Ortada bir gerçek var, o da Beşiktaş’ın büyük ‘baskı’ altında olduğu... Bir yanda üçüncü yıldız, yani şampiyonluk hesapları, diğer yanda UEFA Avrupa Ligi...
Psikolojik pencereden bakacak olursak, bu baskı, Kartal’da stresi ve telaşı birlikte getiriyor. Böylesi bir tabloda futbolcuların sinirlerine hakim olması şarttır. Sinir katsayınız ne kadar yükselirse, hata yüzdeniz de buna paralel artar. Bırakın pozisyon üretmeyi, golü bile zor bulursunuz.
Buna bir de kenar yönetimi eklemek de yarar var. Yılların tecrübesi Şenol Hocamız da rahat değil, öfkesine fren koyamıyor!Kenardaki stres, sahadaki gerilimi bir tık yukarı çıkarıyor, biraz sakin hocam!
Dememiz o ki, Kartal, ilk yarıda bu faktörler nedeniyle oyunda üstünlüğü tam yakalayamadı. Elbette konuk takımın da sert futbolu, artı presi, Beşiktaş’ın pozisyon üretimine set çeken en büyük faktör idi. Konuk takımın katı savunma anlayışını Beşiktaş ancak 45 artı 5’de yıkabildi.
Quaresma, sahanın en sakin adamıydı. Sanırsınız ki sinirlerini tek tek aldırmış! Atamadığı bir gol var ki, kendisi de şaşırdı. Oğuzhan’ın attığı golde onun da payı yüksekti. Klas hareketlerle rakibini saf dışı bıraktı, Babel’i gördü, tecrübeli futbolcu indirdi, Oğuzhan’a vurmak kaldı.
Gençlerbirliği, oynamaktan çok oynatmamayı hedefledi, ilk yarıda ilk gole kadar bunu başardı, Uğur’la net bir pozisyon buldu, Fabri kurtardı. Onda da sol kaşı patladı, sakatlandı, yerini Tolga’ya bıraktı.
Ancak Gençler ikinci yarıda çözüldü, liderden fark yedi. Dememiz o ki, kilidi Oğuzhan açtı, stres sıfıra indi. Kartal rahatladı, ikinci yarıda gerçek kimliğine büründü. Dar alanda öyle paslaşmalar yaptı ki Beşiktaş, konuk takım uzun süre topun yüzünü göremedi!
Talisca’nın nefis frikik golüyle aldı sazı eline, hem çaldı, hem oynadı. Üretti, atamadı. Hangisini yazsak, Cenk’i mi, yoksa Babel’i mi? Neyse ki, Babel bitime beş dakika kala, skoru belirlerken, alkışı da hak etti.
Pas yüzdesini üst seviyeye taşıyan Kartal, şampiyonluk yarışında yeniden büyük avantaj elde etti, rakibi Başakşehir’le arasındaki puan farkını beşe çıkardı.
Son sözümüz Gökhan Gönül’e... Helal olsun ona... Gençlere tam bir örnek... Hem hücumda var, hem de savunmada... İşini mükemmel yapıyor, savunma bloğundaki gedikleri öyle kapatıyor ki, inanılmaz... Tam bir süpürücü, savunmanın adeta sigortası... Aman nazar değmesin.