Beşiktaş Başkanı Fikret Orman’ın Divan Kurulu toplantısındaki ‘erken seçim’ açıklamasının camiada şok etkisi yarattığı gerçek...
Başkanın bu ani kararının temelindeki faktörler nelerdir, herkes bunun peşine düştü. Orman’ın kafasından neler geçtiğini anlamak için falcı olmak gerek! Belki kendi penceresinden haklı olabilir, belki yönetim içinde bilinen, ancak dışarıya yansımayan tartışmalar, dış transferde ekonomik sıkıntılar nedeniyle alınamayan, satılamayan futbolcular da bu fitili ateşlemiş olabilir. Dememiz o ki, herkeste bir kafa karışıklığı var.
Haklılar, çünkü mayıs ayında olağan kongre varken, Başkan Fikret Orman’ın bir tercihine üyeler gibi bizler de şaşırdık. Hafta başında yapılan yönetim kurulu toplantısının çok sakin bir havada geçtiğini biliyorum. Bildiğimiz bir gerçek var ki, o da yönetim içinde bir soğuk savaşın olduğudur.
Haaa, kimlerle, kiminle, neden? Bir takım dedikodular duyuyoruz, gerçek payı var mı? Eeee ne demiş atalarımız, “Ateş olmayan yerden duman çıkmaz” diye! Bu madalyonun bir yüzü... Diğer yüzü ise Başkan Fikret Orman’ın, divan toplantısında kullandığı, “Hodri meydan” cümlesidir. Bir insan durup dururken bu kelimeyi kullanıyorsa ki, kullandı, orada bir rahatsızlık, bir güvensizlik ortamı vardır. Dememiz o ki, işin sırrı bu kelimede yatıyor! Yani, bir soğuk savaşın olduğu gerçeğini ortaya çıkarıyor bu kelime.
Gelelim eylülde gerçekleşecek olağanüstü kongreye... Anladığım kadarıyla başkan kongreye yepyeni bir listeyle girecek. Yani yeni yüzler, yeni heyecanlar... Bakalım bu yönetimden kimlerle yola devam edecek başkan, kimlerle yollarını ayıracak? İşte o liste birçok sorunun yanıtını da ortaya koyacak.
Elbette demokratik ortamda her kongre üyesi ortaya çıkar, aday olabilir. Buna kimsenin gıkı çıkmaz. Doğalı da budur. Kişisel düşüncem, bu tabloda ortaya çıkıp, aday olmak, mangal gibi yürek ister! Artı Başkan Orman başarılıdır, bu gerçeği de göz ardı etmeyelim. Stadı yapmış, takım iki yıl üst üstte şampiyon olmuş, fotoğraf böyle iken, kim çıkar aday olur, merak ediyorum?
Evet, ekonomik yönden Kartal’ın fotoğrafı pek de iyi değil, biliniyor. Başkan Orman, yeni bir listeyle, ekonomik yönden güçlü bir listeyle girmenin hesapları içinde. İşin özeti, Başkan Orman’ın bu olağanüstü kongredeki diğer düşüncesi ise ‘güvenoyu’ almaktır.
Bu çıkış, başkanın düşüncesidir, buna “Vayyy nasıl bu kararı alırsın” demek de pek etik olmaz. Saygı duymak gerekir. Ne diyelim camiaya hayırlı uğurlu olsun. Dileriz, bu geçiş süreci yani seçim, takımı olumsuz etkilemez. Pek sanmam ama ortada Ümraniye’yi ilgilendiren ekonomik sıkıntılar var, bu çözüm bekleyen bence en büyük sorundur.
Böyle bir dünya yok
Bunca yıllık gazetecilik yaşamımda hiç kimsenin avukatlığına soyunmadım, tarzım değil... Ne var ki, birileri bulunduğu konumda iyi çalışıyorsa, onun da hakkını vermek gerekir.
