Schuster’i bazen anlamakta zorlanıyoruz!
Şu ana lig ve elemeler dahil oynanan toplam onbir maç var...
Buna karşın Schuster, hâlâ ideal on biri yakalamış değil..
Her maça farklı kadro!
Kadroda istikrarı ne zaman yakalayacak, belli değil! Potansiyel var, ama Schuster bildiğini okuyor!
Tıpkı dün olduğu gibi...
Sürekli rotasyon peşinde, her maça farklı kadro sürüyor, kafa karıştırıyor!
İlk yarıya bakın...
Savunmaya yaslanan CSKA, baskıyı kuran Beşiktaş... Bu baskıya karşın Beşiktaş bu yarıda ne iyi oynadı, ne de baskıyı pozisyon üretkenliğine dönüştürebildi..
Kuşkusuz bunun da temelinde aksayan futbolcuların sayısal çokluğu ve hücuma çıkışlarda yapılan top kayıpları yatıyor. Hele hele bu anlamda bir Tabata vardı ki, evlere şenlik... Kaptırdığı her top Kartal’ın kalesine döndü! İkinci yarı Schuster uyandı!
Önce Quaresma’yı, sonra Bobo’yu oyuna aldı...
Kartal, bu yarıda ayağa kalktı, rakip kaleye yüklendi, pozisyonlar üretti.
Oyunun son 15 dakikalık diliminde Kartal, tüm hatlarıyla rakip kaleye yüklendi, yüklendikçe, savunmasında gedikler verdi, kaleci Hakan devreye girdi. Ve doksanda Ernst sahneye çıktı... Panzer, mükemmel bir zamanlama ile topu kalecinin uzanamayacağı köşeye gönderirken, hem Kartal’ı, hem de Schuster’i ipten aldı! Beşiktaş’ın çift ön libero oynadığı zaman daha iyi olduğunu gözlemliyoruz. Schuster bunu da yapmıyor! Bir diğeri ise sağ ayaklı Holosko’yu solda kullanması...
Beşiktaş, yanlış kadro seçimine karşın Avrupa Ligi’ne zor da olsa, üç puanla başlangıç yaparken, taraftarlarına bu kulvarda da umut verdi.
Evet, şimdilik Beşiktaş’ta işler yolunda gidiyor...
Çünkü kazanıyor...
Ancak kazanan hep haklıdır diye de bir kural yok... Eldeki silahları yedek oturtursanız, bir gün başınıza iş alırsınız!
Yatın, kalkın, Ernst’in kafa golüne dua edin!
Schuster’in bu maçtan çıkaracağı çok dersler var. Ancak bunları anlatacak ne zamanımız, ne de yerimiz var!