Gökhan Keskin’i efsane kadrodan tanırım. Yıllarca top oynadı, üst üste şampiyon olan kadronun değişmeziydi.
Futbolu bıraktıktan sonra bağlarımızı hiç koparmadık, ya ben, ya o arar, sohbetler eder, zaman tüneline girer, eski günlerimizi anarız.
Efsane kadro dedik, o kadroda kim varsa, hepsiyle gönül bağımız var. Onlarla sıkı dostluklarımız hız kesmeden devam ediyor. Onlar bizim gençlik yıllarımızın oyuncuları, o dönemler bir başkaydı. Dostluk, samimiyet, güven, saygı, sevgi bizim önceliklerimiz idi. İster inanın, ister inanmayın, muhabirlik dönemimde pek ender kayıt cihazı kullandım dersem abartmış olmam.
Diyeceksiniz ki, peki gazetecilik? İşte burada durun... Bu dostluklar, asıl işimizi yapmamıza asla engel değildi. Doğru haber mi (-ki yalan yazmayı asla beceremem), kimsenin gözünün yaşına bakmam gazeteme yansıtırdım. Yani ‘iş başka, dostluk başka’ misali...
Lafı uzatmadan, asıl konumuz olan Gökhan Keskin kardeşimizin yeniden Kartal Yuvası’na dönüş yapmasına dümen kıralım.
Abdullah Avcı’dan sonra, yönetimin Gökhan Keskin kararı sabaha kadar doğrudur, bravo... Bu dönüş, bir dizi yetkililerle donatıldı. Avcı’nın eli-kolu, gözü-kulağı olacak. Maçlarda sahada yerini alacak, scout ekibinin başında görev yapacak. Altyapı ile Avcı arasında köprü görevini üstlenecek.
Dememiz o ki, Keskin’in yetki alanları çoğaltıldı. Valla, Gökhan Keskin, bu zorluklarının üstesinden gelecek bilgi-birikime fazlasıyla sahip, kimsenin yüzünü kara çıkarmaz.
Artı, Şenol Fidan ve Orhan Ak, maçlarda dönüşümlü olarak Avcı’nın yanında yer alacaklar. Hayırlı, uğurlu olsun, hepsine başarılar diliyorum.
Forvet şart
Ekonomik kriz malum, dört büyükler umudu neredeyse Türkiye Bankalar Birliği’nin borç yapılandırmasına endeksli, çalışmalar, görüşmeler tüm hızıyla sürüyor, sona doğru geliniyor.
Kartal’da Burak Yılmaz’ın kalitesini tartışacak halimiz yok, işini dört dörtlük yapıyor. Yurt dışına transferi söz konusu ama yönetimin onu bırakacağına inanmak istemiyorum!
Yönetim ve Avcı hoca bu alana alternatif iyi bir golcü bulması şart. Geçmişte yapılan hataları gördük, dileriz bunlardan ders çıkarmışlardır. Mario Gomez gitti, yerine Aboubakar geldi, ‘tamam’ dediğimiz anda o da Kartal Yuvası’ndan uçup gitti. Negredo, Cyle Larin ve Vagner Love aşısı hiç tutmadı, hayal kırıklığı yarattı!
Burak Yılmaz’ın yaşının da ilerlediğini de anımsatalım. Konuya bu pencereden bakarsak, iyi bir forvet alınması şart ötesidir. Üstelik bu transfer sıfır hatayla gerçekleştirilmek zorunluluğu vardır, bilmem anlatabildik mi?
Şampiyonluk mu, para mı?
Rotayı biraz da Trabzonspor’a kıralım, orayı da kantara çıkaralım.
Bordo-mavili ekip, ikinci yarıda müthiş bir çıkış yakaladı, yeni sezonla ilgili zirve hesaplarına bile şimdiden başladı. Yusuf Yazıcı ile Abdülkadir Ömür’ün bu çıkıştaki katkılarını yadsıyamayız. Transfer piyasasının gözdeleri arasında, hatta ilk sırayı aldılar bile... Yurt dışından da teklifler var, rakamlar büyük... 15 milyon eurodan kapıyı açanlar bile var.
Abdülkadir 20, Yusuf Yazıcı 22 yaşında... Başkan Ahmet Ağaoğlu, ikisi için ‘Satarsak, kulübe ihanet etmiş olurum’ diyor. Eğer yeni sezonda şampiyonluk hesapları yapıyorsanız, başkanın söylemi sabaha kadar doğrudur... Ancak iş ekonomiye geldi mi, işte burada duracaksınız!
Varsayalım ki, rakamlar 20-25 milyon euroya çıktı, insanı biraz şaşırtabilir mi acaba? Tamam açıklaması çok net, buna bir de taraftar baskısını eklersek, sakal-bıyık meselesine döner! Kaldı ki Trabzonspor, yeni sezonda zirveye oynayacak bir kadrosu var.
İşin özeti, şampiyonluk mu, para tercihi mi ön planda... Tabi ki şampiyonluk, yıllardır Karadeniz ekibinin buna hasret kaldığını da hatırlatırsak, iki oyuncunun transferi artık buzdolabındadır, bir yıl süreyle derin dondurucudadır.
Kaptan gemiyi kurtarır
Emre Belözoğlu, dört yıllık bir aradan sonra yuvaya dönüyor. Her ne kadar farklı takımlarda oynasa da onun Fenerbahçeliliğini kimse tartışamaz. Kaldı ki, gittiği her takımda da formasını sonuna kadar terletmiştir.
Futbol anlayışı hep galibiyet, başarı üzerine kuruludur. Bu özelliğini cümle alem biliyor. İlerlemiş yaşına karşın, gençlere taş çıkartan bir oyuncudur benim penceremden... Fenerbahçe’de bir yıl daha top oynayacak, sonra önemli bir apolet takacak. Benim tanıdığım kaptan Emre Belözoğlu’nun, futbol bilgisiyle, tecrübesiyle, geçtiğimiz sezon kötü bir grafik çizen Fenerbahçe’ye müthiş katkılar sağlayacağından bir milim kuşkum yok... Yolu açık, şansı bol olsun.