Futbolda istatistiklere fazla takılmam. Öyle maçlar oluyor ki, ortaya konulan oyun, tabeladaki o rakamlarla bir türlü örtüşmüyor! Beşiktaş’ın en büyük özelliği kuşkusuz pas trafiğidir, öyle böyle değil arkadaş! Şöyle verilere baktım, o da ne! 709’u isabetli 782 pas yapmışlar...
Buna ne nefes, ne de can dayanır arkadaş! Başakşehir maçının ilk yarısına bakalım, kapanan bir rakip, sürekli topu ayağa oynayan, savunma kilidini açmaya çalışan bir Beşiktaş... Bu oyun böyledir, top hep sizdedir, kilidi açmaya gelince zorlanırsınız!
Tıpkı ilk yarıdaki Beşiktaş gibi... Her yolu denedi Kartal, topu kanatlara taşıdı olmadı, göbekten indi olmadı, ta ki 42. dakikaya kadar. Larin geldi, ilginç bir gole imza attı, o da şaşırdı, biz de!
Başakşehir kritik bölgede, alacağı her puan onun için can simidi anlamı taşıyor. Kaldı ki, Aykut Kocaman hocamızın oyun felsefesine yabancı değiliz. Yani açılsan bir türlü, açılmazsan bir türlü!
Zaten Beşiktaş’a karşı oynayan tüm takımlar kapanıyor, bilmeyen yok! Başakşehir’in hesabı, Kartal’ı önce durdurmak, sonra kontra toplarla vurmaktı. Valla eğri oturacağız, doğruyu da söyleyeceğiz. Nitekim ilk yarıda ev sahibi iki net pozisyon buldu, biri Aleksic, diğeri Crivelli ile... Biri direğe takıldı, diğerine Ersin geçit vermedi. Maçın ilk yarısı futbol kalitesi açısından fazla keyif vermedi. Pas, pas, bizim de başımız döndü!
Gelelim ikinci yarıya, müthiş bir mücadele, nefes kesen ve keyif veren futbol, fileleri bulan goller vardı.
Larin’in golüne ikinci yarıda Deniz yanıt verdi, skoru eşitledi. Valla, Vida ve Welinton’un arasından o golü atmak kolay mı, bravo Türüç’e... Gelin görün ki, Kartal o klasik pas trafiğinden bir milim taviz vermedi, nasıl başladıysa öyle devam etti. Welinton, Deniz’in golündeki hatasını kritik bir gol atarak kapattı, gönül aldı! Başakşehir yine açıldı, ofansa döndü, Demba Ba ile skoru eşitledi. Senegalli sevinmedi, haklıydı.
Tempo yükseldi, heyecan tavan yaptı, 84’te Josef sahne aldı, son sözü söyledi, Kartal’ı üç puana uçuran isim olurken, Başakşehir’in puan hesaplarını da alt-üst etti!
Şimdi... Başakşehir ofansı tercih etti, iki gol buldu. Peki kardeşim, madem böyle bir yeteneğiniz vardı da, attığın her golden sonra niye kabuğunuza çekildiniz? Eee, bu anlayışla oynarsanız, faturası da ağır oluyor arkadaşlar!
Maçtan önce Sergen Yalçın hocanın nasıl bir 11 çıkaracağını merak ettim. Niye mi? Çünkü sarı tehlike söz konusuydu Kartal’da... Malum Fenerbahçe derbisi var; Josef, Ghezzal, Rosier ve Necip radardaydı. Görüyoruz ki Sergen hoca bu riski aldı, üçünü de 11’de sahaya sürdü. Haklıydı, böylesi kora kor zirve yarışında puan kaybının, hedefinize sekte vurması işten bile değildi. Neyse ki sarıya takılmadılar, maçı bitirdiler, bu da büyük başarıdır.
Şunu iyi biliyoruz ki, ligde hiçbir maç kolay değil. Evet, Beşiktaş oynadığı futbolla fark yaratıyor, en önemlisi müthiş bir inanmışlık var takımda. Her maçı final havasında oynuyor, zorlansa da kazanmasını biliyor.
Kartal’da özgüven tavan yapmış, takımdaşlık en üst seviyede. Maç bitiminde ekrana yansıyan fotoğraf karelerine bakın. Herkes sarmaş dolaş... Souza’ya olan sevgiye bakın, yorumunu siz yapın...