Bilal Meşe

Bilal Meşe

bmese@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Lafı eğip, bükmeden direkt konuya girelim... Futbolun oyun olduğunu ülkece unutuyoruz bazen! Bir takımın yenilmesi ya da şampiyonluğu kaybetmesi asla dünyanın sonu değildir arkadaşlar. Bu kavga ve öfkeden artık gına geldi! Bu kötü fotoğraflardan asla ders çıkarmıyoruz veya çıkarmayı beceremiyoruz vesselam!
Bırakın her şey o yeşil sahada kalsın, bu oyunu güzelleştirelim, çekici hale getirelim. Yooo illa galibiyeti, mutluluğu bozmakta üstümüze yok! Alın size Galatasaray-Başakşehir maçı, o negatif görüntüleri savunacak halimiz yok, bize asla yakışmıyor! Eğri oturacağız, doğruyu konuşacağız... Galatasaray’ın kadrosu etkili oyunculardan kurulu.... Örnek mi? Onyekuru... Topu ayağına aldığı anda tutabilene aşkolsun, körük gibi ciğerlere sahip adam. Kaleci Muslera, kendi hatasını inanılmaz telafi ediyor, gollere geçit vermiyor! Feghouli, Belhanda, Marcao, Luyindama, Fernando, hangisini saysak? Başakşehir’in galibiyeti tamamen Visca ve Emre’ye endeksli! Artı Epureanu, haftalardır sakat, ortalarda yok! Bu olumsuzluklara Başakşehir’in yüksek yaş ortalamasını da eklersek, Galatasaray’a kaybetmeleri asla sürpriz değildir.
Dememiz o ki Galatasaray bu Başakşehir ile 10 maç oynasa hepsini kazanır arkadaş! Nereye varmak istiyoruz? Elbette bir takım gol yer. Bir yersiniz, iki atarsınız, ortalığı ayağa kaldırmanın alemi ne? Valla bir sporsever, bir futbol adamı olarak o çirkin görüntüleri asla onaylamıyorum! Büyükler olarak öyle benzine ateşle gitmeyeceksiniz, tam tersi yatıştırıcı olacaksınız, olmalısınız. Galatasaray’ın şampiyonluğuna gölge düşürmeyeceksiniz.
Kim haklı, kim haksız muhabbetine girmeyeceğim, her şey ortada, görünen köy de kılavuz istemez! Pozisyon gereği ufak-tefek saha içinde gerginlikler olabilir, futbolun içinde bunlar var, aktörler o tatsızlıkları saha içinde çözerler... Yeter ki kenara taşmasın, maalesef taşıyor, olmuyor, bu görüntüler futbolumuzu daha da geriye götürüyor, bilesiniz! Artı faturası da ağır oluyor, cezalar kapıda bekliyor! MHK maça iki gözlemci, dört temsilci atadığına göre işi bayağı ciddiye almış. Dördüncü hakem Halil Umut Meler... Tüm olaylar gözünün önünde gerçekleşti, en yakın tanığı o... Görüntüler ortada ama yine de yaşananların detaylarını onun raporundan öğreneceğiz.

Haberin Devamı

Yolu açık olsun

Haberin Devamı

Gelelim şampiyona, yani Galatasaray’a... Her zaman yazdım, hangi alan olursa olsun, ‘inanmak’ başarının yarısıdır... Fatih Terim’i tanıyoruz, biliyoruz, kaç puan geride olursa olsun, asla pes etmez, sürekli zirveyi kovalar, yakalar da. Nitekim, onca puan geriden gelip, Başakşehir’i geçmesi ve başarısını şampiyonlukla taçlandırması sürpriz olarak görülmemelidir. Neticede oturmuş ve de etkili futbol oynayan kadrosu var... Bizler de Aslan’ı şampiyonluğundan dolayı bir kez daha kutluyor, Devler Ligi’nde yolları açık, şansları bol olsun diyoruz.

Taraftarsız bu iş çok zor

Biraz zaman tüneline girip, 2004 sezonunu anımsayalım. Beşiktaş’ın başında Lucescu var, yanılmıyorsam Fenerbahçe’den 8 puan öndeydi. Ne oldu sarı-lacivertli ekip farkı kapatıp, şampiyonluk ipini göğüsledi. Bu gerçeği yazdıktan sonra rotayı yeniden Başakşehir’e çevirelim... Üç sezondur Başakşehir getiriyor, getiriyor, tünelin sonunu bir türlü göremiyor! Eee futbol böyle bir oyun, tüm öngörüleriniz, hesaplarınız şaşar, hüsrana uğrarsınız!
Ne var ki Abdullah Avcı ve ekibi üç yıldır şampiyonluğu elleriyle rakiplerine verse de (!) ligimize renk ve heyecan katmıştır. Sürekli zirvede kalmak, büyük hedefi kovalamak zordur, Avcı bunu başardı, tek eksiği kupa! Elbette Başakşehir’in handikapları yok değil. Bir kere taraftarı yok, yani rakiplere baskı kuramıyorlar. Bir takım 12. adamdan yoksunsa ki öyle, Başakşehir’in en büyük dezavantajının bu olduğunu görüyoruz. Son Galatasaray maçındaki tribünlere bakın, ne demek istediğimiz anlaşılır.
Avcı kalacak mı, gidecek mi, biraz daha bekleyip göreceğiz. Kaptan Emre yeniden rotayı Fenerbahçe’ye kıracak, biliyoruz. Adebayor kulüple yollarını ayıracak, bu ayrılık zincirine kimler ilave olacak, takipteyiz...

Haberin Devamı

Sadece Cüneyt Çakır!

Ahh hakemlerimiz ahhh! Valla bu sezon karneniz hiç de iyi değil, bilesiniz! Yahu arkadaş VAR’ı niye devreye soktuk? Daha rahat maç yönetin, hata yapmayın, kimsenin hakkını yemeyin, maçın skoruna tesir etmeyin diye. Fakat gördük ki, VAR’a karşın hakemlerimiz çok ciddi hatalar yaptı, yine bildiklerini uyguladılar (!), sürekli hedef tahtasında yer aldılar.
Elimizde elle tutulur bir Cüneyt Çakır’ımız var, Avrupa ona güveniyor, sahipleniyor, biz ise tam tersini yapıyoruz. Bakın, Galatasaray-Başakşehir maçı tamamlandıysa bunu Çakır’a borçluyuz. En azından biraz olsun ona güven ve de saygı var. Avrupa arenalarında Çakır’ın sıfır hatayla maç yönetmesinin temelinde oradaki futbol kültürü yatıyor, biz de ise tam tersi maalesef!

Taki Doğan...

Taki Doğan... Onun gazeteciliğini, haberciliğini, asla tartışmam... Her yönüyle pozitif dört-dörtlük adamdı Taki abi...
Ankara’nın nabzını onun haberciliğinden öğrenirdik... İşin özeti, tepeden-tırnağa hem gazeteci, hem de dosttu Taki abi... O bizim kulvarın efsane isimlerindendi. Seni çok ama çok özleyeceğiz, mekanın cennet olsun, ışıklar içinde uyu abi.
Dostların yani bizler seni hep yaşatacağız, unutmayacağız, güzel adam.