Farklı skor kimseyi yanıltmasın... Maçın başlamasına 1-2 dakika kala Beşiktaş’ın oyun şablonuna baktım, hemen yanı başımda oturan meslektaşım Erdal Cömert’e ‘fark olur’ dedim, biraz dudak büker gibi oldu.
O da haklıydı...
Niye? Eee Beşiktaş bu, sağı, solu belli olmaz da ondan!
Ne var ki bizim dediğimiz çıktı, Beşiktaş ilk yarıyı farklı skorla kapatırken, ikinci yarıda kaçırdıklarıyla saç-baş yoldurdu.
Oyunun son bölümlerinde Torku Konyaspor’un baskısı Kartal’ı sıkıntıya soktu. Tolga’nın son dakikalardaki harika kurtarışı, olası bir puan kaybına set çeken en büyük faktördü.
Bu skor Fenerbahçe derbisi için ölçü olur mu?
Elbette hayır... Niyesi çok açık, Beşiktaş’ın orta sahası çok gedik veriyor, daha da ötesi rakibe geniş alanlar bırakıyor.
Bizce derbide Beşiktaş’ın en büyük handikapı bu bölge... Topun kazanıldığı anda, orta alanda kim var, kim yok, hücuma çıkıyor, golcülüğe soyunuyor... Bir anlamda doğru ancak Fenerbahçe, Konya’ya benzemez... İlerde çoğalırken, orta sahayı da boş bırakmayacaksınız. Bilic, buraya nasıl önlemler alır, şimdilik bilemiyoruz. Alamazsa, Kartal’ın derbi de işi zorlaşır.İster basit golleri kaçırsın, ister bölgesinde oynatılmasın, ister forvette yalnızlığa mahkum edilsin, fark etmez. Almeida tam bir takım oyuncusu. Rakip savunmaya baskı kuruyor, defansının yardımına koşuyor, top çalıyor, top indiriyor, golünü de atıyor. Topu kendi yarı alanından Olcay’a kazandırıyor, siz deyin 70, biz diyelim 80 metre koşuyor, altı pasın içinde golünü atıyor. Adam daha ne yapsın?
Fernandes iyi de, kötü de olsa, Beşiktaş’ta bize en çok keyif veren, rakipler için en büyük tehlikedir. Hem takımına nefes aldırıyor, hem adam eksiltiyor, adrese teslim pasları da artısıdır.
Yönetim şartlar ne olursa olsun, Bilic’in de istediği iki oyuncuyla anlaşma zemini aramalıdır. Oğuzhan dün harika işler yaptı. Orta sahayı ayakta tuttu, çok çalıştı, ileri çıktı, gol pozisyonu aradı. İyi futbolunu da şık bir golle taçlandırdı.
Gökhan Töre mi? Yeteneği, top tekniği tartışılmaz. Ne var ki bu özelliklerini bencillikle törpülüyor, hatta sıfıra düşürüyor! Topla dripling yapmak yerine tek pasa dayalı oynasa, tadına doyum olmaz. Özgüven tabii ki önemli, ama topu kritik bölgelerde rakibe kaptırmak, bu oyunun en tehlikeli yanıdır. Adamın ne yeteneğine, ne de gözünün yaşına bakarlar bu oyunda!