Beşiktaş sevdalılarını yakından tanırım, en zor şartlarda bile kulüplerine nasıl sahip çıktıklarını iyi bilirim. Böylesi donanımlara sahip olan taraftarlar, Tirana ile oynanan ilk maçta beni şaşırtılar doğrusu! Bakın güzel adamlar; tabii ki eleştiri hakkınızı sonuna kadar kullanacaksınız, buna zerre kadar gıkımız çıkmaz. O asırlık çınar sizlerin destekleriyle ayakta duruyor, biliyoruz.
Ancak hadi maç öncesinde protesto hakkınızı kullandınız. Peki maç sırasındaki o tepkileri nereye koyacağız, hangi pencereden bakacağız? Maç öncesi ve sonrasına lafımız yok, neticede demokratik hakkınızı kullanıyorsunuz. Ancak desteklemek yerine, 90 dakika protesto etmenizi size hiç yakıştıramadım, bilesiniz, alınmak, gücenmek yok!
Tepkilerinizin temelinde dış transfer yatıyor, biliyorum. Ancak şunu unutmayın ki, yönetim kanadı da boş durmuyor. Şu ana üç yabancı getirildi. Kaldı ki, transfer işi ekonomiyle ilintilidir, bu pencereden bakarsak ki, bakmalıyız, yönetim ayağını yorganına göre uzatıyor, onlar da haklılar.
Artı, Beşiktaş’ın bana göre oturmuş ve de kaliteli oyunculardan kurulu bir kadrosu var. Tek tek saymanın da anlamı yok, tablo ortada. Geçtiğimiz sezonun son aylarını anımsayın, takır-takır top oynayan ve kazanan bir Beşiktaş’tan söz ediyoruz. Birkaç takviye ile bu ekip, ligi domine edecek güçtedir, bilesiniz.
Valla kimse kusura bakmasın, gelen üç yabancıyı kantara koyduğumuz zaman hiç de yabana atılır isimler değil. Örneğin Ante Rebic... 29 yaşındaki Hırvat kanat oyuncusu sol çizgide oynuyor ve içeri girişlerde çok etkili. Bir artısı daha var, forvet arkasında oynadığı zamanlarda da boş durmuyor.
Jean Onana daha 23 yaşında. Savunmanın önünde, yani ön libero olarak etkili işler yapıyor. Hücuma çok katılmaz, ama defansif olarak sağlam. Fizik gücü ve pas yüzdesiyle öne çıkıyor. Demem o ki, riski sevmeyen, pasa dayalı oynayan bir krampon.
Daniel Amartey’in asıl mevkisi stoper fakat ön libero ve sağ bek de oynuyor. Defansif özelliğinin yanı sıra ileri çıkışlarıyla biliniyor. Çok yönlü olan Amartey, teknik direktörün sıkıştığı anlarda ‘joker’ gibi kullanabileceği önemli bir isim.
Eline sağlık Attila ağabey
Arda Güler’in Real Madrid’e transfer olması herkesi sevindirirken, sakatlık haberi gündeme bomba gibi düştü! Duayen gazeteci Attila Gökçe ağabeyimiz, yazar olmasına karşın, müthiş habercidir. Gökçe, Arda Güler’in bu sakatlığıyla ilgili perde arkasını araştırdı, ortaya müthiş bir haber çıkardı, Milliyet’te manşet oldu, gündeme de oturdu, kalemine sağlık Attila ağabey...
Bir de Trabzonspor’a bakalım; Southampton’dan transfer edilen Mislav Orsic antrenmanda sakatlandı, çapraz bağları koptu, 1 yıl sonra sahalara dönebilecek. Udinese’den kiralanan Filip Benkovic’in AEK ile oynanan hazırlık maçında burnu kırıldı. Bu iki oyuncuya ilave olarak Valladolid’den gelen Joaquin Fernandez idmanda sakatlandı. İspanyol stoper yaklaşık bir ay sahalardan uzak kalacak.
Beşiktaş’a imza atmak için gelen Brezilyalı stoper Lyanco’nun sağlık kontrollerinde sakat çıkması üzerine bu transfer rafa kaldırılmıştı. Gördük ki taraftarlar buna da tepki koydular, valla çok yadırgadım açıkcası, ya sakatlık ortaya çıkmasaydı? NOKTA!
Bu kafayla yol alamayız
Süper Lig’in başlamasına sayılı günler kaldı, kalmasına da bakıyoruz özellikle Fenerbahçe ve Galatasaray arasındaki söz düellosu aldı başını gidiyor!
Başkanların açıklamaları gün gibi ortada, ortam gergin, tabii ki bu tablo hoş değil. Bu tip sataşmalar bu oyuna hem gölge düşürüyor, hem de ortamı geriyor. Birbirinize laf atacağınıza işinize odaklansanız fena mı olur?
Böylesi tabloda ligimizin futbol kalitesi artar mı, hiç sanmıyorum! Sonra ortaya çıkıp, “Avrupa takımlarının gerisindeyiz” diye ahkamlar kesiyorlar. Eeee bu anlayışla bırakın Avrupa seviyesini yakalamayı, bir arpa boyu ileri gidemeyiz! Ondan sonra Avrupa arenalarında irili-ufaklı takımlar karşısında nal topluyoruz!
Yapmayın, etmeyin, ağzınıza gem vurun, bu oyunun dostluk olduğunu unutmayın. Oyunun kurallarına göre hareket etmek zorundasınız. Bu anlayışla futbolumuzun ne marka değeri artar, ne de Avrupa takımlarını yakalarız, yerimizde sayarız!
Güzel sözler
“Toprak, sevdiklerimizi aldığı için mi böyle güzel kokar...”“Toprak, sevdiklerimizi aldığı için mi böyle güzel kokar...” - NAZIM HİKMET RAN”