Beşiktaş Yönetimi’nde genç bir arkadaşımız var, Umut Güner... Hiç yüz yüze gelmedim, telefonunu dahi bilmiyorum. Partnerim Serdar Sarıdağ ile hep sohbetler yaparız Beşiktaş üzerine... Şimdilerde kulislerde adı çok öne çıkan, birilerinin hedefi haline gelen Umut Güner’in Aboubakar, Talisca, Babel, Negredo, Medel, Pepe, Gökhan Gönül, Caner ve de Adriano’nun Beşiktaş’a kazandırılmasında büyük emeği olduğunu biliyoruz. Artı, bazı oyuncuların menajerlerine para da ödenmedi, önümüzdeki hafta da bunları tek tek yazacağım. Bu arkadaşı niye eleştirirler, neden adını dillerine dolarlar, anlamakta zorlanıyorum.
Hani bir deyim vardır, “Meyva veren ağaç taşlanır” diye... Ohhh ne güzel, hem o koltuğa otur, iş yapma; sonra yapanı eleştir. Böyle bir dünya yok.
Fenerbahçe’de ışığı gördüm
Fenerbahçe’nin Benfica maçını Saros’da dostlarımla birlikte izledik. Kalabalığın neredeyse tamamı sarı-lacivertli ekibe gönül verenlerden oluştu. Fenerbahçe, Devler Ligi’ne kalamadı, biz de bir futbolsever olarak elbette üzüldük.
Olan olmuş, hayıflanmaya gerek yok. UEFA Avrupa Ligi’nde ülkemizi temsil edecek Fenerbahçe’nin yolu açık olsun. Maçı. çok sıkı Fenerli dostum Tahir Gürhan ile izledim. Futbolu da iyi biliyor. Kaldı ki bu oyun göreceli bir oyundur, herkes farklı bir pencereden bakabilir, düşüncelerini ortaya koyar, güzelliği de çekiciliği de burada yatıyor zaten. Tahir kardeşimiz, Barış’ı yedek kulübesinde gördü, çıldırdı. Açtı-ağzını yumdu gözünü... Döndüm, “Niye kızıyorsun?” diye sordum. Hay sormaz olsaydım! Tahir, “Müthiş bir oyuncu... Barış’ı yedek oturtmak ayıptır” diye isyan etti.
Valla bence de haklı... Barış, çok yetenekli bir oyuncu... Gözüm kapalı ilk on birde oynatırım. Ne isterseniz var Barış’ta... Bir eksiği var, o da özgüven... Dikkat ederseniz, ayağına top geldiği anda tecrübeli isimleri arıyor, şut atsa eleştiri almasından korkuyor. Bir şut attı, anımsayın, kaleci zor kurtardı.
Eee bir de Eljif Elmas var. Kumaşı müthiş, ona da başarılar dileyelim. Fenerbahçe taraftarının elenmesine karşın takıma sahip çıkmasına hayran kaldım. İşte gerçek taraftar buna derim. Böyle devam edin. Kaldı ki Fenerbahçe, Süper Lig’in favori takımlarından olduğunu gördük, bu ışık fazlasıyla var Kanarya’da.
Tüm renkleri birleştiren adam
Türk futbolunun ‘efendisi’, Beşiktaş’ın ‘dervişi’, efsane Başkan Süleyman Seba, aramızdan ayrılalı tam tamına dört yıl oldu. Onunla neredeyse kırk yıl aynı masaları paylaşan biri olarak onu öyle özlüyoruz ki, bunu kelimelerle anlatamayız.
Süleyman Ağabey, çok özel bir insandı. Küçüğüne, büyüğüne böyle saygı duyan bir fotoğraf bulamazsınız. Beşiktaş Kulübü Başkanı idi tamam ama ona tüm renkler saygı duyardı. En kritik anlarda ortaya çıkar, diğer kulüp başkanlarıyla buluşur, konuları tartışır, çözüm üretirdi. Yani başı sıkışan Süleyman Ağabey’e koşardı. Bilgi birikimiyle yol gösterendi.
Rakiplere olan saygısını anlatmaya gerek yok. Tam bir futbol adamıydı. O terbiye ile büyümüş, barışçı yollar arayan, bir başkandı. Yeni bir Seba’yı ne Beşiktaş, ne bizler, ne de Türk futbolu bulur. Yeri çok zor dolar.
Eski dostların seni hiç unutmadı baba... Seni öyle özlüyoruz ki, burnumuzda tütüyorsun. Işıklar içinde uyu baba...