‘Nöbetçi’ kelimesinin kısaca açılımı yaparsak; “nöbet kendisinde olan kimse” anlamını taşır. Kişisel olarak bu kelimeyi çok severim. Nitekim Milliyet’teki köşemin adı da ‘Nöbetçi Kalem’ dir. Niye bu iki kelimeyi tercih ettim? Geçmişte, hem muhabir - hem de yazarlığı bir arada yürüttüm. Zaman geldi köşeme ara verdim, haberlerden fırsat buldukça köşeme dönüşler yaptım. Açıkcası, bir yazdım, bir ara verdim.
Fenerbahçe’nin Teknik Direktörü İsmail Kartal hocamızı biraz kendime benzettim. Ona da, “Nöbetçi hoca” yakıştırmasını yaptım. Valla onun bu gel-gitlerine bakınca cuk diye oturdu bence, ya sizce?
Harika veda
İsmail Kartal’ın veda törenini canlı olarak izledim, açıkçası çok hoşuma gitti. Kaldı ki fazlasıyla da hak etti. Yönetim bu anlamda alkışı fazlasıyla hak ediyor, helal olsun. Zaman zaman duygusal anlar yaşadı Kartal... Nasıl yaşamasın arkadaş? Ne zaman Fenerbahçe zor duruma düşse, koşarak geldi hep... Bu sezonda olduğu gibi. Enkaz belki ağır olacak ama negatif tabloda aldı, pozitife taşıdı Devler Ligi’ne aday takım haline getirdi. Ortada bir emek, bir alınteri var arkadaş... Tabii ki duygulanır, gözyaşı da döker.
Bu ayrılık; vefasızlık mı, değil mi asıl tartışmamız gereken de budur! Herkes bu tabloya farklı pencereden bakabilir. Her ikisine de itirazımız olmaz. Kişisel olarak İsmail Kartal’ın kalmasından yanaydım.
Neticede benim görüşüm bu, ama karar verici Başkan Ali Koç ve yönetimidir. Onların işine karışacak ne halimiz var, ne de yetkimiz!
Fenerbahçeli dostlarla konuşuyoruz, İsmail Kartal’a Samandıra’da idari görev teklif edilmiş yönetimce...
Gelin görün ki tecrübeli hoca yoluna teknik direktör olarak devam etmek istiyor. Bu da onun tercihi... Acaba idari işten çok, Kartal’a sportif direktörlük görevi önerilseydi daha iyi olmaz mıydı? Belki kabul ederdi, ne bileyim!
Özil kalıcı mı, gidici mi?
Mesut Özil’in Fenerbahçe’ye transferini anımsayın... Ülkemize gelişi büyük yankı uyandırdı, yazılı ve görsel medya saatlerce ünlü oyuncuyu getiren uçağın rotasına kilitlendi. Bütün televizyonlar uçaktan inişi dahil, attığı her adımı canlı olarak yayınladı, yer yerinden oynadı.
Ya futbol?
Özil büyük umutlarla getirildi, gelin görün ki geçtiğimiz sezondaki performansı hayal kırıklığı yarattı. Kah on birde oynadı, kah yedek kaldı. Yani o bildiğimiz Mesut Özil’in yerinde adeta yeller esti. Özil’in iki yıllık sözleşmesi var, ama konumu tartışılıyor; kalacak mı, yoksa ayrılacak mı? Kuşkusuz buna yeni Teknik Direktör Jesus karar verecek, dışarıya yansıyan bu kulüpten!
Jorge Jesus da tıpkı Mesut Özil gibi özel uçakla ülkemize getirildi, neredeyse Özil’de yaşadığımız o görüntülerin benzerini ünlü teknik adamda da yaşadık.
Bir yıllık sözleşme yapan Portekizli çalıştırıcının sonu da inşallah Özil’e benzemez. Yani hayal kırıklığı yaşatmaz camiaya...
Lig çantada keklik mi?
Jorge Jesus kariyeri büyük başarılarla dolu bir teknik adam...
Başkan Ali Koç, benzetme yerindeyse, son kurşununu burada kullandı. O da haklı... Onca yatırıma rağmen, yıllardır gelmeyen bir şampiyonluk sözkonusudur, onun da dayanacak gücü kalmadı.
Hep yazıldı-çizildi, bu oyunda hiç bir hedefin garantisi yoktur.
Sürprizlerle dolu uzun soluklu bir maratondur lig. Demem o ki, büyük takımlar da boş durmuyor, elleri armut toplamıyor, onlar da kadrolarını güçlendiriyor. Yani lig şampiyonluğu asla ‘çantada keklik’ değildir.
Biri ‘kapı’ diyor diğeri ‘pencere’
Şu aralar bizim kulvarda trafik oldukça yoğun... Bir yanda iki adaylı Galatasaray, diğer yanda ise Türkiye Futbol Federasyonu’nun olağanüstü seçimli kongresi... Cim-Bom’da Dursun Özbek ile Eşref Hamamcıoğlu kantara çıkacak, bakalım kim ağır basacak?
Her iki adayda yazılı ve görsel medyada açıklamalarını sürdürüyor. Biz de bu söylemleri doğal olarak mercek altına alıyoruz, kayıtsız kalamayız.
Yalnız bazı açıklamalara bakıyoruz, kendi içinde çelişiyor. Örneğin Eşref Hamamcıoğlu’nun, futbolu emanet ettiğini açıkladığı Adnan Öztürk, gazeteci arkadaşımız Kadir Çetinçalı’ya bir röportaj verdi. Konuşmasında sürpriz bir açıklama yaparak, “Sportif direktör olarak Cenk Ergün’le çalışmayacağız” dedi.
Ancak bu söyleşi daha sosyal medyada dolaşırken, Eşref Hamamcıoğlu DHA’dan Serhan Türk’ün konuğu oldu. Serhan arkadaşımız doğal olarak Cenk Ergün konusunu sordu: “Cenk bizim için çalışmalarını sürdürüyor.”
Hoppala hadi buyrun burdan yakın... Kime inanalım arkadaş, bu ne yaman çelişkidir...
Güzel sözler
Önyargıları yok etmek, atomu parçalamaktan zordur. ALBERT EİNSTEİN