Yöneticilik kararlılıktır, sözünün arkasında durmaktır. Maalesef bu unsurların hiçbiri Beşiktaş’ta yok! Son yıllarda, kamuoyunda da müthiş bir prestij erozyonuna uğradı Kartal...
“Beşiktaşlılık ayrıcalıktır” sözünün yerinde yeller esiyor! Yazık, hem de çok yazık!
* * *
Schuster olayının patladığı gün, her kafadan bir ses çıkmış, aramadığımız, kapısını çalmadığımız yönetici kalmamıştı. Aynı gün 12 yönetici, bir başka deyişle “12 Fransız!”, Schuster’i, TV alt yazılarından öğrenmişlerdi. Neyse... Bu işin bir yüzü... Acı, ama gerçek...
Ama şimdi sıkı durun...
Schuster’in doğru olup olmadığını araştırmak görevimizdi. Yoksa en kolayını yapar, “Şunu alın, bunu almayın” yorumlarıyla hedef şaşırtabilirdik. Denizli’nin avukatlığına da soyunabilir, kamuoyu yaratabilirdik. Ne de olsa, günümüz medyasında birçoğunun tercihi bu değil mi?
Son çare olarak Başkan Yıldırım Demirören’i, yani tüzük gereği tek yetkiliyi aradık. Demirören’in o günkü sözleri aklımdan çıkmıyor. Adeta çıldırmıştı, “Nereden çıktı Schuster?” diye isyan etti Ardından ekledi; “Ne Schuster’i kardeşim. Hocamızın sağlığı yerinde olduğu sürece onunla devam edeceğim. Aksi takdirde çalacağım iki kapı var; biri Lucescu, diğeri Daum”.
Şimdi, kendinizi bizim yerimize koyun. Dedikodulara mı, yoksa başkana mı inanacağız?
Oysa ne başkan sözünün arkasında durdu, ne Lucescu ya da Daum’a teklif gitti!
Zaten bütün gelişmeler, Schuster’i işaret ediyordu, etmesine de, başkan ve iki yöneticinin İspanya çıkarması, gizlice (!) çekilen ve bazı gazetelere servis edilen fotoğraflar düşüncelerimizi değiştirmedi. Çünkü sanal bir görüşmeyi bile ellerine-yüzlerine bulaştırmışlar, dertli başlarına bir dert daha almışlardı !
Schuster ile iki ay önce işi bitiriyorsunuz, ardından sanal isimlerle, formalite görüşmeler yapıyorsunuz! Ne o? ‘Bakın görüştük, ama anlaşamadık’ deyip, işin içinden sıyrılacaksınız!
Kimi kandırıyorsunuz ? Bu senaryoya kargalar bile güler!
Bu arada borsaya göstermelik olarak bildirilen listede Daum’un adı geçmiyordu. Başkanın istediği, ancak bazı yöneticilerin tepki göstermesi üzerine listeden çıkarıldığını adım gibi biliyorum!
* * *
Schuster olayı nihayet dün netlik kazandı ve iki yıllık sözleşme imzalandı ! Bu imza da bize göre sanal... Çünkü veriler, Alman hoca ile anlaşmanın çok eskiye, yani iki ay öncesine dayandığını işaret ediyor. Canlı tanığı da Celal Kolot...
Neyse hayırlı olsun!
Ancak İkinci Başkan Metin Keçeli ve Genel Sekreter Fahrettin Curoğlu’na da bir çift sözümüz olacak. Seçimlerde üyelerin, sizi tercih etmelerinin temelinde ‘tecrübeniz’ ön planda yatıyordu. Hatta unutmuyorum, ikiniz için kongrede, “En azından Başkan Yıldırım Demirören’in hata yapmasına fren olurlar” gibi sözler de edildi.
Şu ortamı görünce, yoruma gerek var mı ?