'Yerinden kalkma'
'Ben de kalkarsam, farklı bir durum olur'
'Otur yerine'
'Geç yerine'
'Haydi defol'
Neredeyse kırk yıldır bu işin içindeyim, bir Divan Başkanı'nın, bir Divan Kurulu üyesine, bu şekilde bağırdığını, ne duydum, ne de tanıklık ettim!
Seçim kongrelerinde, divan kurulu toplantılarında, kavgalar, itiş-kakışları, üyelerin birbirleri üstüne yürümeleri olmuştur, olmaya da devam edecektir.
Çünkü, bu işin doğasında var!
Beni şaşırtan; yılların deneyimi, Beşiktaş Divan Kurulu Başkanı Yalçın Karadeniz'in, yine yıllarca yöneticilik yapan Metin Keçeli'yi bir çocuk gibi azarlaması ve ona bağırması...
Her ikisini de iyi tanırım. İkisi de camianın önde gelen isimlerinden...
Beşiktaş'a konan her tuğlada, çakılan her çivide katkıları olduğu bir gerçek... Bunu kimse inkar
edemez.
Yalçın Karadeniz, Basın Sözcüsü; Metin Keçeli ise ikinci adam olarak yıllarca Beşiktaş'a hizmet etti. Artı, Metin Keçeli, görev başında trafik kazası geçirdi, Şan Öktem ağabeyi kaybettik, o ölümden döndü.
Bu ikilinin tartışmasını televizyon ekranlarından izledim. Divan Kurulu toplantısına gitmedim. Kimin haklı, kimin haksız olduğu beni asla ilgilendirmiyor.
Beni rahatsız eden, ekranlardan gördüğüm fotoğraf...
O nasıl bir görüntüdür Yalçın Ağabey?
Sanırsınız ki, Karadeniz'in karşısında bir çocuk var, ona bağırıyor!
Sen başkansın... Oturduğun koltuğun bir ağırlığı var.
Ancak sen başkan olduğun unutuyorsun, sokak ağzıyla, üstelik, yıllarca kulübe hizmet vermiş, hatta bu konuda hayatını tehlikeye atmış, Metin Keçeli'ye bağırıyorsun!
"Yerinden kalkma, ben de kalkarsam farklı bir durum olur. Otur yerine, yerine geç."
Bu kelimeler sana ait Sayın Yalçın Karadeniz!
Hele bir cümle var ki, kulaklarıma inanamadım...
'Haydi, defol'...
Benim tanıdığım Yalçın Karadeniz, bu kelimeleri söyleyecek adam değil!
Biraz araştırdım; Keçeli, söz almış. İçinden geçenleri hiç kimseye hakeret etmeden, kurulda üyelere anlatmış.
Ne var bunda?
Üstelik Divan'a da bir söz etmemiş. Niye bu kadar sinirlendin anlayamadım?
Kaldı ki, sen başkansın, kavgacı olamazsın. Tam tersi, birleştirici olmak zorundasın.
Öyle sokak ağzıyla, hiç bir üyeye, bağıramazsınız...
O koltukla, tavrınız hiç, ama hiç örtüşmüyor...
O koltukta olduğunuz sürece, oturmanıza-kalkmanıza, ağzınızdan çıkan her kelimeye dikkat etmek zorundasınız...
'Ben de ayağa kalkarsam' diyorsunuz Sayın Karadeniz...
Demek ki, ayağa kalksanız, toplantıda tekme - tokat birbirinize mi gireceksiniz?
Nedir sizi bu kadar öfkeli yapan, o anki ortam mı, yoksa geçmişten gelen bir birikim mi?
O anları bir kez daha izlemeyi öneririm size...
İzleyin, izleyin, görüntülerin yılların deneyimi Yalçın Karadeniz'e yakışmadığını siz de göreceksiniz!