Rahmetli Müslüm Gürses’in söylediği ünlü bir parça var; “Son pişmanlık neye yarar” diye... Valla bu parçanın birçok sözü tam da Fenerbahçe’ye göre!
“Son pişmanlık, neye yarar, her şeyin bedeli var, olmadı yaaaaaaar...”
Efendim, Başkan Ali Koç, Fenerbahçe Yüksek Divan Kurulu’nda yaptığı konuşmada, “Sayın Aykut Kocaman’ı 1 sene daha tutup devam etmek en doğru karar olabilirdi” ifadelerini kullandı. Yine Başkan Koç, “Çok fazla taşı yerinden oynattık, Aykut Kocaman’ı ben kovmadım. Aykut hoca bu camianın en kutsal değerlerinden biridir” dedi ancak bu sözlerinin bazıları hiç de gerçekçi değil.
Yani, “Ben kovmadım” cümlesi!
Kocaman’ın ayrılığında o koltukta siz oturuyordunuz sayın başkan! Göndermek yerine tutsaydınız Kocaman’ı... Elinizi tutan mı vardı Allah aşkına?
Sadece Aykut Kocaman mı? Peki, Emre Belözoğlu’na ne demeli?
Bir maç yenildi diye yolları ayırdınız, aynı hataya ikinci kez düştünüz sayın başkan?
O beğenmediğiniz Emre Belözoğlu, sessiz, sedasız işini yapıyor. Başakşehir’de maşallahı var, başarılı işlere imza atıyor, bileği de bükülmüyor.
Fenerbahçe için lig bitti gibi, artı kupaya da havlu attı! Şu yılan hikayesine dönen teknik direktör konusunda camia çok rahatsız, biliyoruz... Artı İsmail Kartal’ın geleceği camiada tartışılan bir başka belirsizlik... Başkan Ali Koç, Kartal’ın yeni sezonda gelecek hocayla devam etmesini istiyor. Valla İsmail hocanın bu teklife de sıcak bakacağını düşünüyorum.
Neden mi?
Onlar bu camianın içinde büyüdüler, vefa duyguları üst seviyededir. Gerek Aykut Kocaman, gerek Emre Belözoğlu, gerekse İsmail Kartal hoca, zor günlerin adamıdır da ondan!
Daum üçlüyle şampiyon yapmıştı
İç hatlarda üçlü savunma oynayacak bir takım gösterin bana, dişimi kırayım! Sanmayın ki, üçlü sisteme karşıyım, bunun hem avantajları, hem de dezavantajları var, öyle sanıldığı gibi pek de kolay değil.
Üçlünün oyun sezgileri üst seviyede olacak bu birrrr... Alan savunmasını eksiksiz ve de hatasız yapacaklar bu ikiii... Yükün büyüğü kanat oyuncularının üzerinde olacağına göre, oradaki arkadaşların benzetme yerindeyse ‘uçak’ gibi olacaklar, bu da üçççç...
Bu sistemin en büyük avantajı kuşkusuz orta alanda bir kişi fazla olmak, bu ofans için de geçerli... Anımsıyorum Beşiktaş’ta Daum dönemi, 1995-96 sezonu, üçlü savunma oynattı... Kanatlarda kim mi vardı? Solda Serdar Topraktepe, sağda ise Sarı Fırtına yani Metin Tekin... O sezon şampiyonluk ipini göğüsledi Beşiktaş.... Kıssadan hisse!
Yalnız adam Batshuayi
Batshuayi konusundaki eleştirilere kısmen katılıyorum... Ancak protesto edilmesine anlam veremiyorum açıkçası! Evet çok gol kaçırıyor, bu anlamda eleştirebilirsiniz, gıkımız çıkmaz... Fakat adam her maç hücumda adeta ‘yalnızları’ oynuyor, farkında mısınız?
Orta sahadan ona bir destek var mı, yokkk! Buna karşın rakip savunmayla boğuşuyor, sağa kaçıyor, sola kaçıyor, yanına gelen kimse yok!
Eleştirelim ama gerçekleri görmezden gelip, ağacı da kökünden sökmeyelim... NOKTA!
‘Önce oynat, sonra sat’
Lider Trabzonspor, bir yandan şampiyonluğa oynuyor, diğer yandan geleceğe dönük genç oyunculara yatırım yapıyor.
Bakın, yarışırken böylesi genç transferlere zaman ayırmak, onları izlemek pek de kolay değildir. Abdullah Avcı’nın onayıyla şu ana kadar Bursa’dan Taha, Kerem ve Batuhan; Altınordu’dan Enis ve Leverkussen’den Emirhan transfer edildi. Beş oyuncunun yaşları 18 ila 20 arasında değişiyor.
İşte yatırım diye buna derim. Önce oynatırsın, parlatırsın, sonra satıp, para kazanırsınız, doğrusu da budur.
Öyle, ‘onu al, buna al’ bir bakmışsınız ki kasa tam takır! İşte Trabzonspor gerçeği, bu anlamda örnektir Abdullah Avcı, bravo...
Torrent sezonu bitirebilecek mi?
Ne güzel söylemişler, “Dere geçilirken, at değiştirilmez” diye...
Eyyy Galatasaray Yönetimi eyy, Fatih Terim ile yolları ayırdınız, koşa koşa İspanyol Torrent’in peşine gittiniz, getirdiniz, dört maçta bir puan çekti ağır abi!
Eee yukarıdaki atasözü de tam Aslan’a göre! Torrent’e camiada tepkiler çooktaannn başladı bile, görünen o ki, İspanyol hoca sezonu çıkaramayacak!
Valla, Aslan’ın tablosuna bakıyorum negatif ötesi bir durum söz konusu, bırakın Torrent’i bir kenara, yönetim kurulu da bundan payını alacağı benzer! Öyle günü kurtarma politikası uygulayan kulüplerin ne hallere düştüğünü geçmişte gördük, görmeye de devam edeeceğiz.
Hep söyledik, büyük takımları, büyük camiaları yönetmek öyle sanıldığı kadar kolay değildir, bilgi, birikim ve beceri ister!
Aslan uçurumun kenarlarında dolaşıyor. Haaa, kırmızı hatta girer mi? Bence çok zor. O tehlike bölgesinden çıkmaya bırakın oyuncuları bir kenara, formasının ağırlığı yeter.
Güzel sözler
“Peşinden gidecek cesaretin varsa, bütün hayaller gerçek olabilir.” Shakespeare