş isimlerdi.
Bir de son döneme bakıyorum, özellikle 4 büyük takımın yöneticileri kesenin ağzını bir açtılar ki, şimdilerde kapatmak için çırpınıyorlar, kasalar tam-takır! Eeee ne dedik, yöneticilik zor iştir, bir dizi donanımlara sahip olacaksınız! Uzun vadeli düşünmezseniz, batarsınız, bir kuruşa muhtaç olursunuz! Hiçbir başkan veya yönetici bu sözlerimden alınmasın, ama gerçekler böyle! O, ne idüğü belli olmayan, sırf günü kurtarmak ve taraftara şirin görünmek adına, yabancıları transfer ederseniz, ekonomik anlamda sonunuz kaçınılmazdır!
Hep ihmal ettiniz
Altyapıya, yani arka bahçenize gözünüzü hiç çevirmediniz, orayı hep ihmal ettiniz! Kulüpler ancak o arka bahçelerine yapacakları doğru yatırımlarla ekonomilerini düzlüğe çıkarabilirler. İlla her sezon ‘şampiyon’ olacaksınız diye bir kural yok bu oyunda! Olmayın 1-2 sene, ne kaybedersiniz?
Neyse, uzmanlık alanım Beşiktaş’a dönelim... Yönetim özellikle yabancılardan yıllık ücretlerinde indirim istedi, ‘veto’ yedi! İndirmezler arkadaş, indirmezler! Kapı gibi sözleşmeleri var adamların!
Diyeceksiniz ki, olan olmuş, geri dönüş yok, eyvallah! Ancaak, hiç olmazsa önümüzdeki yılları kurtaralım, bataklıkta boğulmayalım! Neyse ki Sergen Yalçın hoca, o altyapıdan yetişmiş bir isimdir, oranın değerini ondan daha iyi kimse bilemez, bir gözü oradadır, biliyorum. Kaldı ki, altyapıda pırıl-pırıl yetenekli oyuncular var, bunların bazılarını Abdullah Avcı zamanında gözlemledik.
Eyyy yönetim, eyy sevgili Sergen hocamız, kadrodaki yabancıların birçoğunun sözleşmesi bitiyor, gidecekler! Dönün yüzünüzü şu altyapıya, çıkarın gençleri vitrine, yeni sezonda da şampiyon olmayın, ne kaybedersiniz? Aksine Beşiktaş’ın ekonomik anlamda geleceğini kurtarırsınız... Haaa indirim mi? Bakın, yabancılar ‘veto’ eder, ama yerliler, yani bizim çocuklarımız vefalıdır, zor günlerde gereken tavizi verirler, merak etmeyin...
Özdemir’den samimi itiraf
TFF Başkanı Nihat Özdemir’i zaman zaman arıyoruz, gündeme dair sohbetler ediyoruz... Efendim, bildiğiniz gibi kulüp yönetimlerinin koronavirüs nedeniyle daha da derinleşen ekonomik krizden kendilerini nasıl kurtaracakları gündemin en önemli konuları arasında yer alıyor.
Başkan Özdemir’e, “Federasyon olarak kulüplere ekonomik anlamda desteğiniz olacak mı?” diye sordum... Her soruya samimi yanıtlar veren Özdemir’den yine net bir cevap aldım:
“Yardım mı? Vallahi Bilalciğim, bırak yardımı bizler personelin maaşlarını zor ödüyoruz” dedi ve ilave etti; “Biz de UEFA’dan gelecek parayı bekliyoruz...”
Ya işte böyle sevgili dostlar... Tıpkı kulüpler gibi, federasyonda da sıkıntı üst seviyede!
UEFA Başkanı Ceferin hafta başında yaşanan krizle ilgili, “600 milyon euro tutarında kaynak sağlayabiliriz” gibi bir ifade kullanmıştı. Doğrusu UEFA’nın özellikle zor durumdaki ülke federasyonlarına mali destek verip, vermeyeceğini çok merak ediyorum!
Eski dostlar ve Süleyman Seba
Efsane Başkan Süleyman abi (Seba), vefat edeli 6 yıl oldu... Ne var ki, hiç unutmuyoruz, çünkü asla unutulacak bir fotoğraf değildir.
Sağlığında öyle tarihi sözleri var ki, hangisini yazsak? “Beşiktaş, şampiyon olsun, maç kazansın, kupa kaldırsın diye tutulmaz. Beşiktaşlılık bir değerler manzumesidir. Dürüstlüktür. Ahlaklı olmaktır. İyi insan olmaktır”...
Efsane, Beşiktaşlılığı bu sözlerle özetlemiş, alın çerçeve yaptırın, ister evinizin bir köşesine, ya da ofisinize asın!
Bir de çok sevdiği şarkı var, bizler yani onun dostları nerede, hangi mekanda olursak olalım, mutlaka o şarkıyı çaldırır, Süleyman abiyi anarız...
“Unutulmuş birer birer.. Eski dostlar, eski dostlar.. Ne bir selam, ne bir haber... Eski dostlar, eski dostlar...”
Öyle ki bu parça nerede çalarsa çalsın, anında dostlar arar, “Bak Süleyman abinin şarkısı çalıyor” der ve dinletirler bana... Unutulmaz Başkan, Beşiktaş’ın efsanesi Süleyman abinin Kartal için yaptıklarını sıralarsak, 16 yıla irili-ufaklı 21 kupa, tesisler ve gökdelenler... Doğum gününde sosyal medyaya baktım, taraflısı-tarafsızı herkes binlerce mesaj atmış, insan gurur duyuyor... Eeee efsane kolay olunmuyor, artı efsaneler de kolay yetişmiyor!
Şarkının dizeleri “Unutulmuş birer birer, eski dostlar eski dostlar” diyor... Ne var ki seni dostların hiç unutmuyor abi, ışıklar içinde uyu...