Beşiktaş, ara transferde iki oyuncuyu kaptı, Eto’o çıkmaza girdi, kapandı. Hatta tatsız bitti!
Eto’o’yu Beşiktaş’a verirler veya vermezler, netice arz-talep olayıdır. Ancak Antalyaspor Başkanı Ali Şafak Öztürk’ün açılışa davet ettiği Beşiktaş Başkanı Fikret Orman ve teknik direktör Şenol Güneş’in bulunduğu ortamda Eto’o’yu vermeyeceklerini belirtmesi pek de şık olmadı bizce. Artı, açılışta Orman ve Güneş’in isimlerinin anons edilmemesi de misafirperverlikle pek de örtüşmedi. Hem davet ediyorsunuz, hem yok sayıyorsunuz! Bu madalyonun bir yüzü...
İkinci yüzü ise Beşiktaş Eto’o’nun kapısını çalmadı, tam tersi Eto’o taaa Bodrum’a kadar giderek ikinci başkan Ahmet Nur Çebi ile görüştü. Bunu ne çabuk unuttunuz Sayın başkan?
Kaldı ki, teknik direktör Şenol Güneş’in de Eto’o’ya sıcak bakmadığını da iyi biliyoruz. Üstü kapalı cümlelerle bunu ifade etti. Güneş hocamız, elindeki malzemeden en iyisini yapacak kadar da bilgi birikimi üst seviyededir. Artı, yönetim kanadı da kulübün kasasını düşünmek zorunda... Yani ayağını yorganına göre uzatıyor. Öyle paraları çarçur etmek lüksleri yok.
Top artık Güneş hocada... Kadroya bakıyorum, o kadar çok ofansif oyuncu var ki, niye forvet peşinde koşarlar anlamıyorum. Aslan gibi Cenk Tosun var, öyle veya böyle Aboubakar var, Ömer var. Dönün forvet arkasına Oğuzhan, Talisca, Quaresma ve Babel var. Top birisinden sekse, o pozisyonu gole çevirecek çok krampon var. Ahhh bi de şu Olcay Şahan kardeşimiz gerçek formunu ortaya koyabilse, (ki çok uzağında) tadına doyum olmaz Kartal’ın... Şahan’ın Trabzon’a gideceği ileri sürülüyor, olabilir. Valla Şahan’ın şapkasını önüne koyup, düşünmesinin zamanı geldi de geçiyor!
Ekici’den Trabzon’a artık hayır gelmez!
Sporun her türlüsü taraftar bulur, ama futbol bir başkadır hayatımızda... Kimine göre tutku, kimine göre aşktır. Tabii fanatizm olmadığı sürece... Ülkeleri birbirine yaklaştıran, insanları kaynaştıran,dostluk ve barış köprüsüdür futbol...
Kısa süreli bir ayrılıktan sonra yeniden Süper Lig heyecanı başlıyor. Ara transferlerle ilgili düşüncelerimi geçtiğimiz hafta bu köşede belirtmiştim. Ara transfer başlı başına risktir, kenarda-köşede elde kalmış futbolcular için bulunmaz pazardır!
İç hatlarda yani ülkemizde transfer vitrinine çıkan çok yetenekli yerli oyuncularımız varken, yabancıların peşinden koşmak sakıncalıdır bizce. Şöyle vitrine bakıyoruz, Trabzonspor’da forma giyen Mehmet Ekici’ye takılıyoruz. Müthiş yetenekli bir oyuncu, üç büyüklerin radarında... Hangi takıma gider, şimdilik soru işareti... Görüyoruz ki, Fenerbahçe’ye yakın gibi...
Artı, Mehmet Ekici’nin sezon sonunda serbest kaldığını da unutmayalım. Ekici, “Beni bırakın, para kazanın” diyor, vallahi haklı. Aklı başka yerde olan ve ayrılığı göze alan Ekici’nin bu saatten sonra psikolojik olarak Trabzon’a katkı sağlaması çok zor, bizden hatırlatması...
İşine bak Rosetti
Antalya’da devam eden “Hakem Semineri” dün FIFA kokartlarının takılmasıyla sona erdi.
UEFA Eğitimcisi Roberto Rosetti’yi 2008 Avrupa Şampiyonası finallerinden tanıyoruz... Rosetti, profesyonel olarak hakemlerimizin eğitim seminerlerine katılıyor, parasını da alıyor, sakıncası da yok. Bizi irite eden, Rosetti’nin asıl işini unutup, haberciliğe soyunması! Antalya’daki basına kapalı seminerde yaşandığı iddia edilen bazı tartışmaların medyaya yansımasına tepki göstermiş Rosetti... Öyle ki, “Buradaki haberleri dışarıya sızdıran adam değildir, adam olamaz” diye köpürmüş!
Sana ne be kardeşim, sen eğitimcisin, al paranı ver dersini! Buna tepki gösterecek adres sen değilsin, işine bak!
Gelelim asıl meselemize... O tartışmalı seminerde yazılı medyaya yansıyanların doğruluk payına... Kaldı ki, ne kadar basına kapalı da olsa, oradaki tartışmalar dışarıya sızar, biz bunu bilir, bunu söyleriz. Yazılanların tamamı doğru mu, değil mi, bilemiyorum. Yani, ‘Ukalalık yapma, otur yerine’ lafına takıldı herkes! Hakem camiasına yakın dostlarım ‘Hayır, böyle bir cümle geçmedi’ diyorlar. Eğitimden Sorumlu MHK üyesi Murat Ilgaz’ın, hakem Süleyman Abay’a, ‘Tartışmayı sen başlatıp, sen bitiremezsin’ şeklinde bir cümle kullandığını öğrendim. Yorum kamuoyunun!
Yener’i de kaybettik
Yaşam böyle bir şey... Doğuyor, büyüyor ve hayata veda ediyorsunuz. Önceki akşam TSYD’den geç saatlerde gelen iletiyi okuyunca müthiş mutsuz oldum, yıkıldım. Evet, TRT’nin önemli isimlerinden, meslektaşımız, dostumuz Mustafa Yener, kalbine yenildi ve yaşama veda etti. Yener’e Allah rahmet, ailesine, yakınlarına dostlarına sağlıklı uzun ömürler dilerim. Işıklar içinde uyu, güzel adam... Mekanı cennet olsun.