Gazeteciliğin en keyifli yanı muhabirlik, yani habercilik... Öyle sanıldığı kadar kolay değildir, riskleri çoktur. Kılı kırk yaracaksınız, araştıracak ve sorgulayacak, doğru ise sayfalarınıza taşıyacaksınız.
46 yılı geride bıraktım; yazarlığa terfi etmeme karşın, habercilik apoletimi hiç bir zaman bırakmadım. Ama son dönemde kulüplerin yaptıklarını da anlayamadım.
BİİİR... Nevzat Dindar’ın geçen hafta sutopucularla ilgili yaptığı haberi övdük. Hay övmez olaydık!
Galatasaray haberi yalanlayamadı ama Dindar’a akredite yasağı getirildi. Neden, niçin? Son dönemde aleyhte bazı haberleri olduğu için... Koca Galatasaray’ın şu an ki yönetimine bunu yakıştıramadım!
Bizler bu tip yasaklarla yıllardır boğuşuyoruz, alıştık! Ama öyle yasak koymakla, doğru habercilikten bizleri alıkoyamazsınız. Sizler yöneticiliğinizi, biz de haberciliğimizi yapmaya devam edeceğiz.
İKİİİİ... Galatasaray’dan çıkıp, rotayı Beşiktaş’a çevirelim... Yine Milliyet Spor Servisi editörlerimizden Mustafa Anıklı, Beşiktaş’la ilgili bir habere imzasını attı, onu da kutluyorum. Haberin başlığı, “Güneş yanığı”... Beşiktaş Teknik Direktörü Şenol Güneş’in UEFA’ya verilen ‘’Borçsuzluk” kağıdında imzasının olmaması ve Tolga ile Oğuzhan’ın da bu imzayı atmamaları...
Ne Güneş ne Oğuzhan ne de Tolgay’ı bu tutumları nedeniyle eleştirecek halimiz yok, haklılar. Neticede, ortada alacak verecek, parasal sıkıntılar var.
Ama soruyorum bunlar haber değil mi? Sonuna kadar haberdir. Yazılır, yazdık... Bizim işimiz de bu.
Bu haberlerin doğru olduğunu yönetim kanadı da bal gibi biliyor. Haberleşmeden önce müdürümüz Tayfun Bayındır da soruşturdu, check etti ve sayfaya girdi. Ben de yöneticilerle konuşup olayın doğruluğunu bir kez daha görmüş oldum.
Bakın; şunu çok iyi bilin... MİLLİYET yalan yazmaz. Biz, araştırmadan, doğrulatmadan bir haberi kullanmayız. Bunu böyle öğrendik, böyle yaparız. Yanlış olmaz mı? Tabii ki olur. Ama yalan bizim işimiz değildir. Bizi başkalarıyla karıştırmayın.
Haddini bil!
Şenol hoca, Vagner Love’a sarılmış, haklı olabilir. Neticede Alanyaspor’da leblebi gibi goller atan bir oyuncu Vagner Love... Sanki o golleri atan değil, çakması Beşiktaş’a gelmiş! Zerre kadar yararlı olamıyor, özgüven duygusu yerle bir olmuş! Göztepe maçından sonra taraftar, Vagner Love’a “Go home”, yani “Evine dön” diye tepki gösterdi, arkadaş ise hakaret yolunu tercih ediyor, orta parmağını gösteriyor!
Bak, sen iyi oynasan, fırsatları gollerle taçlandırsan, kimse gıkını çıkaramaz. Eeee onca forma şansı yakala, ortalarda hiç gözükme, kalk taraftara hakaret et!
Böyle bir şeye hakkın yok. Otur oturduğun yere, sesini çıkarma! Sen sen ol, haddini bil, taraftarı sakın karşına alma. Onlar senin velinimetin, ekmek paran. Mutfak masrafından kesintiler yaparak, seni izlemeye geliyorlar, onların bu fedakârlığına karşılık ne veriyorsun? Bunun karşılığı orta parmak mıdır? Özür dilemek kurtaracak mı?
Kartal yalpalıyor
Süper Lig’de Beşiktaş sıkıntılı... Bir var, bir yok! Geçmişteki iyi futbolunun çok uzağında... Elbette bunun temelinde birçok faktör var. Bir yanda ekonomik kriz, diğer yanda gidenlerin yerinin hâlâ boş olması! Örneğin Cenk Tosun, Talisca ve Tosic’in alternatifleri var mı? Yok!
Göztepe maçının ilk yarısında Şenol Güneş hocanın vücut dilini dikkatle izledim; mutsuz, tatsız tuzsuz! Onu anlıyorum, en etkili oyuncularını kaybetti. Elinin altındakilerle en iyisini yapmaya çalışıyor, olmuyor! Umut bağladığı dağlara kar yağıyor! Böylesi negatif fotoğraflardan pozitif bir şeyler çıkar mı? Zor!